Bolu'daki Şato evlerinin akıbeti belli oldu firma iflas etmişti
Abone olBOLU'da yaptığı şato tipi villalarla bilinen firmanın projelerinin yarım kalması ve iflas kararı verilmesi üzerine şirket alacaklılarının başvuruda bulunduğu İstanbul 1. İflas Müdürlüğü, taraflar arasında bir toplantı düzenledi. İflas kararı verilen şirketin faaliyetlerine devam etmesine yönelik karar alındı
İstanbul Adalet Sarayı'nda
1. İflas Müdürü Ahmet Özata’nın başkanlığında
gerçekleştirilen ilk alacaklılar toplantısına, toplamda 48 milyon
700 bin 744 liralık alacağı bulunan yaklaşık 100 kişi katıldı.
Yoklamanın başlamasının ardından, toplantıya katılanların toplam alacak tutarının 47 milyon 562 bin 394 lira olduğu açıklandı.
Toplantıda söz alan bir alacaklı, müflis(batık) firmanın sahipleriyle aynı soyadı taşıyan ve aynı zamanda alacaklı olan kişilerin de salonda bulunduğu, bunun ahlaki olmayacağını, büro azası seçilen iki avukattan birinin de bu nitelikteki kişilerden bazılarının avukatı olduğunu savundu.
İflas Müdürü Ahmet Özata ise bu hususta bir itirazları var ise, dilekçeyle başvurabileceklerini, büro azası seçilen avukatların hukukçu kişiler olduğunu söyleyerek, alacaklılara peşin hükümlü olmamalarını belirtti.
Toplantıda daha sonra iflasın açılış tarihinden bugüne kadar
yapılan işlemlerin özeti, Özata tarafından salonda açıklandı.
"İflas verilirse inşaat çöp olur"
Faaliyet
izni oylamasının yapılacağı sırada, müflis firmanın
avukat Özgür Yanar söz istedi. Firma hakkındaki iflas
kararını istinaf mahkemesine taşıdıklarını kaydeden avukat Yanar,
"Bahsi geçen şirketlerin iflas edemeyeceği yönünde başvurumuzu
yaptık. Faaliyetler devam etmekte. Palas otelin ve devre mülklerin
iç dizaynı, peyzajı yapılıyor. Faaliyete devam
edilirse altın olur, edilmezse çamur olur. Bu şirket
borca batık değil. Şirketin mal varlığı, bahsi geçen inşaatların
5-10 katı civarında. Haziran ayına kadar varlıklarınızı teslime
hazır hale getirelim. Faaliyet izni verin, sözler tutulmazsa bir
sonraki toplantıda faaliyet izni vermezsiniz." dedi.
Alacaklıların, "faaliyet izni verilmezse ne olacağına" yönelik sorusunu yanıtlayan başkan Özata ise, "Faaliyet izni vermezseniz ve bu karar kesinleşirse gidip oteli ve şirketin merkezini mühürleyeceğim." diye konuştu.
Bu sırada söz alan, müflis ve alacaklı olduğunu
söyleyen Tolga Özbek, firmanın iflası verilirse, inşaatın çöp
olacağını dile getirdi.
Özbek, "Hiçbir şekilde iflasa sırtımızı dayamadık. Biz hiç iflas
kararı verilmemiş gibi çalışmalara devam ediyoruz. Bugüne kadar hep
öz kaynaklarımızı kullandık. Benim ricam, biz her şeyimizi ortaya
koyuyoruz. Bu Sarot Palace'ı bitireceğiz. Country ve Palace'ı aynı
anda bitiremeyiz. İkisini birden bitirmeye gücümüz yok. Country zor
bir inşaat değil, sadece paraya ihtiyaç var. Sarot'un faaliyetinin
devamına izin verirseniz, oradan gelecek parayla, Country için
çalışmalar yapacağız." şeklinde konuştu.
Oylamada "devam" kararı çıktı
Toplantıda daha sonra faaliyet izni için oylama yapıldı. Yapılan
oylama neticesinde oy çokluğu ile ikinci alacaklılar toplantısına
kadar şirket faaliyetinin devam ettirilmesine karar verildi.
Daha sonra geçilen ikinci oylamanın, iflas idare memurlarının seçimine ilişkin olacağı belirtilerek, alacaklılardan 4 aday göstermeleri istendi. Bunun üzerine bir alacaklı, iflas idaresinin, İstanbul 1. İflas Müdürlüğü tarafından yapılmasını teklif etti. Parasal çoğunlukla seçilecek iflas idaresine güven olmayacağını kaydeden alacaklı, "Biz bu güven sağlanması için tasfiyenin desen yürütülmesinin oylamaya sunulmasını istiyoruz." dedi.
Oylamada, alacaklılar, tasfiyenin ikinci toplantıya kadar İflas Müdürlüğü tarafından resen yürütülmesine karar verdi. İkinci alacaklılar toplantısının 2 ay sonra yapılacağı öğrenildi.
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 30 Kasım 2018'deki duruşmada, Sarot Turizm Otelcilik Gayrimenkul Taahhüd A.Ş, Burj Al Babas Termal Turizm Pazarlama ve Bolu-e Enerji Beton Nakliyat İnşaat Taahüt Sanayi Ltd'nin iflasına karar vermişti. Kararda, bu şirketlerin geçici mühletten bu yana mali durumunu iyileştirme, önceden doğmuş ve doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi ihtimalin bulunmadığı belirtilmişti.