Adnan Hoca, Berkan'a tatili zehir etti
Abone olAdnan Hoca, İsmet Berkan'ı yaz tatiline çıktığına bin pişman etti. Berkan tatil yorgunluğunu üzerinden atamadan hesapta olmayan bir savunmayla başbaşa kaldı.
Harun Yahya takma adını kullanan ve kamuoyunda daha çok
'Adnan Hoca' diye bilinen Adnan Oktar'ın
kitaplarının tanıtımını içeren bir ilan, Radikal Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ı tatile çıktığına çıkmışına bin
pişman etti.
Tatilden döner dönmez ayağının tozuyla " adlı yazıyı kaleme alan
Berkan, yapılan 'hata'yı telafi etmek için aynı gün, İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik
Bölümü'nden Prof. Dr. Haluk Ertan'ın makalesine tam sayfa yer
ayırdı. Berkan bununla da kalmadı. Radikal okurlarına hassasiyetini
gözönünde bulunduran Berkan, ne dair bir yazı daha kaleme eskilerin
tabiriyle 'zevahiri kurtarmaya' çalıştı:
Yazı: İsmet Berkan
Kaynak:
- Bilimin temeli kuşkuculuktur; dinin ise iman.
Bilimde imanın yeri yoktur; olsa olsa bilimsel metodolojiye iman
duyulur. Oysa dinin tamamı iman üzerine kuruludur; kuşkuya hiç ama
hiç yer yoktur.
Charles Darwin, Evrim Teorisi'ni ortaya attığında başına
gelebilecekleri de tahmin ediyordu. Teori, çok kısa zaman içinde
'dine küfür' olarak algılandı İngiltere'de ve Batı Avrupa'da.
Darwin'in teorisi dinamik bir modeldi.
Türlerin gelişimi hakkında yeni bir bakış açısını ortaya atıyordu.
Bugün hâlâ elimizdeki en iyi bakış açısı bu. Türlerin ortaya
çıkışını, gelişimini veya ortadan kalkışını bugün hâlâ Darwin'in
ortaya attığı teori ile açıklıyoruz.
Hoş, aradan geçen zamanda teori çok sayıda değişikliğe uğradı ama
yine de işin özü değişmedi; daha doğrusu işin özünü değiştirecek
bir bilimsel kanıt ortaya konmadı.
Bilimsel teori ile dogma arasındaki temel fark da budur işte.
Bilimsel teori, dinamik bir modeldir. Her gün yeniden test edilir,
eğer yanlışsa hemen değiştirilir.
Dünya 2500 yıl boyunca Öklid geometrisiyle yaşadı, sonra derken
Öklid dışı geometrilerin de olabileceği ortaya çıktı.
Isaac Newton, yerçekimi kuramını geliştirdikten yüzyıllar sonra
Albert Einstein, bu kuramın hesaplamalarının kısmen yanlış olduğunu
ortaya koydu. Bugün belki lise sırasındaki hesaplarımızda hâlâ
Newton'un formüllerini kullanıyoruz ama uzaya uydu fırlatmak
gerekirse Einstein'ın formüllerine dönmeliyiz.
Bilim, örneklerle de anlatmaya çalıştığım gibi dinamiktir. Bilimsel
bilgi, doğası gereği sürekli değişir.
20. yüzyılın büyük bilim felsefecisi Karl Popper'ın ortaya koyduğu
haliyle, bilimsel bilgiler, yanlışlanana kadar doğrudur.
Oysa dinsel dogma bunun tam tersidir.
Dinsel 'gerçek', o dine inananlar için tarihten önce de sonra da
'gerçek'tir, çünkü 'tanrı kelamıdır.' Değiştirilmesi, günün
şartlarına uydurulması imkânsızdır.
Hıristiyanlar ve Yahudiler, evrenin ve bu arada dünyanın yedi günde
yaratıldığına, ilk insanın Âdem Peygamber olduğuna, onun eşi
Havva'nın Âdem'in bir kaburgasından yaratıldığına ve ikisinin
Tanrı'nın koyduğu bir yasağı çiğnedikleri için cennetten
kovulduklarına inanırlar.
Âdem, cennetten dünyaya kovulduğunda, dünyaya ayağını bastığı ilk
yer, bugün üstünde Müslümanların üçüncü en önemli dinsel yapısı
kabul edilen Kubbetül Sahra Camii'nin bulunduğu 'Tapınak Dağı'nın
tepesidir. Hıristiyanlar ile Yahudiler, bu tepenin zirve
noktasındaki bir taştaki ayak izine benzer izin Âdem'in ayak izi
olduğuna inanırlar. Müslümanlar için ise bu tepenin önemi, Hazreti
Muhammed'in buradan Mirac'a yükseldiğine, yani cennete gidip Allah
ile görüştüğüne duyulan inançtır. Hazreti Muhammed cennete giderken
veya cennetten dönerken bu ayak izini oraya bırakmıştır Müslüman
inancına göre.
Bu saydığım dinsel dogmalar, hepsi de kutsal kitaplarda yazılı olan
şeylerdir, dolayısıyla değiştirilmeleri, günün şartlarına
uyarlanmaları vs. söz konusu değildir. Bunları gerçek kabul etmek
için iman sahibi olmak gerekir.
Oysa Darwin'in veya Einstein'ın veya Feynmann'ın veya Hawking'in
teorilerine inanmanız gerekmez. Onları kendi aklınızın ve
insanlığın ortak aklı denilebilecek olan bilimsel bilgi birikiminin
süzgecinden geçirirsiniz ve aklınızın bir kenarına yazarsınız, o
kadar.