Açıklanan veriler güvenilir mi?

Bazen gözüm televizyonlardaki tartışmalara takılıyor. Kimi konuşmacılar, gazeteciler, yorumcular; ısrarla koronavirüs vakaları ile ilgili olarak ülkemizin açıkladığı rakamların güvenilir olup olmadığını sorguluyorlar. Doğal bir şey. Elbette sorgulanacak.

Prof. Dr. Zakir Avşar zakiravsar@internethaber.com

Herkes can taşıyor ve güvenilir bilgiler her zaman daha etkilidir.

Ancak bazılarının soruları insanı irkiltiyor.

Adeta karşısındakine zorla, "Hayır bu verilere güvenilmez" dedirtmek ister gibi bir üslup içinde soruyorlar.

Uzmanlar verilerin güvenilir olduğunu vurguluyorlar, aynı soruya yine muhatap oluyorlar. Gerekçeleriyle söylüyorlar yine aynı soru…

Nedir derdiniz?

İnsanlar zaten ruhsal bakımdan yeterince yorulurken, bir de böylesi zihin bulandırıcı tutum ve davranışlarla nereye gitmek istiyorsunuz?

Derdiniz iktidarın bu konuda başarısız olduğunu ortaya koymak mı?

İktidarı eleştirmek mi?

Hangi mantıkla bunu yapıyorsunuz?

Cevapsız…

Veriler anlık ve kesinleşmiş tüm vakaları içeriyor.

Türkiye’nin diğer ülkelere göre daha iyi durumda olması şaşırtıcı değil.

İyi bir sağlık altyapımız, Büyük Atatürk’ün takdirini kazanmış, kendimizi emanet edeceğimiz hekimlerimiz var. Özverili hemşirelerimiz, sağlık personelimiz var.

Süreç de gayet iyi yönetiliyor.

Birileri bunları söylüyorum diye rahatsız olacak ama iş o kadar ciddiye alınıyor ki, ortaya çıkan en ufak bir olumsuzluk görüntüsü bile kabinenin en çalışkan ve başarılı bakanını istifa noktasına getiriyor.

Milletimiz olayın bilincinde.

Konulan kurallara büyük ölçüde uyuluyor.

Hijyen zaten milli hasletlerimiz arasında.

Virüssüz dönemlerde bile insanlarımızın el yıkama alışkanlıkları çok yüksek idi, şimdi görülüyor ki daha da yükselmiş.

Ölümler, hastalıklar haliyle oluyor.

Mobilite de yüksek.

Bu kadar ulaşım ve iletişim ağının olduğu bir çağda, dünyanın en hareketli milleti olan Türklerin şu andaki vaka sayısı ile karşılaşmış olması elbette doğal.

Ortada anormal sayılar yok, kontrol edilemez durumlar bulunmuyor.

Çok şükür.

Olaylara baştan itibaren bir daha bakalım: Çin’e ve İran’a sınırları ilk kapatan ülke Türkiye.

İtalya’ya pek çok Avrupa ülkesinden önce sınırları kapatan Türkiye.

Yurt dışından gelen vatandaşlarını on dört günlük karantinaya alan ülke Türkiye.

Okulları ilk vaka ile tatil eden ülke Türkiye…

65 ya üstü ve 20 aş altını evlerinde koruma altına alan ülke Türkiye…

Ölüm ve vaka sayıları yüksek ülkelere baktığımızda bunların hepsinde geç kaldıklarını, ayrıca sağlık sistemlerinin yetersiz olduğunu görmekteyiz.

Amerika dünyanın süper gücü, ama sağlık hizmetlerinin parasız verilmediği bir ülke. Üstelik şu anda parası olana da yetmiyor.

İngiltere işi baştan önemsemedi, sürü bağışıklığı dedi, sürüye ülkenin Başbakanı bile katıldı… Neredeyse ölüyordu.

İran ülke içinde hareketliliği hiç engellemedi.

İtalya işin ciddiyetini geç anladı. Artık toparlamak istiyor ama iş uzuyor haliyle. Sağlık sistemi ise vaka sayılarının altında ezildi.

İspanya için de aynı durum söz konusu.

Türkiye bu ülkelerle aynı kefeye konulamaz.