87’lik dedenin kız kaçırma öyküsü
Galerinin tamamı için tıklayınızKonya Akşehir pazarında sıradan bir gün. Rengârenk, taptaze,
iştah açan sebze ve meyveler tezgâhlara sıralanmış, alıcılarını
bekliyor. Satıcıların naralarına, haftalık sebze ve meyvelerini
almak için pazara gelen Akşehir halkının konuşmaları ekleniyor.
Pazar yerine çöken yoğun gürültünün içinde yürüyen 87 yaşındaki
Mustafa Çimendere, kalabalığa sırtını dönüp bir tezgâhın önünde
birden duruyor. Tezgâhtaki yumurtalara, yeşilliklere değil,
satıcıya bakıyor. 77 yaşındaki Ayşe Yuvalı, yıllardır her hafta
pazara çıkıyor, köy evinin bahçesinde yetiştirdiği nane, maydanoz,
rokayı ve tavuklarının yumurtalarını satarak geçiniyor. Tezgâhın
önünde duran yaşlı adama dikkatli bakınca o da hatırlıyor, yıllar
önce gelin geldiği köydeki komşuları Mustafa’yı. “Nasılsın, iyi
misin” ile başlıyor sohbet, dakikalar geçtikçe koyulaşıyor.
“Aslında hiç iyi değilim” diyor Mustafa Çimendere, “32 yıllık karım
üç yıl önce öldü. O zamandan beri perişan oldum. Kendi oğlum
İzmir’de, uzakta değil ama ilgilenmiyor. Altı oğulluğum aynı
bahçede oturuyor, bir tanesi kapımı çalıyordu, artık o da gelmez
oldu. Evladın ne faydası var?” Ayşe Yuvalı “Benimkiler de aynı”
diyor, “Beş oğlum 2 gızım va da 26 yıl önce gocam göçtüğünden beri
kendi başıma yaşıyom. Hepsi dağıldı gettiler. Bir oğlan sade aynı
köyde ama kapıdan bile bakmaz.”