Bayan Topbaş ilk kez konuştu
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın eşi Özleyiş Topbaş'tan Tayyip Erdoğan'a övgü dolu sözler: "Başbakanımız, basına rağmen bugünlere geldi.."
Kadir Topbaş, 6 aydır İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı
görevini sürdürüyor. Başkan, gerek seçim arifesinde, gerekse
seçildikten sonra dünyanın en büyük şehirlerinden İstanbul’la
ilgili yapacaklarını, planladıklarını, projelerini, değişik zaman
ve mekanlarda anlattı. Ancak, Başkan’ın bir de aile hayatı ve iç
dünyası var. Başkanın ve eşi Özleyiş Topbaş’ın, aile yaşamları, iç
dünyaları, örf ve âdetlere yaklaşımları nasıl? Topbaş ailesinden bu
soruların cevabını almaya çalıştık. Büyükşehir belediye başkanlığı
hayata bakışınıza bir değişiklik getirdi mi? Hayır. Ama
sorumluluğumuz arttı. Bugünüyle, tarihiyle devasa bir kentte başkan
olunca insanın mesuliyeti de artıyor. İstanbul üç dini, hoşgörüyle
bağrında taşıyor. Bu mozaik gelecekle ilgili size neler ilham
ediyor? Bu nitelikteki Kudüs’te hâlâ gerginlik hakim. Dinlerin
getirdiği hoşgörü anlaşılamıyor. Ama 550 yıldan beri İstanbul’da
bir hoşgörü var. Aynı mekan, aynı sokak, aynı işyerleri kavga,
gürültü olmadan bir aile bütünlüğü içinde yaşanmakta. Bunun
yansımaları, İstanbul’un kültürel zenginliği şeklinde ortaya
çıkıyor. Bu mirasa ne gibi katkılarda bulunacaksınız? Ortak mekan
sayısını ne kadar paylaşırsak, birbirimizi o denli tanıma
fırsatımız olur. Sevgi ve hoşgörü de o derece artar. İstanbul
hoşgörünün yaşandığı, farklılıkların ön plana çıkmadığı, insana
insan diye bakıldığı bir şehir. Bu özelliğimizin dünyaya bir örnek
teşkil edebileceğine inanıyorum. Güne kaçta başlıyorsunuz? Evden
genellikle 06-07 gibi çıkıyorum. Gece geç saatlerde dönebiliyorum.
Dün ilk defa 22.30’da geldim. Bu kadar erken gelince, eşim ‘Hayrola
bir şey mi var?’ diye sordu. Genelde gece yarısından sonra
geliyorum. Evden çıkmadan önce yaptığınız bir şey var mı? Bir
uğurunuz, duanız... Evden eşim yolcu eder. Evden besmeleyle
çıkarım. Arabaya bindiğimden itibaren 7 Ayet-el Kürsü okurum.
Kadının devlet işlerinde etkin olduğu görülüyor. Belediye işleriyle
ilgili eşinizle istişare eder misiniz? Eleştiriye açık bir insanım.
Haklı bir eleştiriyse gereğini yaparım. Ama Büyükşehir o kadar
büyük ki, eve taşımak istemiyorum. Ama bir konu olursa, bazen
konuşuruz. Mutlaka eşime söylenenler, kendisinden talep edilenler
vardır. Bunları kendisi değerlendirdikten sonra bana getirir. Ama
şunu özellikle söyleyeyim; geçmişteki hanım sultanlar gibi
yönetimle ilgili konulara girmez. Bu kentin çocukları sizin
çocuklarınız sayılır. Sokakta tinerci çocukları görünce neler
hissediyorsunuz? Bir insan olarak etkilenmemek mümkün değil. Kimse
garanti edemez ki, yakınından biri bu hale düşmesin. Hepimizin
problemi. Bu durum çoğaldıkça, toplumda daha büyük sıkıntılar olur.
