Kendi çocuklarını dünyanın en korunaklı ülkelerinde, en önemli
okullarda okutma çabası içinde olan terör baronları, gariban
çocuklarının ellerine silah verip, öldürmeye ve ölmeye
yolluyor…
Korku ve çaresizlik içindeki aileler terör baronlarına ses
çıkaramıyordu. Giden evlatlarının ardından bakıyorlar, çaresizce
bekliyorlar, içten içe yanıyorlar. Hazin hazin ağlıyorlar ama
dertleri ile ölü gibi yaşıyorlardı…
Bir anne çıktı, HDP tarafından terör örgütüne gönderilen oğlunu
HDP kapısında istedi. Önce anneyi itip kakmak istediler. Anne ısrar
etti, diretti, oğlunu almadan gitmeyeceğini söyledi. Oğlunu dağdan
indirtti.
O cesur, kahraman anne diğerlerine örnek oldu. HDP’nin önü,
terör örgütünün hayatlarının baharında evlatlarını birer birer
ellerinden almasına isyan eden ve evlatlarını geri isteyen
ailelerle doldu bir anda…
Anneleri susturamıyorlar. Anneleri engelleyemiyorlar. Anneleri
artık yürek yangınları ile baş başa bırakamıyorlar. Gözyaşlarıyla
yaşatmayı başaramıyorlar.
Bu kez el yapımı patlayıcıları bir daha devreye soktular. Yedi
sivil vatandaş öldü, on kişi yaralı.
İşin içinde yine HDP var. Kulp ilçe başkanı, Belediye başkanı
gözaltına alınmış, açıklamalar diğer zanlı ve faillere de
ulaşıldığı yönünde.
“Bunları neden görevden alıyorsunuz, yerlerine neden kayyım
atıyorsunuz?” diyenlerin hala bir şey söylemeye yüzleri var mı,
akılları ve vicdanları müsaade eder mi?
“Mahkeme kararı olmadan görevden uzaklaştırma olmaz”,
“Seçimle gelen ancak seçimle gider” söylemleriyle işin terör
kısmını perdelemeye kalkışanların şimdi de söyleyebileceği bir söz
olacak mı?
Perde gerisinde, kapalı kapılar arkasında işbirliği yapıp,
terörist organizasyonu hem ülke içinde, hem ülke dışında bir
psikolojik harekâtla şirin göstermeye çalışanların günlerden beri
çığlıklarını duyurmaya uğraşan analara sessiz kalmaları,
yürekleri dağlanmış bu insanları görmezden gelmeleri, “HDP
ile terörün ne alakası var!” umursamazlığını sürdürmeleri mümkün
mü?
HDP önünde bekleyen ve evladını isteyen her anne diyor ki,
“Evladımız buraya geldi, buradan bir daha evine dönmedi!”…
Her ana diyor ki, “Çocuklarımızı dağa, terör örgütüne bu
binadakiler götürdü!”…
“Analar ağlamasın” diyenler, “Barış” diyenler, bu mu barış?
Yollara döşenen patlayıcılar mı?
Sivil ve silahsız insanları gözdağı vermek için, teröre baş
eğdirmek için yok etmek mi?
Haydi, söyleyin şimdi, bu kadar ölüm, kan, şiddet, gözyaşı
yetmedi mi, sizi ikna etmeye?
Hala bu terörist yapıya terörist dememek için uğraşacak
mısınız?
“Ama”, “fakat”, “yani” gibi bahanelerle yandan yandan dolaşıp
müttefikinizi yanınızda tutmaya çaba gösterecek misiniz?
HDP kapısında bekleyen annelere “Evlatlarınızı orada beklemeyin,
devlette arayın!” kabilinden yüksek saçmalıklara devam edecek
misiniz?
Sizlere “HDP oylarıyla bu koltuklarda oturuyorsunuz!” ayarı
çekenleri kızdırmamak için her şeyi sineye çekmeye devam edecek
misiniz?
Artık söyleyecek söz kalmadı…
Kulp’da hayatlarını kaybedenler, yaralananlar, evladının yolunu
gözleyen anneler size söylenecek her sözü söylüyorlar…
Duymak isterseniz…