Binbir surat Tuncay Güney
Abone olCIA ajanı, Fethullahçı suçlamalarına hedef oldu. Son olarak da MİT bağlantısı... Her taşın altında çıkan Tuncay Güney kime çalıştı?
Türk yargı tarihinin en büyük davalarından olan
Ergenekon’un kilit ismi Tuncay Güney’in, Mehmet Eymür döneminde MİT
adına çalıştığı yolundaki iddialar, gözleri yine bu karanlık isme
çevirdi.
İşte, "CIA ajanı", "Fethullahçı", "MOSSAD ajanı", JİTEMCİ, MİTÇİ
suçlamalarına hedef olan 'Binbir surat' Tuncay Güney’in yaşam
öyküsünden kesitler ve kuşkulu noktalar...
ÇORUM’DA DOĞDU: Tuncay Güney, 1972 yılında Çorum’un Kargı ilçesi
Gölet köyünde doğdu. Bir yaşındayken ailesi İstanbul Gültepe’ye göç
etti. Babası okullarda teknisyenlik yaperken, kökleri Mısır’a
dayanan annesi 4 kutsal kitabı oğluna öğretti. 13 yaşında babasını
kaybetti, pazarlarda annesinin ördüğü giysileri sattı. İSTEK
Vakfı’na ait lisede birinci sınıfta eğitimini noktaladı.
Okul yöneticisinin yardımıyla medyaya adım attı. Sabah’ta
üç yıl ofis boy ve muhabirlik yaptı. Sonra Milliyet’e
geçti. Ardından Gülen cemaatine yakın Gültepe’deki bir
öğrenci yurdunun yöneticileriyle ilişki kurdu.
SAMANYOLU’NDAN ATILDI: Gülen çevresindeki isimlerin yardımıyla
Samanyolu TV’de işe başladı. 1994’te Doruktakiler adlı programda
siyasileri ağırladı. Gülen’in vaazlarının bulunduğu arşiv
kasetlerini aşırdığı yaygın bir söylenti. Bu yüzden işten atıldı.
(Bu kasetler sonradan 28 Şubat sürecinde TV ekranlarına
yansıdı. Görev tamamlanmıştı sanki...
Gülen’e idam istemli dava açıldı, Gülen de yıllar sonra kendisinin
yaptığı gibi ABD’ye uçtu.) 1995’te Akşam Gazetesi’ne
geçtiğinde, iyice palazlandı. Veli Küçük’le temasını artırdı,
gazete yayınını yönlendirmeye çalıştı. O dönemdeki yöneticileri,
“Hem Gülen’e, hem de Veli Küçük’e yakındı. İstihbarat
arşivciliği yapıyordu. Haber yazamazdı” diye anlatıyorlar
Güney’i...
SUSURLUK HİZMETİ: 3 Kasım 1996’da Susurluk’taki kazada Emniyet
Müdürü Hüseyin Kocadağ ve Abdullah Çatlı öldüğünde Güney, elinde
özel fotoğraflarla Radikal Gazetesi ve Kanal D’ye koştu.
Çatlı, özel harekatçı müdür ile polislerin sünnet
törenindeki o meşhur resimlerini medyaya sattı. Bu resimler çetenin
çöküşünü hızlandırdı, karanlık ilişkileri aydınlattı. Ama
Güney, bunu ’demokratik bir duyarlılıkla’yapmamıştı, paraya ulaşmak
için, birilerinin yardımıyla arşivini konuşturmuştu. (Mesut
Yılmaz ile Abdullah Çatlı’yı fotomontajla yanyana getiren bir
fotoğrafı da DYP’ye sattı.) 28 Şubat 1997’de Refahyol’u
köşeye sıkıştıran kasetler, fotoğraflar, toplantı bantları
yayınlandığında Ergenekon sanıklarının bağlantılı olduğu Strateji
dergisinde yöneticilik yaptı. Mayıs’ta askere gitti. 4 ay
sonra rapor alıp askerliğini noktaladı. Kimilerine göre
“psikolojik” gerekçelerle, kimilerine göre “eşcinsel” eğilimleri
nedeniyle...
EYMÜR DEŞİFRE ETTİ: 2000’e girerken eski MİT Kontrterör Daire
Başkanı, “atinorg” adlı sitesinde, “çift meslekli gazeteciler” diye
Tuncay Güney’in adını ’Tunca’ olarak kamuoyuna duyurdu.
Fehmi Koru, Yeni Şafak’ta, “Bu Tuncay’dır. Niye kimse
kurcalamıyor” diye yazdı. 1 yıl sonra dolandırıcılıktan gözaltına
alındı. Güney, emekliye ayrılmak üzere olan Tuğgeneral
Veli Küçük’e hediye edilmesi için kendisine verilen bir cipi, iki
kişiye sahte belgelerle sattığı için tutuklandı. Evinde 6-7 sahte
kimlik, silah ve Ergenekon’un omurgasını oluşturan gizli belgeler
ele geçti.
Sahte kimlikleri şöyleydi: Serhat Şahin Özgürbüz, Asım Sefa
Özler ve Gülhan Güney... Dönemin polis şefi Adil Serdar
Saçan, onlarca kasetlik sorgulama yaptı. 1 gün tutuklu kaldı, 3
milyar kefaletle serbest kaldı. Saçan’ın ifadesine göre, DGM
Savcılığı, takipsizlik kararı verdi. Güney, yurtdışı yasağı
olmasına rağmen ABD’ye uçtu. Burada Evangelist inançlı bir Mardinli
ile arkadaş oldu, benzincide çalıştı. Protestanlığa geçti.
ABD, iltica talebini reddetti, 2004’te Betty Israel adlı kuruluşta
törenle Yahudiliğe geçti. Kanada’ya geçerek Jacab House adlı Yahudi
toplum merkezinde rabbi haham yardımcısı oldu. Bu ülkede mültecilik
davası halen sürüyor. Mısır’da İsrail adına casusluk yapan
bir genç yakalandığında, Kanada’dan üç isim verdi. Daniel Levi,
Kemal Kosba ve Tuncay Bubay.. Yetkililere göre bu üç isim de
Güney’in kullandığı adlardı...