Almanya, Fransa, İngiltere ve Polonya liderleri Rusya-Ukrayna
savaşını sona erdirmek üzere ateşkes ve müzakere masası çağrısı
yapmak için Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaret etti. Fransa
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya
Başbakanı Friedrich Merz, Polonya
Başbakanı Donald Tusk ve İngiltere
Başbakanı Keir Starmer “Gönüllüler
Koalisyonu Konferansı” kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir
Zelenski ile görüştü.
9 Mayıs’ta Polonya’dan Ukrayna’ya hareket eden trende bir araya
gelen Avrupalı liderlerin, gazetecilerin ani şekilde kabine girmesi
üzerine bir masa etrafında oturan Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile
Almanya Başbakanı Merz’in önündeki maddeleri gizlemesi dikkat
çekti, panik yarattı.
Macron’un önündeki beyaz maddeyi avucunun içine aldıktan sonra
diğer avucuna naklettiği, sonrasında cebine koyduğu,
Alman Başbakan Merz’in ise önünde çubuğa benzeye sarı renkteki
aleti iki eliyle kapatarak kamufle etmesi kameralara yansıdı.
Merz’in gizlediği aletin, koka ağacının yapraklarından özütlenen
kokain isimli uyuşturucu maddenin kullanımına yarayan “snuff spoon”
olduğu öne sürülüyor.
Narkotik birimlerince “Türkü kaşığı” olarak da tanımlanan bu
alet, toz halindeki uyuşturucuların burun yoluyla çekilmesinde
kullanılan küçük metal kaşık olarak biliniyor. Macron’un gizlediği
peçete türü cismin ise yine kokain kullanımı sırasında başvurulan
yardımcı bir araç olduğu ifade ediliyor.
“Avrupalı liderler Kiev’den dönerken trende kokain mi
kullandı? Macron ve Merz’in panikle gizledikleri şeyler kokain
kullanımına ilişkin malzemeler mi?
Terörsüz Türkiye’de Kürt Halkının Kazanımları Neler
Olur?
Dağa kaçırılan çocukların dramı son bulur, annelerin
göz yaşı diner. Mayınlar, pusular, karakol baskınları gibi
tehditler ortadan kalkar.
Köylerine dönmek isteyen aileler korkusuzca dönebilir.
Doğu ve Güneydoğu’daki gençler çatışma ortamı olmadan üniversiteye,
mesleğe yönelir. Eğitimin niteliği ve sürekliliği artar,
öğretmenler gönül rahatlığıyla görev yapar.
Bölgeye yatırım gelir, fabrikalar kurulur, işsizlik azalır.
Tarım, hayvancılık ve turizm yeniden canlanır.
Gençler yurt dışına ya da batıya göç etmek zorunda kalmaz. Kürtçe
üzerindeki toplumsal baskılar azalır.
Sanat, müzik, edebiyat gibi alanlarda özgürce üretim yapılır.
Kimliğini özgürce yaşarken, vatana bağlılıkla aidiyet hissi
güçlenir.
Türkiye’nin kazanımlarına bakacak olursak:
Ulusal birlik ve toplumsal barış penceresinden
gördüklerimiz;
Farklı etnik kökenlerden insanlar arasında güven yeniden inşa
edilir. “Kürt sorunu” değil, “Türkiye’nin ortak geleceği”
konuşulmaya başlanır. Devletin hem güçlü hem adaletli olduğu
duygusu halkın tüm kesimlerinde yer bulur ve aidiyet pekişir.
İç güvenlik yükü azalır, kaynaklar daha verimli alanlara aktarılır
(eğitim, sağlık, teknoloji vb.).
Terörü bitirmiş, vatandaşlarını bütünleştirmiş bir Türkiye, bölge
ülkelerine model olur. Avrupa Birliği ve benzeri platformlarla
ilişkilerde eli güçlenir. Ekonomik Sıçrama
yaşanır. Savunma ve güvenliğe ayrılan büyük bütçeler
üretime, istihdama yönlendirilir.
Doğu ve Güneydoğu yeni cazibe merkezlerine dönüşür.
Yabancı yatırımcılar güvenli ortamda Türkiye’yi tercih eder.
Kazanan Türkiye Olur, Hepimiz Oluruz
Terör biterse, yalnızca silahlar susmaz; gönüller de
konuşmaya başlar. Artık Kürt vatandaşlarımızın dağa değil, okula
gitmesi konuşulur. Gençler silah değil, kalem tutar. Birlik ve
beraberlik sözle değil, hayatla, umutla, üretimle güçlenir.
Bu toprakların hamurunda bin yıllık kardeşlik var. Türküyle,
Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle... Hepsi bir sancak altında, bir
ezanla, bir vatanla yoğrulmuş. Fakat bu milletin birliğinden
rahatsız olanlar, yıllarca terörü bir koz olarak kullandı. Bölmeye
çalıştılar, ayırmaya çalıştılar. Terörle mücadelede kazanılan her
başarı, aslında sadece bir güvenlik meselesi değil; bir milletin
yeniden kenetlenme zaferidir.
Milletin bekası için terörle mücadele ne kadar elzemse, terörsüz
bir geleceği inşa etmek de o kadar kutsaldır. Terörsüz bir
Türkiye, sadece güvenli değil, birlik olmuş, kudretli bir Türkiye
demektir.