Sadece tedavi etmek değil, ailelerin bu konudaki hassasiyetlerini
sağlamalıyız. Neler yapılabilir? Gücü yetmeyen ailelere de
yetkililer destek vermeli. Annelere yönelik okullarda eğitim
verilebilir. Milli Eğitim Bakanı’mızla görüşmemizde, bu konuda
fiziki ortamı hazırlayabileceğimizi belirttim. Kendilerinin de
olurlarını aldım. Konuyla ilgili eğitimciler ve akademisyenlerle
geniş çapta aile eğitimini gerçekleştireceğiz. Fiziki mekanları biz
sağlayacağız. Eğitimi onlar verecek. Bir bürokrat, mahiyetinde
çalışan birini şikayet ettiğinde tavrınız ne olur? Konuya tek
taraflı bakmam. Şikayet edileni de dinlerim. Araştırmam sonunda
şikayetin doğruluğuyla ilgili müşahhas deliller varsa hiç müsamaha
etmem. Eğer rahatsız edici ölçekteyse, affedemiyorum. Gelen bütün
elektronik posta mesajlarını mutlaka okurum. Bu e-maillerin ne
kadarı iş talebi? İş talebi yüzde 20 civarında. Daha çok kentin
sorunlarıyla ilgili. Mesela trafikle ilgili. Bazıları teşekkür için
yazıyor. Bir kısmına bizzat telefon edip görüşüyorum. Bir beyefendi
çok ağır eleştiri yazmış. Hakaret noktasına gelecek kadar ağır
eleştirileri dikkate almadan kendisini aradım. Şaşırdı. Bir yerdeki
altgeçitte yağmurda su baskını oluyormuş. Sanırım, orada
yaşadıklarının acısı ve öfkesiyle çok sert bir yazı yazmıştı.
Yandaşlarınızı işe alıyorsunuz gibi eleştiriler... Problemin, 15
yıl önceki bir inşaattan kaynaklandığını ifade ettim. Ama sorunu
hemen çözmeye başladığımızı, bir daha o problemin yaşanmayacağını
söyledim. Bu açıklamanızdan sonra o ne dedi? Teşekkür etti. “Size
oy vermedim, farklı bir çevrem var. Bundan sonra etrafımda hep sizi
anlatacağım.” dedi. Bir belediye çalışanının sizden hoşnut
olmadığını öğrenmeniz, sizi nasıl etkiler? Bir yanlışlık ya da
olumsuzluk geldiği zaman önce eksikliği kendimizde ararız. Sorun
bizden mi kaynaklanıyor diye araştırırız. Bizden kaynaklanan bir
durum yoksa, o kişinin hakkımızdaki olumsuz düşüncesinin bize karşı
bir haksızlık olduğunu düşünürüm. Aile kavramı sizin için ne ifade
ediyor? Aile bir toplumun tuğla taşı, hücresi. Sağlıklı bir aile
yapısı toplumları çok daha güçlü kılar. Kadın-erkek eşitliği
hakkında neler düşünüyorsunuz? Ülkemizdeki kadın-erkek eşitliği
sözde kalıyor. Bu kavramlar maalesef çok ucuz kullanılıyor.
Eşitlik, sadece kelimelerde kalmamalı, bu olabilmeli. Sevgi ve
saygıya dayalı bir durum bu. Bu varsa, kadın-erkek eşitliği olur.
Son haftalarda yaşanan zina tartışmalarını nasıl yorumluyorsunuz?
Toplumların, ulusların birtakım değerleri vardır. Örf, âdet,
gelenek ve inançları olur. Bunu formatlayamazsınız. Toplumun tüm
yapısını, önünüze örnek diye koyduğunuz bir topluma göre, deforme
edemezsiniz. Kendi geleneklerinden, tarihinden gelen, kendine has
bir yapısı vardır. Bu değerler önemlidir. Bizim çok derinlere giden
aile yapımız, inançlarımız, değerlerimiz var. Bizi biz yapan
bunlar. Yoksa bir ülkedeki değerleri alarak, bu böyledir, biz de
aynısını alalım, olmaz. Dünyada formatlanmış bir aile ya da toplum
yapısı çizerseniz, demokrasi zedelenir. Bu, toplumun mozaik
zenginliğini bozar. Günde kaç gazete okuyorsunuz? Gazetelere
bakıyorum, okuyamıyorum. Gazete okumaya vaktim olmuyor. Kitap
okumaya fırsat bulabiliyor musunuz? Kitap okumaya hiç vakit
bulamıyorum... Hele Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan sonra çok
zor. Gazetecilik mesleğini nasıl tarif ediyorsunuz? O tarifi
vatandaş yapıyor zaten. Vatandaşın ne kadar basına güvenip
güvenmediğini görmek için gazeteciler bir anket yapmalı. Hep
anketleri siyasilerle ilgili yapıyorlar. Bir kere de “halk bize ne
kadar güveniyor” diye anket yapmalılar. Ben şunu söylüyorum; işte;
Sayın Başbakan’ımız İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olurken de
başbakan olurken de basına rağmen oldu. Bu makamlara basına rağmen
geldi. Medyada hakkınızda olumsuz haber çıkınca ne hissediyorsunuz?
