Adalar'da yaşamak

15 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci şehri olan, "2010 Kültür Başkenti" seçilen İstanbul trafiği, gürültüsü ve günlük hayattaki koşuşturmasıyla yaşayanlarının zorlu bir hayat sürdüğü şehirdir. İstanbul’daki zorlu hayat koşullarına rağmen hemen yanı başındaki, Marmara Denizi’nin ortasında gerdanlık gibi dizilmiş, doğal ve tarihi güzellikleriyle göz kamaştıran Adalar'daki insanlar nasıl bir yaşam sürdürüyor hiç merak ettiniz mi? Bizans döneminde saray mensuplarının sürgün yeri olması nedeniyle "Prens Adaları" diye de adlandırılan bu adalar gelen tüm ziyaretçilerinin "burada yaşamak isterdim" dediği bir yer. Peki, burada yaşamak nasıl, kolay mıdır? Adalar'daki insanlar Çam ormanlarını ve masmavi Marmara Denizini bir arada barındıran, çevre kirliliğinin henüz ulaşamadığı bir ortamda huzur dolu, sakin ve sağlıklı bir yaşam sürüyorlar. Burada yaşayan yerlilerin geneli emeklilik hayatında inzivaya çekilmiş yaşlı insanlardan oluşuyor. Çalışanların tatile gelmesiyle bu durum yaz aylarında farklılık gösteriyor tabii. Zamanında çoğunluğunu Rum ve Ermeni vatandaşlarının oluşturduğu Adalar 19. yüzyıldan sonra Türk’lerin göçüyle bu durum değişmiş. Günümüzde nüfusun çoğunluğunu Türkler oluştursa da yoğun bir Rum ve Ermeni nüfusunu hala görebilirsiniz. Adalar’da yaşan Türklerin çoğunluğunu Vanlıların oluşturması ise dikkat çeken ayrı bir nokta. Adalar’ın kış nüfusu 14.000 iken yaz nüfusu 150.000’i buluyor. Yıllık turist sayısı ise ortalama 3 milyon civarında. Gelen turistlerin çoğunluğunu Araplar oluşturuyor. Ada halkı Arap turistlerden şikâyetçi. Onların adayı kirlettiklerini, çok hor kullandıklarını dile getiriyorlar. Kınalı Ada, Burgaz Ada ve Heybeli Ada Büyük Ada’daki Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığınca tek bir merkezden yönetiliyor. Adalar’ın asayişini Polis sağlıyor. Adalar Adliyesi ve Kaymakamlığı aynı binada hizmet veriyor. Binanın içerisine girdiğinizde adliyenin çok sakin olduğunu göreceksiniz. Sanki burada kimse suç işlemiyor. Adalar'ın tarihi ve doğal yapısına zarar vermemesi için motorlu araç kullanımı yasaklanmış. Ada içi Ulaşım fayton ve bisikletlerle sağlanıyor. Ada'ya inşaat amaçlı kullanılan nakliye taşıtlarının dışında motorlu araçlar alınmıyor. Adalar bu bakımdan dünyadaki ender ortamlardan biri. Burada her ne kadar araç olmamasının verdiği bir rahatlıkta olmanızda, bu defa da hızla yanınızdan geçen faytonların size çarpmasından korkarak yürüyorsunuz. Bu faytonlar turistlere 60 TL karşılığında ada turu yaptırıyor. Ücreti çok yüksek olduğundan genelde yabancı turistler kullanıyor. Eğer bisiklet kiralamak isterseniz onun da günlük kirası 10 TL, saatlik kirası 3 TL. Adalar'daki evlerin çoğu lüks olmakla birlikte, yaklaşık 900 köşk tarihi eser özelliği taşıyor. Köşklerin birçoğunda Osmanlı mimarisini görebilirsiniz. Bu sebepten dolayı evlerin fiyatı çok yüksek. Gelen