Hata yapmak biz insanlar içindir. Hayatımız boyunca birçok kez
hata yaparız. Bazılarını istemeden, bazılarını ise sonunda
olabilecek kötü şeyleri görmemize rağmen, bir anlık zevk uğruna
yaparız.
İkincisini ben asla tasvip etmesem de, bunu yapan insanların
olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ben burada insanlar kurallara
uymalıdır, efendime söyleyeyim uymazlarsa şöyle olur böyle olur
şeklinde bir yazı yazmak istemedim. Çünkü bu tür yazıları
zaten her fırsatta yazıyoruz. Kaldı ki, okuma yazma oranı bu
denli düşük olan ülkemizde oturup köşe yazısı okuyan insanlara
zaten bu tip temel şeylerden bahsetmeye gerekte yok. Benim
burada sinirlerimi bozan durum biraz farklı,
şöyle açıklayayım:
Kişi, bir anlık zevk uğruna sonu kötü bitebilecek bir eylemi
gerçekleştiriyor ve sonunda hata yapmış oluyorsa, bunun
cezasını çekmelidir. Madem ki bile isteye bunu yapmıştır, cezayı
çekerken ağlayıp zırlamamalıdır. Dik durmasını bilmelidir.
Başarılarının karşısında, ödülünü almaya çıkarken
tereddüt etmeyen kişiler, keyfiyete bağlı yapmış oldukları
hataları karşısında da adam gibi dik durmalıdır. Yahu bizim
türkülerimizde bile bu durumdan bahsedilir. Örnek isterseniz: "Ayıp
derler, kendi düşen ağlamaz"
Şimdi diyeceksiniz ki, insan hata yapınca pişman olmasın mı?
Pişman olunca böyle davranması normal değil mi? Ama tekrar
söylemek istiyorum. Bir anlık istemsiz hatalardan bahsetmiyorum.
Sonucu tahmin edilerek yapılan ya da 1 değil, 2 değil tam 34
kez yapılan aynı hatadan bahsediyorum.
Sonucuna cezai olarak katlanırlar elbet ama yaptıkları sebebiyle
başkalarına zarar verdiklerinde vicdan muhasebeleri ne olur
onu bilemem!..
***
Toplumumuzda çok ciddi kavram kargaşası yaratan bir duruma
değinmeden edemedim. Özellikle ergenlik çağındaki erkeklerin
sohbetlerinde bu hata çok sık oluyor. Spor yapmak demek,
vücut geliştirmek demek değildir! Vücut geliştirme sporu adı
üzerinde spordur. Ancak spor yapmak sadece vücut
geliştirmekmiş gibi tuhaf haller alabiliyor bazen bu durum.
Hele ki, gençlerde bir furyadır gidiyor. Aman kitap okumaya
ayıracağım vakte 2 dambıl daha kaldırayım. Aman her gün gazete
alıp ne yapacağım, onun yerinde para biriktirir protein tozu
alırım.
Yahu tamam yapın, bir şey dediğim yokta. Vücut geliştirmeyle
ilgisi olmayanları spor yapmayan, soğan erkeği gibi görme
cehaletinden vazgeçin artık. Belki inanmayacaksınız ama ben
yazayım yinede! Birazdan okuyacaklarınızda spor; atletizm,
atıcılık, buz pateni, curling, dağcılık, dalgıçlık, kriket,
lakros, oryantiring, rugby, rafting, sörf, su kayağı, slacklining,
sepak takraw...
Sağlıcakla kalın...