AP'de keskin kamplaşma
Abone olAvrupa Parlamentosu’ndaki siyasi gruplar arasında Türkiye kavgası iyice kızıştı. AB'nin Türkiye üyeliğine ilişkin olarak vereceği karar şimdiden AP'yi kamplara böldü.
Geçen Haziran ayında seçilen ve ilk genel kurul toplantısını bu
hafta Strasbourg’da yapan AP’nin politik grupları Aralık ayında
Türkiye hakkında AB devlet ve hükümet liderleri tarafından
verilecek karar konusunda kamplara bölündü. Kamplaşma, İrlanda
dönem başkanlığı bilançosu ile Hollanda dönem başkanlığı
programının tartışıldığı bugünkü AP Genel Kurul oturumunda net bir
şekilde ortaya çıktı. AP’deki hiçbir politik grup Aralık ayına
kadar en önemli gündem maddelerinin Türkiye olacağını gizlememekle
birlikte bu konuda derin görüş ayrılıkları yaşanıyor. Hıristiyan
Demokratlar’ın önemli bir bölümü, Egemenlikçiler ve aşırı sağcılar
Türkiye’ye yeni bir perspektif verilmesine açıkça karşı çıkarken,
Sosyal Demokratlar ve Yeşiller “Kopenhag politik kriterlerini
yerine getirdiği takdirde” Ankara’ya verilen sözlerin yerien
getirilmesi çağrısında bulundular. 25 AB üyesi ülkeden 732
parlamenterin temsil edildiği AP’nin sayıca en büyük (268) grubu
olan Hıristiyan Demokratlar’ın çok sayıda üyesi, Türkiye’ye üyelik
yerine özel ortaklık önerisini eskiye oranla daha yüksek sesle dile
getiriyor. Hıristiyan Demokrat grup içinde Türkiye’nin AB üyeliği
karşıtlarının bayrağını Fransız ve Alman parlamenterler taşıyor.
Hıristiyan Demokratlar gibi, sayıları 27 olan Egemenlikçiler ile 33
koltuk sahibi çoğu aşırı sağcı parlamenter de açık biçimde
Türkiye’nin üyeliğine karşı kampanya yürütüyor. Bundan önceki AP’de
Türkiye’nin olası AB üyeliğinin en keskin savunucuları olan
Liberaller ise Fransa’da Türkiye’ye karşı kampanya yürüten UDF
partisinin aralarına katılmasıyla Ankara’ya karşı tavır değiştirmiş
görünüyor. Yeni adı “Avrupalı Liberaller ve Demokratlar İttifakı”
olan 88 koltuk sahibi grubun İskoçyalı başkanı Graham Watson, bu
sabahki oturumda yaptığı konuşmada gündemin en ‘renkli’ konusu olan
Türkiye hakkında tek bir kelime daha etmeyerek grubundaki uslup
değişikliğini de yansıtmış oldu. Buna karşılık, geleneksel ve ilke
olarak Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakan 200 koltuk sahibi Sosyal
Demokratlar ile 42 koltuk sahibi Yeşiller bu politikalarını aynı
kararlılıkla sürdürüyor görünüyorlar. Sosyal Demokratlar’ın AP’deki
lideri Alman Martin Schulz, bu sabah yaptığı konuşmada “Türkiye’ye
40 yıl önce söz verip, şimdi de bu sözü yerine getirmemek için
bahaneler uyduramayız” dedi. Türkiye’nin üyeliği konusunu İslam
tartışması haline getirmek isteyen bazı Hıristiyan Demokrat ve
muhafazakarları eleştiren Schulz, “Sorun İslam değil. Türkiye gibi
müslüman bir toplum kardeşlik, dayanışma ve özgürlük değerlerini
savunuyorsa ve eğer AB de uluslararası planda saygınlık kazanmak
istiyorsa, o halde Türkiye’nin üyeliği Bin Ladin’in tezlerine karşı
panzehirdir. Türkiye’nin üye olup olmayacağını bilmiyorum ama
kriterleri yerine getirdiği takdirde kendisinden bu şans
esirgenmemelidir” dedi. AP’deki Yeşiller grubunun eşbaşkanı Monica
Frassoni de, Schulz gibi Türkiye’nin üyelik süreci konusunda
sorunun İslam olmadığını, Türkiye’nin sadece ve sadece Kopenhag
kriterleri temelinde işlem görmesi gerektiğini söyledi. Genel
kuruldaki bu oturuma kaynak oluşturan AB dönem başkanı Hollanda’nın
başbakanı Jan Peter Balkanende ise Türkiye hakkında Aralık ayında
alınacak kararın ‘dürüst’ ve 2002 Kopenhag Zirvesi’nde AB liderleri
tarafından varılan mutabakat çerçevesinde verilmesi gerektiğini
vurguladı. “Bu konuda rehberimiz, İslam korkusu olmamalıdır” diyen
Balkanende, “Sorun İslam değil. Müslümanlar, hıristiyanlar ve diğer
inançlar beraber yaşayabilirler. Sorun din değil, kin yaymak,
hoşgörüsüzlük ve kadına yönelik baskı için dinin kötüye
kullanılmasıdır” ifadelerini kullandı. Balkanende, Genel Kurul’daki
konuşmasından sonra düzenlediği basın toplantısında da, “Türkiye
hakkında öyle bir karar almalıyız ki, 3-4 yıl sonra arkamıza dönüp
baktığımızda doğru kararı almışız diyebilelim” dedi. AB Komisyonu
başkanlığında son aylarını geçirmekte olan Romano Prodi de oturumda
yaptığı konuşmada, Türkiye hakkında Ekim ayında yayımlayacakları
raporun içeriği hakkında bugün konuşmanın erken olduğunu söyledi.
Prodi buna karşılık, AP üyelerine “Raporu hazırlamak için
analizler, tanıklıklar ve olguları 360 derecelik bir açıda
topluyoruz. Sizi temenni ederim ki tarafsızlığı ve kapsamı
itibarıyla önemli bir çalışma yapmaktayız” dedi. Kaynak:
www.ntvmsnbc.com