Altaylı'dan Aydın Doğan'a ince mesaj
Abone olFatih Altaylı gazetesine verdiği söyleşide patronu Turgay Ciner'i anlattı. Anlattı anlatmasına ama bunu yaparken eski patronuna da öyle göndermelerde bulundu ki!
Fatih Altaylı Sabah Gazatesi'nde Yavuz Baydar'a verdiği
söyleşide yen ipatronu Turgay Ciner'i överken, eski patronu Dinç
Bilgin'e de incelikli mesajlarda bulundu. "Turgay Ciner
hayata çok farklı yaklaşan biri. Büyük hırsları, her şey benim
olsun yaklaşımları olan biri değil. Siyasete meraklı değil.
Siyasete müdahale heveslisi değil. Yayıncılığı başlı başına iş
olarak görüyor ve diğer işlerinden kesin bir çizgiyle ayırıyor. Bu
da bizim grupta çalışan gazetecilerin elini rahatlatıyor."
diyen Altaylı'nın röportajını Yavuz Baydar 'Derin habercilik
erozyona uğradı' başlığıyla yayınladı.
Yeni Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya göre 'haber doğrulatma'
konusunda sıkıntı var. Sabah'ın bir avantajı ise, 'habercilikte
sınır tanımamak'....
SABAH'ın genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı ile Kurban Bayramı
öncesi uzun bir mülakat yaptık. Mülakatın ilk bölümünü geçen hafta
yayımladım, hacim ve yer darlığı derken bu haftaya kalan bölüm de
şimdi dikkatinize amade.
Çünkü bu bölümde de habercilik, okur-gazete ilişkileri,
siyaset-medya bağlantısı gibi önemli konular var.
Sorular ve yanıtları şöyle:
Cevap hakkına saygı
* Habercilikte basın olarak ülkede neleri eksik neleri
fazla yapıyoruz? Sabah'ın artıları, eksileri neler?..
Bu ağır bir konu. Zannederim bunun için gazete yöneticileri,
yazarlar, muhabirler bir araya gelip uzun uzun tartışmamız
gerekiyor. Basın özgürlüğü açısından bakılınca Türkiye hiç de
söylendiği kadar kötü durumda değil. Yazılmayan hiç bir şey yok.
Yazılamayan da. Çünkü gazete yelpazesi çok geniş. Bu ülkede, bu
ülkeyi bölmeyi amaçlayan terör örgütlerinin bile gazetesi
yayınlanabildi, yayınlanabiliyor. Habercilikte eskiden haberi en az
iki kaynaktan doğrulatma çabamız vardı. Bu artık ihmal edildi.
Cevap hakkına saygıda da eksiklerimiz var. Ama bence en önemlisi
muhabirlik ciddi bir erozyona uğradığı için, derinlemesine
araştırılmış haber sayısı geçmişe oranla çok düşük. Haberler çok
yüzeysel yazılıyor. İnternetin sağladığı kolaylığa rağmen, ciddi
araştırma pek az yapılır oldu. SABAH'ı Türk basınının geri kalan
bölümünden fazla ayırmak mümkün değil. Ancak Sabah'ta önemli bir
avantajımız var. Siyasi veya ekonomik ilişkilerden kaynaklanan
sınırlamalarımız yok. İlk gün editörler ve servis müdürleri de bunu
sordular. Hiç bir limitiniz yoktur. Her haber haberdir. Tabii hiç
bir konuyu kişiselleştirme hakkımız yoktur dedim. Bizim en önemli
avantajımız bu. Turgay Ciner hayata çok farklı yaklaşan biri. Büyük
hırsları, her şey benim olsun yaklaşımları olan biri değil.
Siyasete meraklı değil. Siyasete müdahale heveslisi değil.
Yayıncılığı başlı başına iş olarak görüyor ve diğer işlerinden
kesin bir çizgiyle ayırıyor. Bu da bizim grupta çalışan
gazetecilerin elini rahatlatıyor.
* Geçenlerde Sabah okurlarının genel çizgilerde gazeteye
nasıl baktığını, beklentilerinin neler olduğunu aktardım. Peki,
Fatih Altaylı'ya göre Sabah okuru kimdir, kimlerdir? Sen
okurlarımızdan neler bekliyorsun?
Okurlarımızdan bizi okumalarını ve kendilerini bize anlatmalarını
istiyorum. Ben bana gelen bütün mailleri tek tek okuyorum. Bunları
değerlendiren bir ekibim var. Ayrıca sen varsın. Bütün
yazarlarımızla, muhabirlerimizle ilişki kurmalarını istiyorum.
Telefon, faks, mail yoluyla bize ulaşsınlar. Çünkü biz onları
ciddiye alıyoruz. Bizim müşterimiz değiller. Bizim sahibimiz onlar.
'SABAH okuru kimdir?'.. SABAH okuru Türkiye'nin son 25 yılda
yaptığı büyük hamleye kendi çabalarıyla katkı sağlamış, Türkiye'de
taşın altına elini sokmuş insanlardan oluşan, rakibimizin
okurlarına oranla daha genç ve dinamik bir grup, demokrasiye,
çoğulculuğa inanıyorlar. Ve en zor günlerinde bile SABAH'ı
bırakmadıklarına göre çok seslilikten yanalar.
* Gençler dünya genelinde gazete okumaktan uzaklaştı.
Onları okur olarak kazanmak mümkün mü? Nasıl?
Bununla ilgili çok önemli projelerimiz var. Gençlerin
gazeteyi nasıl ve neden okuduklarını galiba biliyoruz ve daha fazla
öğrenmeye çalışıyoruz. SABAH'ın gelecekteki 20 yılı için onlara
uygun işler yapacağız. Göreceksiniz. Pek yakında...
Halktan yana gazetecilik
* Türkiye'nin AB sürecinde sarsıntılı bir siyasi ve sosyal parkura
girdiği, gerginliklere gebe olduğu görüşü var. Sabah bu süreçte
nasıl bir gazetecilik yapmalı, yapacak?
Türkiye'nin sıkıntılı bir parkura girdiği görüşüne çok
katılmıyorum. Türkiye artık çok daha durağan bir ülke. Mutlaka
iktidarın tartışılan yönleri olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi,
olası bir erken seçim gerginlik yaratacaktır. Biz burada tarafsız,
halktan yana bir gazetecilik yapacağız. Halkın seçimlerine saygı
duymaya devam edeceğiz. AB süreci ise daha farklı. İki yıl önce
Türkiye'de AB'ye destek verenlerin oranı yüzde 80 düzeyindeydi.
Geçen ay ise AB'ye halkın desteği yüzde 55'e indi. Oysa biz Sabah
olarak Atatürk ilkelerine gönülden bağlı bir gazete olarak
Türkiye'nin Batılılaşma sürecinin en önemli parçalarından biri
olarak AB üyeliğini görüyoruz. Biz AB sürecini desteklemeye ve bu
sürece inanmaya devam edeceğiz. Tabii Türkiye'nin onurunu, duruşunu
koruyarak. Bana göre yakın zamanda görünen tek önemli gerginlik
Cumhurbaşkanlığı seçimi. Sabah orada da halkın ve parlamentonun
tercihlerine saygılı tavrını sürdürecektir. Bu gerginliğin
yaratıcısı veya bir parçası olmak niyetinde değiliz.