Açıköğretim öğrencisine müjde
Abone olAçıköğretim öğrencisine müjdeli haber. Başarılı kriterini tutturan öğrenci örgün öğretime geçebilecek...
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, açık
öğretim öğrencilerinin, başarı kriterlerini tutturması durumunda
okuduğu bölümden herhangi bir örgün eğitime geçiş yapabileceğini
bildirdi.
Atandığı Rektörlük görevine 1 Ocakta başlayan Prof. Dr. Aydın,
Yunusemre Yerleşkesi'nde gazetecilerle biraraya geldi.
Prof. Dr. Aydın, öğrencisi olduğu üniversiteye rektör olarak hizmet
verecek olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, 41 yıldır
içinde bulunduğu AÜ'de rektör yardımcıları Prof. Dr. Meryem Akoğlan
Kozak, Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr.
Nüvit Oktay il birlikte yönetim çalışmalarında bulunacağını, boş
olan bir rektör yardımcılığına da ileride ihtiyaç olması durumunda
atama yapılacağını söyledi.
Prof. Dr. Aydın, bir gün Türk üniversitesinden akademisyenlerin de
Nobel ve benzeri uluslararası ödülleri alacağını belirterek, "Bu
bizden olmalıdır. Bu bize onur verir. Bu anlayış içindeyiz. Yeniden
yapılandırma çalışmalarını bu anlayış içinde götüreceğiz. Çalışan
üreten paylaşan arkadaşlarımızın önünü açacağız" dedi.
Öğrencilerin sosyal problemleri ve eğitimleriyle yakından
ilgileneceklerini söyleyen Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
"Bunu önemsiyoruz. Çünkü onlar varlık nedenimiz. Eğer öğrencileri
sahiplenmezsek, bize emanet edilen bu çocuklar, ailelerine
uyuşturucu ve alkol bağımlısı olarak dönebilir, bir bölümü teröre,
bir bölümü de ahlak dışı yollara gidebilir. Eğer öğrencileri
sahiplenmezsek, gelecek yıllarda Eskişehir çok büyük öğrenci
olaylarına aday bir kent olabilir. Bugünkü huzurlu ortamı
kaybedebiliriz. Bizlere düşen görev, onların özel ve devlet
yurtları gibi sorunlarıyla yakından ilgilenmektir. Bu öncelikli
projelerimizden biridir."
AÜ'NÜN 500 MİLYON LİRASI
Prof. Dr. Aydın, Rektörlük seçimi sürecinde YÖK ile görüştüklerini
belirterek, şöyle konuştu:
"Bize hep 'diğer üniversiteler de iş yapacaklar ama para yok, sizde
ise para var, ancak performansınız düşük' diye soruldu. Buna mümkün
olduğunca cevaplar vermeye çalıştık. Bu sürecin sonunda AÜ'nün 500
milyon liralık kaynağının 250 milyon lirası Maliye Bakanlığına 250
milyon lirası da diğer yeni kurulan üniversitelere kullandırılmak
üzere YÖK'e verildi. Şöyle düşünün bilgisayarlarınızı her sabah
saat 09.00'da açıyorsunuz. SAY 2000 denen bir program sayesinde
kimin elinde ne kadar para var, o görülüyor. AÜ de bunlar içinde
yer alıyor. Şimdi bu yapı içinde bir gün size derler ki 'ya bu
parayı kullan ya da ver'. Para ne yazık ki gitti. Biz bundan sonra
para vermek istemiyoruz."
AÇIK ÖĞRETİM ÜNİVERSİTESİ
AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, 31 Aralık 2009 itibariyle 1
milyon 320 bin açık öğretim öğrencisinin kayıt yenilediğini
bildirdiği konuşmasında, şunları kaydetti:
"Bunun için de çok değişik programlar yürütüyoruz. Türkiye'nin ve
kamunun ihtiyaçları, toplumun beklentilerini, teknolojik
gelişmeleri ve dünyadaki model üniversiteleri de dikkate alarak
açık öğretimi, yeniden yapılandırma sürecinin içine sokuyoruz. Bu
süreçte bilgi teknolojilerini, interneti olabildiğince
kullanacağız, programlarımızı güncelleyip gözden geçireceğiz.
Bunları yaparken de kapsamlı bir değişikliğe ihtiyaç var. Ölçme ve
değerlendirme ile sınav sistemlerini değiştireceğiz.
