Yıllardır eğitip donattığı, onbinlerce tırlık silah, mühimmatla
teçhiz ettiği PKK ve uzantılarının Türk Silahlı Kuvvetlerini daha
uzaktan görünce kaçmaya başlamasından duyduğu derin hayal
kırıklığını sindiremiyor ve Türkiye’ye yönelik hiçbir anlam ifade
etmeyecek yaptırım açıklamalarında bulunuyor…
Hatırlanırsa Rahip Brunson olayında da birkaç bakanın
Amerika’daki malvarlıklarını dondurma kararı almıştı. “Amerika’daki
malvarlıklarının dondurulması kararı alınan” bakanlar Süleyman
Soylu ve Abdülhamit Gül bu kararı çok komik bulmuş ve tek bir
kuruşluk malları bulunmayan ABD’nin bu kararını uygulamasını
ısrarla istemişlerdi…
Şimdi yine aynı terane… Hulusi Akar, Süleyman Soylu ve Fatih
Dönmez için yaptırım kararı almışlar…
Bir kez daha tane tane anlatmak lazım.
ABD’nin müttefiki Türkiye’dir. NATO üyesi olan ülke Türkiye’dir.
NATO’nun en önemli güçlerinden birisi Türkiye’dir.
Türkiye’ye rağmen terörist PKK örgütü ile iş birliğine girişen
ABD’dir. PKK ve uzantıları DAİŞ’e karşı savaşmamış, bu örgütü
varlığını sürdürmek için bir koz olarak kullanmıştır.
DAİŞ ile hiçbir problemi olmadığını TSK’yı karşısında görünce
hapsettiği teröristleri serbest bırakarak göstermiştir.
ABD’ye sadık olmayacağını hemen bir gecede Rusya ve Suriye
Hükümeti ile anlaşarak ortaya koymuştur.
Türkiye’nin operasyonunun ABD ve Batı medyasında ileri sürüldüğü
ve politikacılarının ifade ettiği gibi Kürtlerle değil, yalnızca
terör örgütü ile olduğunu harekatın seyri açıkça ortaya
koymuştur.
PKK ve uzantılarından kaçan 500 bini aşkın Suriye Kürdü
halihazırda Türkiye’de sığınmacı olarak yaşamaktadır.
PKK’nın uzantıları tarafından yıllardan beri ABD desteği ile
işgal altında tutulan yerlerin ahalisi Türkiye’de sığınmacı olarak
yaşamaktadır. Türkiye’de dört milyonu aşkın Suriyeli
bulunmaktadır.
Oluşturulmak istenen güvenli bölgeye bu sığınmacıların en az
yarısının yerleştirilmesi planlanmıştır. Uzayan iç savaşın
maliyetine ortak olmak istemeyen Batı’nın ve ABD’nin sığınmacılar
konusunda Türkiye’nin fedakarlığını açıkça gördükleri ve bildikleri
halde takındıkları tavır ahlak ve hukuk dışıdır.
PKK’yı terör örgütü olarak tanımalarına rağmen yıllardan beri
PKK ve uzantıları ile iş tutmaya uğraşmak zaten ABD’nin ve AB
ülkelerinin ilkesizliğini, müttefiklik ruhundan ne kadar uzak
olduklarını göstermektedir.
ABD ve AB’nin Suriye’de kalıcı bir barışı hiçbir zaman arzu
etmediklerini bu tavırları bile yeterince göstermektedir.
Vekaleten savaşı terörist yapılanma üzerinden yürütmeye çaba
gösteren ABD’nin esas korkusu Amerikan vergi mükelleflerinin
kendilerine dönüp hesap sormasıdır.
Türkiye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı herakatları ile hem DAİŞ’i
hem de PKK ve türevlerini ezip geçmiş, Barış Pınarı ile arkasında,
önünde kim olursa olsun hiçbir şekilde terör örgütlerine pabuç
bırakmayacağını, bir hafta içinde dümdüz edeceğini bir kez daha
göstermiştir.
ABD’nin ve AB’nin yapması gereken tek şey vardır, Ortadoğu
bataklığında yok olmaktan kurtulmak için Türkiye ile iyi geçinmenin
yollarını aramak…
Bu günler de geçer ama Türk milleti asla unutmaz.
Kürtler ve Türkler kardeştir, hiçbir fitne bu kardeşliği
bozamaz, terör örgütleri tasfiye olur bu millet yoluna devam
eder…