Hülya Avşar televizyon programında şöyle demiş: “Erkeklerin
eşlerine çaktırmadan çapkınlık yapmaları lazım. Bir erkek arada bir
karısına çaktırmadan çapkınlık yapmak zorunda”
Bu söylenenleri açıklamak mümkün olmasa gerek. Neden mi?
Konfüçyus’a ait olduğunu tahmin ettiğim (tahmin derken, öyle
hatırlıyorum) bir söz var; “Kelimelerin gücünü anlamadan insanların
gücünü anlayamazsınız.”
Bu sözü birçok farklı şekilde açıklamak ve birçok farklı konuda
kullanmak mümkün. Benim ele alacağım kısım sadece “kelimelerin
gücü” kısmı. Kelimeler daha doğrusu içerdikleri anlamlar çok
güçlüdür. Koskoca bir paragraf içerisinde bir kelimeyi değiştirerek
o paragrafı çok yumuşatabilir ya da keskinleştirebilirsiniz.
Ne diyor Hülya Avşar: “Erkeklerin eşlerine çaktırmadan çapkınlık
yapmaları lazım.”
‘Erkekler eşlerini aldatmamalı ancak böyle bir hata yaparlarsa
aile birliğini korumak adına bir seferlik affedilebilirler’ gibi
bir mana çıkmıyor cümleden. Bu anlam çıksa tamamen doğru olurdu
falan demiyorum. Lakin öyle bir şey söylenmiş olsa belki oturup
tartışılır. Ancak söylenilen şey çok başka.
Erkeklerin ya da kadınların eşlerini aldatmaları lazım falan
değil. Böyle abidik gubidik işlere kafa yormayın. Aldatmak demek;
karşınızdaki kişiyi yanıltmak demektir. Yalan söylemek demektir.
Nihayetinde ihanet etmektir. Daha üzerine konuşmaya gerek var
mı?
***
Dünyanın bu ikiyüzlülüğü nedir
böyle?
Somali’de bir terör eylemi düzenlendi. Hayatını kaybeden
insanların sayısı son bilgilere göre 300’ü geçti. Neredesin ey
dünya?
Fransa’da, İngiltere’de ya da diğer büyük ülkelerde
gerçekleştirilen terör eylemlerinde yekvücut olmayı başaran o büyük
devletler, Somali için neden gereken tepkiyi vermiyorlar?
Tüm ülkeler samimiyetle teröre karşı tavır almak zorundadır.
Çünkü terörün vurmadığı bir ülke yok. Ve maalesef olan hep masum
insanlara oluyor.
Terörün dili, dini, ırkı olmaz. Bunu tüm dünya liderleri
söylüyor söylemesine. Peki, neden teröre karşı tutum her yerde ve
her zaman aynı olmuyor? Aklıma çok güzel bir söz geldi. Sanırım
öyle bir gün gelecek ki, dünya tam olarak sözdeki gibi bir yer
olacak.
“Korkuyorum, bir gün biri çıkıp ‘Ey İnsanoğlu’ diyecek ve kimse
üzerine alınmayacak.”
***
Sık yapılan hatalar…
Türkçede anlamları birbirine sık sık karıştırılan bazı kelimeler
var. Bazılarının anlamları birbiriyle aynı gibi gelebiliyor. Ancak
anlamların birbirine yakın olması aynı olduğu anlamına gelmez.
Onlara açıklık getirmek istiyorum.
Duruluk: Gereksiz sözcük kullanımından
kaçınmaktır.
Örnek: Şu karşıdaki araba benim. (‘Şu’ ve ‘karşıdaki’
kelimelerinden biri fazla değil mi sizce?)
-
Açıklık: Anlamın tek ve net olmasıdır.
Örnek: Beni aradığını duyunca çok şaşırdım. (Kim aramış? Sen mi?
O mu?)
-
Doğallık: Anlatımın gerçeğe uygun
olmasıdır.
Bunun için örnek vermeye gerek duymadım. Gerçeğe uygun olma
ibaresi yeterince açık sanırım.
-
Özlülük: Az sözle çok şey anlatmaktır.
Örnek: “Kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat et. Çünkü bülbül
güle, karga çöplüğe götürür.”
***
Tiyatro sezonu…
Devlet Tiyatroları sezonu açtı. Heyecanlıyız. Ben, o sene
içerisinde yeni sergilenmeye başlayan oyunları sezon bitmeden
izlemeye gayret ederim. Bu sene ise izlediğim her oyun ile ilgili
fikirlerimi buradan sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Hatta bazı
oyuncularla kısa röportajlar da yapmayı planlıyorum. İnşallah
aklımdakileri gerçekleştirme fırsatım olur. Bilgilerinize sunmak
istedim.
Sağlıcakla kalın…