Albay Çiçekten 70 milyona dilekçe
Abone olAlbay Dursun Çiçek, tutuklanacağını tahmin ediyordu. Sorguya gitmeden önce bir mektup yazdı. Mektup milletineydi. İşe o mektup
ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER-ÖZEL
ANKARA- 'Islak İmza' sorgusuna giden ve terör örgütü üyesi
üyesi olmak iddiasıyla tutuklanan Albay Dursun Çiçek, sorguya
gitmeden önce 'Milletine' bir şikayet mektubu yazdı. Adeta veda
mektubuydu. Ama kamu vicdanına hitap ediyordu ve kendisine
yapılanların haksızlık ve adaletsizlik olduğunu ileri sürerek,
millete şikayette bulunuyordu. O son
mektubu İnternethaber'e de ulaştı. Satırına
dokunmadan yayınlama kararı aldık. İşte o mektup:
KAMU VİCDANI BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ ( Şikayet Eden) : Türk Milleti
SANIK ( Şikayet Edilen ) : Yargıya ve devletin diğer kurumlarını
baskı altına alan siyasiler.
SUÇ: Sistemli ve kasıtlı olarak görevi ihmal ve yetkiyi kötüye
kullanma, yargıyı (yargıç ve savcıları) baskı altına alma ve
yönlendirme suçunun işlenmesi.
İZAHI:
1- Hiçbir yasal delile dayanmayan iftira ve karalama kampanyaları
ile, bir kısım medyayı yargısız infaz silahı olarak kullanarak
yazılmayan planları yazılmış, imzalanmayan belgeleri imzalanmış,
işlenmeyen suçları işlenmiş olarak göstermede çok mahir olan bazı
siyasi kişileri, kamu vicdanı adına aynı başarıyı millete hizmette
ve dürüstlükte göstermeye davet ediyoruz. İnsanların ilk defa bazı
gazetelerde gördüğü sahte planları ve belgeleri, soruşturmanın
gizliliğinin ihlal, yargıya müdahale ve yargıyı etkileme suçlarını
maksatlı ve sistemli olarak sürekli işleyen kişilere aynı konudaki
yasaları kim uygulayacak? Kamu vicdanı dışında bahse konu suçları
yargılayacak bir makam arıyoruz. Ama her geçen gün ümitlerimiz
azalıyor, sabrımız tükeniyor. Herkesin iddialarını ispatlamakla
yükümlü olduğu hukuk sistemimizde, iddialarını ispatlamak zorunda
olanlar, gerçeklerin ortaya çıkması ve adaletin tecelli etmesini
önlemeye çalışmaktadır. İddialarını ispatlayamayanların attığı
çamuru bizim temizlememizi beklemeleri ve bu süreçte de karşımıza
her türlü zorluğu çıkarmaları kabul edilemez. Medyaya da yansıdığı
gibi şaibeli bir raporun başka kurumlar tarafından incelenmesi
talebimiz sonuçsuz kalmıştır. İftiralara maruz kalan bizler
varolmayan bir şeyi ispatlama çabasına düşürüldüğümüz bu günlerde
her türlü sorgunun ve araştırmanın sonuna kadar yapılmasını ve
yargısız infazın önlenmesini önemle talep ediyoruz.
2- Ortada bir plan ve belge yokken, iddialar hakkındaki yargı
süreci daha soruşturma safhasında devam ederken, Genelkurmay
Başkanını istifaya ve peşinen cezası kesilen suçluları derhal
mahkum etmeye çağıranlar, acaba işledikleri insanlık suçunun maddi
ve manevi hesabını her iki cihanda da vermek zorunda kalacaklarını
düşünüyor mu? Yoksa “ İlahlar kurban istiyor” diyerek masum
insanların ahını alma ve kamu vicdanını sızlatma adına bilerek ve
isteyerek mi bu suçları işliyorlar?
3- TRT-1 Televizyonundaki bir canlı yayında; “ Islak imza önem arz
ediyor. Kilidi o açacak. Adli tıp raporunun gereği yapılmalı.
Askeri yargının ıslak imzaya ilişkin olarak Adli Tıp’ın raporunu
dikkate alması gerekir. Bakın geçen hafta 8 subay davet edildi.
