ABD, İran'ı nükleer silahla suçluyor
Abone olIrak'a BM'nin ve Dünya kamuoyunun kabul etmediği gerekçelerle giren ABD, İran'a da benzer suçlamalarda bulunuyor.
Şahinler İran'a yöneliyor Irak Savaşı'nın bitmesi ile ABD'nin,
işgal politikası gereği İran’ı kıskaca alma planlarını devreye
soktuğu bildirildi. Irak Savaşı'nın bitmesi ile ABD, İran’ı kıskaca
alma planlarını sonuçlandırdı. Doğuda Afganistan, batıda da Irak
doğrudan Amerika’nın hegamonyasında, Pakistan ve Orta Asya‘daki
cumhuriyetler de Amerika’nın etkisi altında. Bunun ardından da
Tahran ve Washington arasında ani bir yakınlaşma gözlendi. Önce
gizliden gizliye, kısa bir süre sonra da gayet açık bir şekilde
temaslar hızlandı. Ancak geçen Perşembe gününden bu yana işler
değişmişe benziyor. Amerikalı temsilciler, kararlaştırılan
buluşmaya gelmediler. Tahran ile yakınlaşma taraftarları,
Washington’daki "yeni muhafazakarlar"ın baskısına yenik düşmüştü.
"Şahinler"in başında ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld geliyor.
Rumsfeld, İran’ın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki saldırının
sorumlularının da aralarında olduğu El Kaide üyelerini
barındırdığını iddia ederken, Tahran bu suçlamaları reddediyor.
Ayrıca Washington, Taliban rejimini ve El Kaide lideri Usame Bin
Ladin’i desteklerken, kendilerinin mücadele bayrağını açtıklarını
iddia ederek, İran’ı El Kaide ile işbirliği yapmakla suçlamanın
saçma olduğunu belirtiyorlar. Ancak Tahran yönetimi yine de
Afganistan veya Pakistan’dan kaçan El Kaide üyelerinin, ülkeye
sızmış olabileceklerini kabul ediyor. İranlı yetkililer, geçen yıl
500 El Kaide üyesinin gözaltına alındığını ve geldikleri ülkelere
geri gönderildiğini, fakat bu kişiler arasında örgütün önde gelen
isimlerinin bulunmadığını belirtiyor. Ama bu açıklamalar,
Washington’daki "şahinler"e yetmiyor. Önce, El Kaide’nin kökünü
kurutmak amacıyla yola çıkmış izlenimi veren "şahinler" şimdi de,
İran’ın nükleer silah üretmeye çalıştığını iddia ediyor. Ancak var
olduğu iddia edilen kanıtların pek tutar yanı yok. Saddam
Hüseyin’in tersine, Tahran yönetimi tesislerinin Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı denetçileri tarafından düzenli olarak kontrol
edilmesine izin veriyor. Ancak Saddam Hüseyin’in devrilmesi ile
Washington’da galeyana gelenler, şimdi de "şer ekseni"nin ikinci
üyesini devredışı bırakmak istiyor. Ama sözkonusu olan askeri bir
operasyon değil, değişimin içerden gelmesi isteniyor. Bush da kısa
bir süre önce, İran’da demokratik bir altyapının bulunduğunu,
ancak, seçilmeden yetkiye sahip olan kurum ve kişilerin bu
altyapıyı sürekli olarak zayıflattığını kaydetmişti. İran’da halk
ayaklanmasıyla yönetimin devrilmesini sağlayacak bir planın, ne
kadar yanlış bir adım olduğu kısa süre içinde ortaya çıkacaktır.
Yapılan kamuoyu araştırmaları ve seçimler, İran halkının
çoğunluğunun, reformların ilerlemesi ve ABD ile yeniden ilişkilerin
kurulması taraftarı olduğunu gösteriyor. Ancak dışarıdan bir
zorlama geldiği takdirde, bu silahın ters tepeceği ve halkın dış
güçlere karşı birlik olacağını tahmin etmek için müneccim olmaya
gerek yok. Washington gerçekten İran ve halkı yararına bir adım
atmak istiyorsa, son haftalarda filizlenen, ancak birdenbire
dondurulan temasları sürdürmeli ve başkentte sürekli durumu
kızıştıran sesleri dindirmelidir. Bu arada Irak'ta son 24 saat
içerisinde 9 Amerikan askerinin daha yaralandığı bildirildi.
Amerikan ordusundan Yüzbaşı David Connolly, yaptığı açıklamada,
hafif yaralanan 9 Amerikan askerine, dün erken saatlerde
Fallucah'ta meydana gelen bir saldırı sırasında ölen 2 asker ve
yaralanan 9 askerin bu dahil olmadığını belirterek, "Irak'ı yeniden
inşa etme çalışmalarımızı baltalamaya çalışan eski rejimden bazı
unsurlar hala bulunuyor. Bunlar ya paramiliter milisler veya Baas
Partisi üyeleridir" dedi. Kaynak : Deutsche Welle