Balık tüketirken sağlığınızdan olmayın!
Abone olSağlık Bakanlığı, balık tüketiminde dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Balık satın alırken, gözlerinin parlak ve lekesiz,
solungaçlarının kırmızı-pembe, pulları ve yüzgeçlerinin diri,
derisinin gergin olması ve sert etli kısmına parmak
ile basıldığında parmağın bıraktığı izin hemen düzelmesi
gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, insanların en eski besin
kaynaklarının başında gelen balık ve diğer deniz ürünlerinin,
sağlıklı beslenmede önemli bir yer tuttuğunu belirtti.
Protein içeriği bakımından oldukça zengin olan balığın, yumurta, et
ve süt gibi iyi kaliteli protein kaynaklarından olduğunu
vurgulayan yetkililer, vücudun bu proteinlerden faydalanma oranının
yüksek olduğunu ifade etti.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, balık eti, A vitamini, D
vitamini, K vitamini ve B grubu vitaminler (B1, B2, B6, B12)
açısından oldukça zengin.
Ayrıca, iyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko mineralleri
bakımından da iyi bir kaynak. İnsan vücudunda üretilemeyen ve bu
nedenle mutlaka besinler yoluyla vücuda alınması gereken yağ
asitlerinden olan çoklu doymamış yağ asitleri, EPA
(eikosapentoenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit)’nın en
önemli kaynakları arasında bulunuyor. EPA ve DHA, Türkiye’de
oldukça sık görülen kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı ve
kanser gibi pek çok hastalıktan korunmada önemli yer tutuyor.
HAFTADA İKİ KEZ BALIK TÜKETİN
Balık tüketiminin vücuda olumlu etkilerinin sağlanabilmesi için,
haftada en az 2 kez (300 gr) balık tüketilmesi öneriliyor. Ancak
Türkiye’de balık tüketimi, önerilen miktarların oldukça altında
bulunuyor.
Türkiye’de kişi başına balık tüketimi yılda 8 kilogram iken,
dünyada ortalama 16 kilogram, Avrupa Birliği ülkelerinde 22
kilogramdır. Bu nedenle tüketiminin artırılması gerekiyor.
Özellikle beyin gelişiminin çok hızlı olduğu anne karnından
başlayan ilk 0-3 yaş dönemi için balık tüketimi ayrı bir önem
taşıyor. Biyolojik değeri yüksek protein ve esansiyel amino asit
kaynağı olan balık, içerdiği Omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri
ile beyin gelişimine olumlu katkı sağlıyor. Bu nedenle özellikle
gebelikten itibaren anne adaylarının ve 7. aydan itibaren
tamamlayıcı beslenmeye başlayan bebeklerin, beyin gelişimi için
balık tüketmesi tavsiye ediliyor.
Özellikle soğuk kış günlerinde tüketilen balık, içerdiği yağ
asitleri dolayısı ile bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine destek
oluyor. Kış mevsiminde güneşten fazla yararlanılamadığı için,
kemik ve diş sağlığında önemli olan D vitaminin karşılanmasında
yine balık tüketimi önem kazanıyor.
SÜT ÜRÜNLERİ İLE BİRLİKTE TÜKETİLEBİLİR
Protein içeriği zengin olduğundan diğer besinlerde olduğu gibi
balık tüketiminde, saklama, hazırlama ve pişirme kurallarına dikkat
edilmesi gerekiyor.
Bu kurallara uygun tüketim yapılmadığında balık çabuk bozularak,
çeşitli sağlık risklerine yol açabiliyor.
Halk arasında balık ile süt ürünleri (yoğurt, ayran gibi) ile bir
arada tüketiminin zehirlenmeye neden olacağına dair inanışın
"yanlış" olduğu vurgulanıyor. Balık ve yoğurdun her ikisinin de
taze olması durumunda bir arada tüketilmesi, herhangi bir sağlık
problemine neden olmuyor.
BALIK SATIN ALIRKEN VE PİŞİRİRKEN NELERE DİKKAT
EDİLMELİ?
Balık satın alırken, gözlerinin parlak ve lekesiz,
solungaçlarının kırmızı-pembe, pulları ve yüzgeçlerinin diri,
derisinin gergin olması ve sert etli kısmına parmak ile
basıldığında parmağın bıraktığı izin hemen düzelmesi gerekiyor.
Her balığın bol bulunduğu mevsimde satın alınması isteniyor.
Konserve balık satın alırken, mutlaka etiket bilgisi okunmalı, son
kullanma tarihi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim/ithalat
izni bulunmasına, kutuda delik, hasar veya bombeleşme olmamasına
dikkat edilmesi önem taşıyor.
Taze balıkların, satın alındıktan sonra iki saatten fazla oda
sıcaklığında bekletilmemesi,pişirilinceye kadar pulları ve içinin
hemen temizlendikten, yıkanarak iyice kurulandıktan sonra uygun bir
kapta buzdolabı ısısında muhafaza edilmesi gerekiyor.
Balıkların, buzdolabı ısında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6
aydan fazla saklanmaması isteniyor.
BALIĞIN KIZARTILMASI BESİN DEĞERİNİ DÜŞÜRÜYOR
Balık pişirmede en uygun ve sağlıklı yöntemler, buğulama,
haşlama veya yağsız tavada pişirme olarak öneriliyor. Kızartma
yönteminin ise balığın besin değerinin azalmasına ve zararlı
maddelerin oluşumuna neden olduğuna dikkat çekiliyor.
Çiğ balık ve deniz ürünleri, parazitler, bazı bakteri ve virüsler
açısından risk oluşturuyor. Ayrıca B1 vitamininin yetersizliğine
yol açması nedeniyle balığın çiğ veya az pişmiş şekliyle tüketimi
önerilmiyor