Bir çocuk öldüğünde...

Önce insan sevmek öğretildi hepimize...Ve biz Kürt mü, Ermeni mi, Alevi mi, Türk mü, sağcı mı solcu mu diye bakmayız...Bir çocuk öldüğünde...

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Sokakta evcilik oynarken...

Daha çok küçüğüz tabii, ne sağcı biliyoruz ne solcu...

Ne dindar biliyoruz, ne kindar!

Ne Alevi biliyoruz, ne Sünni...

Ne Türk biliyoruz ne Kürt...

Bebeklerimiz var plastikten...

Yaz günü, dışarıya kilim sermişiz bebeklerimize anne oluyoruz işte...

Uyutuyoruz bebeklerimizi...

Onlar uyurken yan tarafta yemek yapıyoruz yine plastik kaplarda...

Ya da bir kulpu kırık diye oyuncak niyetine verilen tencerelerde...

Ne pişiriyoruz diye sorsanız...

Hiç...

Ama mutluyuz...

Bebeklerimizin üstü sımsıkı örtülü yaz günü, üşümesinler diye...

Korkumuz, bebek ya onlar, ya üşürlürse...

Hem rengarenk bebeklerimiz...

Benim ki siyah mesela...

Hala saklarım o bebeğimi...

Saçları da var, boyundan uzun...

Benim güzel "Arap kızım"...

Müslüman mı bilmiyoruz, ilgilenmiyoruz da... 

Öznur'un ki sarışın mavi gözlü, uyurken gözleri kapananlardan...

Kim bilir kimlerden ama bir Alman kızı olmalı saçlarının sarılığından...

Arzu'nunki bez bebek...

Başında yazması var, yöresel kıyafetler içinde...

Belki Kürt, belki laz, belki yörük...

Bilmiyorum, bilmiyoruz, merak etmiyoruz...

Hepsine aynı sevgiyle bakıyoruz işte...

Ne Kürt diyoruz, ne Türk, ne Ermeni, ne Müslüman....

Hepsini seviyoruz...

Böyle öğretildi bize...

Önce insan sevmek öğretildi hepimize...

Ve biz Kürt mü, Ermeni mi, Alevi mi, Türk mü, sağcı mı solcu mu diye bakmayız...

Bir çocuk öldüğünde...