Yasal değişikliklere ihtiyaç olacak. YÖK ve TBMM ile ilişkilerimiz
olacak bu konuda. Artık 1,5 milyon öğrenciye ulaşacağı görülen bir
süreçte dünyadaki İngiltere, Çin ve Hindistan'daki açık öğretim
normlarını yakalamak istiyoruz. Buralardaki yöntem ve teknolojileri
kullanıp açık öğretimi çok daha etkin ve verimli hale getirmek
istiyoruz."
Prof. Dr. Aydın, örgün öğretimden açık öğretime geçiş olduğunu,
ancak açık öğretimden örgün öğretime geçiş olmadığını belirterek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"YÖK ile yaptığımız toplantılara bağlı olarak lisans yatay geçiş
yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Sanırım gelecek birkaç ay içinde
bu çıkacak. Artık açık öğretim öğrencisi, başarı kriterlerini
tutturması durumunda okuduğu bölümden herhangi bir örgün eğitime
geçiş yapabilecek. Örneğin işletmeden, İktisadi ve İdari Bilimlere,
edebiyata veya eğitime gidebilecek. Bu devrim niteliğinde bir
uygulamadır. Açık öğretim öğrencisinin önünü açma uygulamasıdır.
Önümüzdeki dönemlerde mevzuatlarımızı buna uygun hale getireceğiz.
Açık öğretime gelen öğrenciye artık açıktan mezun olacaksın durumu
ortadan kalkacak. Başarılı öğrencilerin açık öğretimde önünü
açacağız. Kimse sanmasın ki üniversiteyi kazanamayanlar açık
öğretime gidiyor. Hayır bu sistemin içinde son derece başarılı
öğrenciler var. Bundan sonra da gelecektir. Bu başarılı öğrencileri
açık öğretime çekmek istiyoruz."
AÇIK ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİNE BURS
Bunun yanında açık öğretim öğrencisi için üniversite sınav
kılavuzunda yapılacak değişiklikle burs vereceklerini bildiren
Prof. Dr. Aydın, şunları söyledi:
"Biz onlara sınırlı sayıda da olsa örgünde olduğu gibi bizi tercih
ettikleri takdirde burs uygulamalarından yararlanma imkanı
vereceğiz. Yani yeni bir açık öğretim süreci başlıyor. Bu
uluslararası normlara oturtulacak. Bu bağlamda çalışacağız. YÖK'de
de bu anlamda bir komisyon var, onun içinde olacağız. 6 üniversite
uzaktan eğitime giriyor. Bazı alanları onlara bırakacağız. Güçlü
olan alanlarda biz olacağız."
"HİÇBİR BİRİM KAPATILMAYACAK"
Prof. Dr. Aydın, bir gazetecinin "AÜ'nün vitrini Radyo A, TV A,
Anadolu Haber, Tiyatro Anadolu ve Senfoni orkestrasının kapanacağı
yönünde bazı dedikodular var" demesi üzerine, üniversitenin
vakıfları ve bunların şirketlerinin bir süredir tasfiye sürecine
girdiğini bildirdi. Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
"Artık vakıf ve şirket yok. İki kaynağımız var. Bunun biri bütçe,
diğeri Açıköğretim Döner Sermayesidir. İkisi de resmidir. Bu
sistemin içinde bütün faaliyetlerinizi hukuksal bir temele
oturttuğunuz takdirde bütçeden ve döner sermayeden para ödersiniz.
Artık bir talep geldiğinde 'vakıftan veya şirketten öde' der
konumunda değiliz. Önceki rektörler Prof. Dr. Engin Ataç da Prof.
Dr. Fevzi Sürmeli de bu konumda olmadı. Giderek daraldı. Öyle
olunca bu tür faaliyetlerin sürdürülebilirliği sorunu ortaya geldi.
Senfoni orkestrasının bütün elemanlarının konservatuvar çatısı
altına girmesi lazım. Televizyon ve diğer yayınlar için de iletişim
bilimleri fakültesinin çatısı altına girmesi lazım. Dolayısıyla
sistemin içinde hukuksal zemini olmayan birimleri bu zemin içine
sokmaya çalışıyoruz.
Yeni bir performans uygulamasına geçiyoruz. Her birimin
performansını ölçmemiz lazım. Bunun için de o faaliyetleri ilgili
birimin içine koymanız gerekiyor. Böyle olunca bazı sıkıntılar
doğal olarak geliyor. Kesinlikle hiçbir birimi kapatma niyetinde
değiliz ama onların faaliyetlerini yasal zeminde finanse edebilecek
bir hukuksal düzenleme içindeyiz. O arkadaşlarımız da ilgili
birimin şemsiyesi altında faaliyetlerini sürdürecekler."