80'lerde çocuk olanlar bunları bilecek, maziye gidecekler... Babalarımızın anteni ayarlarken, bizi televizyon karşısına oturtup "Oldu mu?" diye sorması demektir... Barış Abi'nin programı "Adam Olacak Çocuk" başlayınca ekran başına kilitlenmektir... Ailecek oturup Dallas izlemektir... TRT'nin kapanışında İstiklal Marşı'nı dinlemek, kanal kapalıyken gelen o tiz 'bip' sesini duymadan televizyonu kapatmamak demektir... Bayramlarda kapı kapı dolaşıp şeker toplamak demektir... Leblebi tozuyla ıslık çalmaya çalışmak, konuşmaya çalışmak demektir... Okula giderken dantelli veya düz beyaz yakalı bez önlükler takmak demektir... Hatıra defteri tutup, arkadaşlarımızdan bizimle ilgili düşüncelerini yazmalarını istemektir... Televizyon izlerken onlarca kez ayağa kalkıp, televizyonun üzerindeki düğmelerden kanal değiştirmek demektir... Pazar geceleri duş alıp, erken yatmak demektir... Sinek arabasının çıkarttığı gaz bulutunun içine doğru deli gibi koşmak demektir... Saat kaç diye sorulduğunda 'Eti kemik geçiyor' diyerek gülmektir... 'Hey Corç, versene borç. Olmaz Maykıl bende de yok' şarkısını ezbere bilmektir... Okula giderken siyah önlük giymek demektir... Alf dizisini kaçırmadan izlemek demektir... Grup Vitamin'in eğlenceli şarkılarını ezbere bilmek demektir... Müzik tutkusuyla yanıp tutuşanların ellerindeki, ceplerindeki kocaman walkman'lerle gezmeleri demek... Evde bir Gır Gır süpürge sahibi olmak, yemeklerden sonra annenin evi gırgırlamasını izlemek demektir... PArliament sinema kuşağının müziğini duyunca heyecanlanmak demek..