Sonra iki subay dinlendi. Demek ki süreç devam ediyor. Bu hafta
içerisinde kim bilir kimler davet edilecek?” şeklinde yapılan
açıklamalar doğrudan doğruya bağımsız yargıya açık bir mücadele,
yargıyı baskı altın alma ve yönlendirme suçu değil mi? Gizli olması
gereken hazırlık soruşturmasının temel unsurlarından biri olan ve
kamu vicdanında şaibeli hale gelen üç kişinin imzaladığı Adli Tıp
Raporunun bir televizyonda açıklanması soruşturmanın gizliliğinin
alenen ihlal edilmesi, yani suçüstü hali değil de nedir?
4- Hiçbir yasal delil olmadan tutuklama kararı veren Savcı ve Hakim
hakkındaki suç duyurusuna dört aydır bir işlem yapmayan, bir kısmı
medya tarafından yapılan yargısız infaza ve karalama kampanyasına,
görevini ihmal ederek engel olmayan RTÜK hakkında ki suç duyurusu
ile ilgili Cumhuriyet Savcısı’nın talebini dikkate almayıp işleme
koymayan ve adaletin tecellisini önleyen, işbirliği içinde olduğu
birilerini koruma adına yetkisini kötüye kullananlar, kamu
vicdanını sızlatmaya ve yargısı infazlarına acımasızca devam
etmektedir.
5- Devlet televizyonu TRT’de yapılan açıklamadan kısa süre önce,
orta çağ yöntemleri ile bazı siyasiler tarafından daha yargı
sürecinin başında cezası kesilen bir subayın, ifade vermek üzere
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından davet edilmiş olması acaba
bir tesadüf mü? Yoksa soruşturmayı ve yargılamayı Yüce Türk
Milletinin çok iyi bildiği bazı siyasi kişiler mi yapıyor?
6- Suçlu olduğu yargı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilan
edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi, insan onuruna ve
temel insan haklarına saygılı olunması demokrasi ve hukuk devleti
olmanın temelidir. Hukuk ve adalet herkese lazımdır. Günümüzde
kendisini çok güçlü gören, anayasa ve yasaların üstünde olarak
düşünenlerin de geçmişte olduğu gibi gelecekte de hukuk ve adalete
ihtiyacı olabileceğini unutmaması talebi gereği kamu vicdanının
sesidir.
7- Medyayı kullanarak kamuoyunu ve yargıyı yönlendirme, başta
Cumhuriyet Savcıları ve Yargıçlar olmak üzere kamu görevlilerini
baskı altına alma eylemleri ile yargısız infazların bazı siyasi
kişiler tarafından sürdürülmesi, suçsuz insanların başta mesleki
kariyeri olmak üzere, maddi ve manevi olarak yıpratılmasına ve
zarar görmesine neden olmaktadır. Bütün bu baskı ve tehditlere
rağmen Türk milletinin sesi olan kamu vicdanı, onun adına yargılama
gücünü kullanan Türk Yargısına güvenmeye ve inanmaya devam etmek
istemektedir. Türk milleti, yargılama süreçlerinde adil ve tarafsız
olma konusunda namus sözü vermiş olan devletin Cumhuriyet Savcıları
ve Hakimlerinin; karar verirken, bazı siyasilerin taleplerine göre
değil yasal delil ve gerçekleri esas alan ve kamu vicdanını
sızlatmayacak kararlar vereceğine inanmaktadır.
TALEP: Büyük Önder ATATÜRK’ü andığımız ve bir kez daha anlamaya
çalıştığımız bu özel günde, kamu vicdanı sızlatan ve açıkça suç
teşkil eden bahse konu eylemler hakkında soruşturma başlatılarak;
yetki ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyen, görevini
ihmal eden, yargıyı yönlendiren ve baskı altına alan, böylece masum
insanların maddi ve manevi olarak zarar görmesine neden olacak
şekilde yargısız infaz yapılmasına ve suçsuzluk karinesinin ihlal
edilmesine neden olan siyasiler hakkında yasal işlem yapılmasını
arz ve talep ediyoruz.
KAMU VİCDANI