tatilciler evleri ancak sezonluk kiralayabiliyorlar. Sezonluk kira ücretleri ise 8.000 ilâ 10.000 TL arasında değişiyor. Açıkçası Adalar’da hayat biraz pahalı. Örneğin bu fotoğrafta gördüğünüz manav bizim mahalle manavı gibi değil, daha çok kuyumcu dükkânı gibi. Can eriğinin kilosu 10, şeftali’nin 8, çileğinki 6,5, Malatya Kaysısı’nınki ise 8,5 lira. Büyük Adanın en işlek sokaklarından birinde yürürken, duvarlara asılmış, Atatürk'ün hayatından kesitleri sunan fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Turistler bu fotoğraflara büyük bir dikkatle bakıp, rehberlerinden Atatürk'ün yaşam öyküsünü dinliyorlar. Adalarda Bizans, Osmanlı ve Türk kültürlerinin sentezini görebilirsiniz. Burada farklı dinlere mensup toplumlar uzun yıllardan bu yana bir arada yaşıyor. Ada’da camiyi, cem evini, kiliseyi, sinagogu bir arada görmeniz mümkün. Bu da bize buranın hoşgörü sahibi bir toplumu olduğunu gösteriyor. Büyük Ada’daki “Aya Yorgi” kilisesi adanın en popüler mekânlarından biri ve en yüksek tepesinde. Kilise’nin içerisine girdiğinizde duvarları süsleyen ikona ve incir tasvirleri dikkatinizi çekecektir. Bu kilise Hıristiyanlığın hac ziyaretlerinde biriymiş. Kilise çevresindeki ağaçlarda adak için bağlanmış bez parçalarını görüyoruz. Burası aydınların, yazarların, sanatçıların, bilim adamlarının rağbet ettiği, toplumun önde gelen insanlarının yaşamış olduğu renkli bir ortam. Adalar’da yüzlerce ünlü yaşamış. Bunların en başında Başbakan İsmet İnönü, Reşat Nuri Güntekin, Sait Faik Abasıyanık, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Orhan Pamuk ve Mazlum Çimen geliyor. Figen Evren, Levent Kırca, Oya Başar, Müzeyyen Senar, Ayla Algan, Futbolcu Lefter ise hâlâ Adalarda yaşayan ünlülerden. Başbakan İsmet İnönü’nün 49 yazını geçirdiği evi İnönü Vakfı tarafından müze ev haline getirilmiş. Bu evin içerisinde İsmet İnönü’ye Atatürk’ün hediye ettiği onlarca eşya bulunuyor. Evde İnönü Vakfının evi korumaları için görevlendirdikleri 4 kişilik bir aile oturuyor. Saat 08.30 – 17.00 arasında bu evi gezip görebilirsiniz. Eşyalara zarar verdiği gerekçesiyle fotoğraf çekmek yasaklanmış. Adalar’ın popüler kültüre de büyük etkileri görülmektedir. Orhan Pamuk’un birçok eserine ilham kaynağı olmuştur. Hatırla Sevgili, Dudaktan Kalbe, Bölge Çiçeği, Sevgili Başkan’ım gibi diziler burada çekilmiştir. Yakında yayına girecek olan dizilerden birinin de çekimleri Adalarda yapılmakta. Caddelerde dolaşırken Rumca tabelaları ve bazı balıkçıların Rumca müzikler eşliğinde çalıştıklarını görüyorsunuz. Adalar'daki tüm liseler Heybeli Ada'da topllanmış. Büyük Ada'da ise sadece ilköğretim okulları var. Fotoğraftaki okul ise Büyük Ada'nın Özel Rum İlköğretim Okulu. Esnafların birçoğu yabancı dil biliyor. Lokantalar'dan birinde garsonluk yapan Mehmet Gökhan İngilizce, Litvanca, Arapça ve Rusça olmak üzere dört dil konuşuyor.

Internet Haber Mobil Uygulama

Adalar'da yaşamak