Bir pazarlama hatası olarak Ekmeleddin İhsanoğlu

Ekmeleddin İhsanoğlu Türkiye'nin iki büyük muhalefet partisinin çatı adayı. Muhalefetin çatı adayı AK Partinin cumhurbaşkanı adayından çok daha fazla merak konusuydu aslında.

Hatice KÜBRA kubra@internethaber.com

AK Parti büyük bir organizasyonla şova dönüşen bir cumhurbaşkanlığı tanıtım toplantısı düzenledi. Malumun ilan edildiği bu toplantının tüm kanallarda canlı olarak verilmesi ise diğer adaylara karşı büyük bir haksızlık olarak eleştirildi.

Başbakan Erdoğan'ın hedef kitleye ulaşmada diğer iki adaydan daha büyük avantajlara sahip olduğu şüphesiz. Fakat bu eleştiriyi yaparken dönüp bir de rakiplerine bakmak gerekmez mi?
 

Ekmeleddin İhsanoğlu Türkiye'nin iki büyük muhalefet partisinin çatı adayı. Muhalefetin çatı adayı, AK Partinin cumhurbaşkanı adayından çok daha fazla merak konusuydu aslında.

Bu merak duygusu bile medyanın ve hedef kitlenin yapılacak bir organizasyona kilitlenmesi için yeterdi de artardı. Öyle devasa bir organizasyona, iktidar partisinin yaptığı gibi janjanlı şovlara da gerek yoktu üstelik. 
 
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi ilk açıklandığında, insanlardaki tepkiyi bi hatırlayın lütfen.

Genel duygu "şaşkınlıktı".

Şaşkınlık duygusunun bilinçaltını açan bir duygu olduğunu bilmek için psikanalist olmaya falan gerek yok. Ortalama bir PR'cı bunu gayet iyi bilir.

Muhalefet başka hiç bir duyguya gerek duymadan, merak ve şaşkınlık duygusu üzerinden yürüyemez miydi?

Meseleye biraz daha stratejik yaklaşıp işin "pazarlamasına" odaklanamaz mıydı? (ki hala bunu yapmadılar). Çünkü siyaset biraz değil, baya baya pazarlama işi ve en büyük rakipleri siyaset pazarlamada tam bir usta. 
 
Herkesin çatı adayın kim olacağını merak ettiği bir ortamda, CHP ve MHP'nin beraber organize edeceği bir tanıtım toplantısının medyada istedikleri ölçüde yer bulmaması mümkün müydü? Hele isim ilk kez burada açıklanacaksa. 
 
Tabi iki lider, üzerinde mutabakata vardıkları bu isme karşı parti tabanlarından gelecek tepkileri kestiremedikleri için böyle bir organizasyona girmemiş olabilirler. Fakat CHP ve MHP'nin genel olarak siyasetteki heyecansızlıkları burada da kendini gösterdi. Attıkları adımları genelde görev savma havasında yapıyorlar. Dostlar alışverişde görsün misali.
 
Sonuçta açıklanan 3 cumhurbaşkanı adayı arasında tanıtım ve medya açısından haksız rekabet olacağı aşikar. Fakat bunun bütün faturasını AK Parti'ye kesmek de haksızlık olur. 

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçim kampanyasıyla ilgili tek bir söz duyabildik mi?

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'na aday çıkaracaksın ortada ne bir seçim manifestosu, ne bir seçim logosu, ne bir seçim şarkısı... Aslına bakarsanız çatı aday açısından ortada bir seçim havası bile yok.

Atı alan Üsküdar'ı geçmiş, bunlar daha "kervan yolda dizilir" diyor. 

MEYDAN ERDOĞAN'A KALIYOR
 
Bunun yanında Erdoğan karşısında yenilmişlik psikolojisine teslim olmaları en büyük sorunlarından birisi. 

Yaptıkları işlerde bu yenilgiyi baştan kabul etmişler havası var. Bu durum kuşkusuz bütün işlerine yansıdığı gibi çatı aday formülüne de yansıyor. "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" diyen bir tabana sahip olmalarına rağmen yenilmişlik psikolojisiyle iddialarını kaybediyorlar. 
 
Ne bir heyecan, ne bir enerji emarisi var. Sonra da dönüp suçu Erdoğan'a oy veren toplumda arıyorlar. Halbuki CHP ve MHP önce bir iddia sahibi olmalı. Sonra bu iddiayı toplumun gündemine taşıyacak bir enerjiye ve heyecana gerek var.
 
Hadi bunlar yok, bari seçim kampanyası yürütürken var"mış" gibi yapın. O da yok!

Tüm bunlar olmayınca bütün meydan haliyle Erdoğan'a kalıyor.