Balbay PKK'yı gösterdi tahliye istedi
Abone olİkinci Ergenekon'un sanıkları Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay, tutukluluk hallerinin kalkmasını istedi.
İkinci ''Ergenekon'' davasında bugün söz tutukla
gazeteciler Balbay ve Özkan'daydı. Balbay, hükümetin terör örgütüne
açılım diyerek dağdakilere kucak açtığını iddia ederken "bize ise
kapanım" diyorlar diyerek tutukluluk halinin kalkmasını
istedi. Yüksek sesle konuştuğu için mahkeme heyetinden uyarı
alan Tuncay Özkan ise kendisi için asıl ölümün cezaevinde bulunmak
olduğunu söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan Balbay,
mesleğe başlayışının 30. yıl dönümü olduğunu belirterek, şu an
yargılanmakta olan kendisinin, basın özgürlüğü açısından ne kadar
yol alındığının, ne kadar geriye gidildiğinin en somut örneği
olduğunu söyledi.
Gazeteci olarak her iktidarı eleştirdiğini dile getiren Balbay,
AB'nin 2010 yılı Türkiye İlerleme Raporu'na
değindi. Raporda, Türkiye'de gazetecilerin düşüncelerini özgürce
yazamadığının, otosansür olduğunun belirtildiğini ifade eden
Balbay, rapordaki bu ifadelerin hiçbir gazetede yer almadığını,
''otosansür yorumunun otosansüre takıldığını''
savundu.
Balbay, ''Oktay Ekşi'nin, bir başyazarın linç edildiği, fiilen
sansüre uğradığı bu ortamda sizler, vereceğiniz kararla Türkiye'de
basının ne kadar özgür olacağında önemli rol oynayacaksınız''
dedi.
"DAĞDAKİNE AÇILIM BİZE KAPALIM"
Cumhuriyet Gazetesinde çeşitli ekler çıkardığına, iddianamede
Strateji ekinin ise terör örgütü yayını olarak değerlendirildiğine
dikkati çeken Balbay, ''İddia makamı ve iddia makamını kullanan
alçaklar, 'Bunda akçalı bir şey var mıdır?' diye baktılar,
defalarca kontrol ettiler, hiçbir şey bulamadılar'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
barış süreciyle ilgili sözlerine değinen Balbay, ''Barış
için ne gerekirse yapalım. Ama dağdaki teröriste açılım, bize
kapanım mı?'' şeklinde konuştu.
BALBAY'IN ŞİİRİ
Geçen Cuma günü yapılan duruşmada tutuklu sanık Hüdayi Ünlüer'in
avukatı ile diğer avukatlar arasında bir gerginlik olduğunu
anımsatan Balbay, Ünlüer'in 3 avukat değiştirdiğini, tutukluluk
süresi uzadıkça sanıkların başka avukat arayışına girdiklerini
söyledi.
Balbay, bu durumu ''Vicdanlarınız granit kayadan daha da
katı/Nerede bulalım bu vicdanı delecek avukatı/Vicdanlarınız buz
dağı kadar katı/Nereden bulalım bu dağı delecek avukatı''
şeklindeki şiirle anlattı.
''Nazlı Ilıcak bile bu davaya ılıcak bakmaya başladı'' diyen
Balbay, şöyle devam etti:
''Kurban Bayramı'nda kantin kapalıymış. Açık görüş ancak pazar günü
yapılacakmış. Burada insan yatıyor, kurbanlık koyunlar değil.
Burada dünyanın en yaşlı terör örgütü üyeleri
yatıyor. Yaş ortalaması 55, kilo ortalaması 90... Ağlarsa
bir anam, bir karım ağlar, gerisi yarın ağlar. Aylarca yarını
bekledik, en azından vicdanen sizler için de yarının gelmesini
bekliyorum.''
TUNCAY ÖZKAN
Tutuklu sanık gazeteci yazar Tuncay Özkan da hapishanedeki
yaşamında kendisini en çok etkileyenin fotoğraflar olduğunu
belirterek, ''Kaldığımız hücre 1 adıma 3 adım. Ben
yosunun yaprak açabileceğini, çiçek açtığını ilk defa burada
gördüm. Hücrede rengi gitmeyen tek şey yosunlar. Ranzamda güvercin
ağacı fotoğrafı var. Çok sevdiğim için onların fotoğraflarını
çektirdim. 3 hafta sonra fotoğraftaki renkler solmaya
başladı. Cezaevinde insanın da rengi soluyor, rengi insanı terk
ediyor'' dedi.
Ne zaman TBMM'yi cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya
teşebbüs ettiğinin belirtilmediğini ifade eden Özkan,
''Hangi gün, kimlerle birlikte yapmışım. 'Suçun şudur'
deyin. Hakkımda karar verin'' şeklinde konuştu.
"ÖLÜMÜM CEZAEVİNDE YATMAK"
Özkan, kendisi için ölümün cezaevinde yatmak olduğunu ifade
ederek, ''Bu zulüm, zorbalık, faşizmdir. Buna bir son verin
lütfen'' dedi.
Bir izleyicinin kendisine hediye ettiği kitabın içinden, Aşık
Veysel'in ''Seversin, alırsın karın olur. Seversin,
alamazsın kara sevdan olur'' sözlerinin yer aldığı bir
ayraç çıktığını dile getiren Özkan, ''Sevdiğinin koynundan sabaha
karşı alınmanın, çocuğunun gözü önünde kelepçe takılmasının adı ne?
Bu zulmün adı ne? 27 aydır suçunu söylemeden burada
yatmanın adı ne?'' diye konuştu.
Özkan'ın bağırarak konuşması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal
Şengün, sanığı uyardı.
''Biz nasıl olsa kurbanlık yerine buradayız''
diyen Özkan, Kurban Bayramı'nı da kutladı.