Birkaç soru...

Bugün fazla zamanınızı almayacağım. Nice zamandır kafamı kurcalayan birbirinden bağımsız birkaç soru var. İzninizle onları hızlıca sorup kaçacağım.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Bugün fazla zamanınızı almayacağım. Nice zamandır kafamı kurcalayan birbirinden bağımsız birkaç soru var. İzninizle onları hızlıca sorup kaçacağım.

Hazırsanız başlayalım.

1- Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, "Bir lider kendi halkından korkmaz, çekinmez. Erdoğan kendi halkından korktuğu için yüzlerce korumayla dolaşıyor" diye suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun meğer 14 koruması varmış.

Ankara'daki şehit cenazesinde kendisine yönelik saldırıdan sonra ise koruma sayısı iki katına çıkarılmış. 

Soru şu:

Eğer Kılıçdaroğlu günün birinde hasbelkader ülkeyi yönetecek pozisyona gelirse, sizce kaç korumayla dolaşır?

2- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, YSK'nın İstanbul seçimleriyle ilgili itirazları değerlendirmesine itiraz ettiği konuşmasında, "Bu artık bir İstanbul seçimi değil, demokrasi mücadelesidir. YSK ya sonuçları olduğu gibi ilan edecek ya da demokrasi dışına çıkılacak" dedi.

Soru şu:

Sizce CHP lideri "Demokrasi dışına çıkılacak" diyerek ne demeye çalışmaktadır. CHP'nin planları arasında seçimin yenilenmesi durumunda Gezi tarzı sokak eylemleri yapma gibi bir plan sizce var mıdır?

3- Geride bıraktığımız seçimlerde, devletin üst düzey bürokratlarının oturduğu lojmanlardaki seçim sandıklarından CHP'ye yüzde 80'in üzerinde oy çıktığı belirlendi. 

Malumunuz...

Muhalefet, AK Parti'nin kendi adamlarını devlet kadrolarına yerleştirdiğini yıllardır söyleyip duruyor. 

Soru şu: 

CHP kanadından bakacak olursak.  Eğer AK Parti kadrolaşıyorsa, üst düzey yöneticilerin oy kullandığı sandıklardan nasıl oluyor da CHP çıkıyor? 

AK Parti kanadından bakacak olursak. AK Partililerin mülakatla personel alımı yaptığını hepimiz biliyoruz. Bu mülakatları yapanların AK Partili olduklarından ya da akçeli işler karşılığında kadrolaşma yapmadığından emin miyiz? 

Hatta hiç çekinmeden şu soruyu da soralım: 

Acaba bu mülakatlar üzerinden devletin üst düzey kadrolarına hala Fetö'cüler yerleştiriliyor ve AK Parti'ye operasyon çekiliyor olabilir mi?

4- Ahmet Davutoğlu'nun ekibinden olduğu bilinen ve gittiği her yerde kendisini Davutoğlu'nun danışmanı olarak tanıtan Atılgan Bayar isimli şizofrenik düşünceli zat var. Bu zat önceki gün, benim de mensubu olduğum İhlas Holding'in bütün çalışanlarını "Işık Örgütü" diyerek terörist ilan etti. 

Soru şu: 

Hani olur da Davutoğlu günün birinde devleti yönetme yetkisi alırsa, bu şizofrenik düşünceli kişiyi yanında danışman olarak tutmaya devam edecek mi? 

Ya da şöyle soralım:

Böyle birini yanında danışman olarak tutan Davutoğlu'nun Türkiye'nin demokrasi anlayışından ya da medya özgürlüğünden yana şikâyet etme hakkı var mı? 

Ve son soru benimle ilgili...

Yazdığım her yazının altına, "Yakında senin desteklediğin iktidar düşecek ve senin maman da kesilecek" diyen ya da "Aldığı paraya göre yazı yazıyor" diye saçmalayan arkadaşlara rastlıyorum.

Soru şu:

Bu iddiada bulunanlar arasından en yoksul arkadaşları baz alarak söylüyorum. Gelin bu işi sizin için daha cazip hale getirelim: Eğer benim çok para kazandığımı düşünüyorsanız, sizinle gelir ve gider tablomu, yani borçlarımı ve varlıklarımı takas etmeye hazırım. 

"Bende bu iddiaya girecek "göz" var" diyen bir adım öne çıkabilir mi?