Haksızlık ettiler derim, o kadar. ‘Herhalde benim sabrımı
yokluyorlar’, diye düşünüyorum. ‘Tepkimi ölçmek istiyorlar’,
diyorum. Hatta şunu düşünürüm; açıp bana sorsalar, aleyhimde bile
olsa ben doğruyu söylerim. Genelde durgun sularda mı seyredersiniz,
yoksa duygularınız bazen alçalır, bazen yükselir mi? Yavaş atın
tekmesi pek olur! Bu durgun halim. Ama benim huzurumu bozana karşı
tepkimi çok sert koyarım. Ev hayatı huzurlu olmalı ki, başkan
başarılı olsun Başkan’la günde kaç saat birlikte oluyorsunuz?
Oturup sohbet etmeye fırsatımız olmuyor. Birlikteliğimiz çok kısa
oluyor. Eğer 22.30 gibi gelirse, hemen çocuklarıma da haber
veririm. Saat kaçta geleceğini özel kalemden soruyoruz. Kendimizi
ona göre ayarlıyoruz. Başkan en çok hangi yemekleri sever? Başkan
hiç yemek seçmez. Yemeklerimin hepsini çok sever. O yüzden şu
diyemiyorum, ama mesela kuzu etinden yaptığım soğanlı yahniyi daha
bir iştahla yer. Ama ‘kaç kere yiyebiliyor’, derseniz, o çok
sınırlı. Bazı konumlar fedakarlık gerektiriyor. Ben de bunun
bilincindeyim. Kendisine destek olmam lazım. Ev hayatında huzurlu
olmalı ki, görevini en iyi şekilde yapsın. Size mutfak işlerinde
yardım ettiği olur mu? Çok fazla yaptırmam. Bu benim yapımdan
kaynaklanan bir şey. Eşime hizmet etmeyi daha çok severim. Belki
şimdiki gençlere bu ters gelebilir. Hiç bulaşık yıkattınız mı? Öyle
şeyleri hiç yapmadı. Zaten yapmasını istemem. Evinizde bir
yardımcınız var mı? Eskiden devamlı bulunan biri yoktu. Belirli
zamanlarda temizliğe gelirdi. Şimdi Büyükşehir Belediye başkanı
olunca, devamlı bulunan bir yardımcımız var. Alışverişi nereden
yaparsınız? Beraber alışverişe çıkar mısınız? Yakınımızdaki
marketleri tercih ederim. Ama çok uzun süredir birlikte
çıkamıyoruz. Eşiniz hangi renkleri sever, kıyafetlerini kim seçer?
Mavi tonları sever; ama renk yelpazesi çok geniş. Kıyafet konusunda
bir giyim firmasında yetkili olan damadım yardımcı oluyor. Spor
kıyafetlerini kızım seçer. Bana sadece giyinirken, ‘şu kravat uydu
mu?’ gibi fikir sorar. Çocuklarınızın belediyeyle ilgili şikayet ya
da önerilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konularda açıkçası
fazla müdahil olmuyoruz. Eşiniz büyükşehir belediye başkanı
olduktan sonra çevreniz değişti mi? Hayır, zaten çok geniş bir aile
çevremiz var. Tabii bu çevreye katılanlar oldu. Başkan eve gelince
terlik tutar mısınız? Hayır; ama geldiğinde kapıda terliği hazır
olur.