Öncelikle bilinmeli ki; ben kimin neyi, nerede, nasıl ve kimle
yaşadığı ile zerre ilgilenmiyorum.
Bana ne yani…
Yazım bir anlamda yaşadığımız toprakların bazı ilişkilere
toplumsal bakışının değerlendirmesidir.
Kişiselleştirmeden öyle bakın isterim.
Öylesine yani…
Habere göre üç çocuk annesi ünlü bir kadın yat tatiline; kocası
ve kız arkadaşı ile birlikte gitmiş.
Kız arkadaşı diye yazıldığına bakmayın, tatil sırasında çekilen
resimlere göre o kız arkadaş; aynı zamanda sevgili…
Yani büyük ihtimalle; kocası ve
sevgilisi ile aynı anda tatil yapmış.
Düşünsenize evli ve çocukları olan bir kadın; kocası ile gittiği
yat tatiline samimi (!) olduğu bir kadın arkadaşını da
götürüyor.
Ve kocasının olmadığı, yani yakalanmayacaklarından emin
oldukları zamanlarda; o kız arkadaşı ile yatta tıpkı birer sevgili
gibi sarmaş dolaşlar ve sık sık dudak dudağa öpüşüyorlar.
Resimler öyle…
Bir tek; biz sevgiliyiz diye ilan etmiyorlar.
Samimiyet o derece yani…
Muhtemelen kocası ile bu kadar samimi pozları yoktur.
Resimleri görmüş olanlar bana hak vereceklerdir; o kadar
yani…
Bir bakıma o kadın; biseksüeliğinin ilanını;
kocasının yatında, kocası ile tatildeyken yapmış…
Kocasının bundan haberi var mı ya da umurunda mı bilinmez.
Ama yattaki bu cesaret; yataklarındaki gizemin
bana göre rezil gösterisi bile olabilir.
Kültürel anlayış ve ahlaksal yaklaşım; elbet
bazı bakışları, özellikle de cinselliğe ve fantezilere bakışı
etkiliyor.
Ki belki de bu yüzden bu derece aleniyet…
Emin olun benzeri durumlar yani ilişkiler; bizim toplumumuzda da
illaki vardır.
Kim bilir belki de hemen yanı başımızda…
Yüzde yüz yorgan altına saklı olarak…
Ahlaksal anlayışa göre bu durum; yasağın
karekökü çünkü…
Yasağın bile yasağı çünkü…
Yani evli ve çocuklu bir kadın olarak başka bir kadınla
ilişki yaşamak…
Hatta inanıyorum ki böylesi farklı bir cinsel yaşamın üstüne;
başka bir erkeği de hayatlarına alan kadınlar bile vardır.
Anlayacağınız onlar için bazı anlamda bolluk hat safhada…
Kimse bilmese de, kimse görmese de ahlaksızlık en başta…
İki kişinin bildiğinin sonsuza kadar sır olarak kalmayacağını
bilmezlik ise en sonda…
Bence medyaya düşmüş ya da bir gün açığa çıkma ihtimali olarak
dört duvar arasına sıkışmış, doyumsuz (
olumsuz anlamda) bir yaşamın herkesten saklı
doyumsuz ( olumsuz anlamda) yataklarına saklanarak
karışık ilişkilere kendilerini bırakmış ve her şeye rağmen
yataklarında yalnız kalan kadınlardır onlar.
Çünkü böylesi karmaşık ilişkiler arasında savrulan hayatlarını;
hep bir yanlışla ve çok eksikle yaşamaya
mahkûmlardır.
Kendi dünyalarına ait bir bahaneye yakıştırarak yaşadıkları bu
çapraşık ilişkileri; onları gerçeklerden, gerçek
sevgi ve ilişkilerden koparacaktır.
Yanlışları; doğruları hayatlarından itecektir ya da
itmiştir…
Yataktaki mutluluk arayışları; hayatlarındaki mutsuzluğu
tetikleyecektir.
Doymaya çalıştıkça doyumsuzlaşacak ve doyumsuzlaştıkça daha çok
mutsuz olacaklardır.
Çünkü onlar yanlışa kendilerini
yakıştırmışlardır.
Ve o yanlışa bulaşmışlardır…
Onlar; gerçek aşka lekelidirler.
Çünkü her şeye bir gizem katmayı seven mutsuzların
geçici şehvetine bulaşarak; hem o sahte gizemin yatağının rezil
oyuncusu olurlar, hem de yaptıklarını saklamaya çalışan
devekuşu…
Onlar gözlerini kapatarak yaşadıklarını
saklayabildiklerini sanırken, kalplerinin ve bedenlerinin; normale
arsızlığı ise anlayabilenlere aşikârdır.
Yürekleri ise zaten yerlerde…
Ve ne yazık ki bizim gibi az gelişmiş ülkeler de kadının erkekle
ilişkilerini zaman zaman manasızca ve yobazca yargılayan zihniyet;
kadının başka bir kadınla ya da kadınlarla
ilişkilerinin boyut ve şekillerini hep göz ardı ettiği
için; lezbiyenlik ve biseksüellik hep gizli bir şekilde var
olacaktır.
Aleniyetin temizliğinden uzak olduğu için…
Aldatma üstüne aldatma yaşandığı ve yaşatıldığı
için…
Çünkü bazen; kadının evinde cinsellik yaşamasa bile ihanet
etmeyeceğine ve kadınların kendi aralarında sadece dedikodu ile
vakit geçirip, gerçek hayatlarını sorgulamayacaklarına inanan garip
bir anlayışın eseridir; lezbiyenlik ve biseksüellik…
Karısının erkeklerle paylaşımını kıskanırken, samimi bir kadın
arkadaşı ile ilişkisini; o yüzden atlar evdeki erkek zihniyeti…
Ve atladığı içinde bazen tıpkı bu yazıya konu olan yat tatili
gibi o iki kadının yatak hikâyelerini finanse eder
evin reisi.
Oysa kir bulaşmış yatağa çarşafı
bilmeden seriyordur..
Ya da yine bilmeden yorganı o iki kadının üstüne ayıp örter gibi
örtüyordur.
Altında yaşananları bilmeden…
Aşkı yazdığım yazım için
İNDİGO Dergisinde yayınlanan son yazım için
İletişim için;