8 yıllık eğitim zarar görür...

Milli Eğitim Bakanlığı, İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde radikal değişiklikler gerçekleştirdi. Eğitimciler, "8 yıllık eğitim zarar görür" diyor.. İlköğretimin 1, 2 ve 3. sınıfında sınavı kaldıran MEB, bu değişiklikle, okula sadece yarım dönem devam eden başarılı bir öğrencinin "herhangi bir neden" göstermesi durumunda bir üst sınıfa geçirilmesine imkân tanıdı. Eğitimciler, bu değişikliğin dershanelerin ve Kuran kurslarının da önünü açacağı yorumunda birleşti. 8. sınıf ta boşalacak CHP'li Mustafa Gazalcı, "Devamsızlık destekleniyor. ÖSS nedeniyle lise 3. sınıfın boşaldığı gibi ilköğretimin 8. sınıfı da boşalacak" derken, yönetmeliği onaylayan MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk da "herhangi bir neden" ifadesinin muğlak kaldığını kabul etti. Resmi Gazete'de 27 Ağustos'ta yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik başarılı öğrencilerin okula sadece yarım dönem devam etmesinin yolunu açtı. Kursların önü açılır Yeni yönetmelik, eski yönetmeliğin, "Sağlık kurulu raporuna dayalı hastalık veya doğal afetler nedeniyle bu süreleri (35 gün) aşan ancak sınıfının gerektirdiği bilgi düzeyine ulaştığına, sınıf öğretmeni ve varsa branş öğretmenleri veya şube öğretmenler kurulu tarafından karar verilen öğrenciler bir üst sınıfa geçirilir" yönündeki hükmünü genişletti. Yeni yönetmelikte, kursların önünü açacak hüküm şöyle ifade edildi: "Herhangi bir nedenle okula devam edemeyen ve 222 sayılı ilköğretim ve Eğitim Kanunu'nun ilgili maddelerine göre okula devamları sağlanan öğrencilerin başarı durumları belirlenirken; en az bir dönem notu almış olmaları kaydıyla devam eden öğrenciler gibi işlem yapılır. Başarısız dersi veye dersleri olan öğrenciler sınıfının gerektirdiği bilgi düzeyine ulaştığına, sınıf öğretmeni ve varsa branş öğretmenleri veya şube öğretmenler kurulu tarafından karar verilenler bir üst sınıfa geçirilir." Yapılan değişikliği değerlendiren eğitimciler, istismar edilmeye uygun olan yeni düzenlemenin zamanla 8 yıllık zorunlu eğitimi işlevsiz kılacağını belirtti. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yorum yapmaktan kaçınırken MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk, "herhangi bir neden" ifadesinin yorumlanacabileceğini kaydetti. Selçuk, "Kılık kıyafeti nedeniyle veya siyasi partilere üyeliği nedeniyle yarım dönem okula gelmeyen öğrencinin bu mazereti 'herhangi bir neden' sayılamaz. Bunlara uymayanlar atılıyor. Diyelim ki öğrenci kaza geçirdi bu mazeret olarak sayılacak. Ölüm ve hastalık da öyle. 'Herhangi bir neden' muğlak ifade olarak kalmış" dedi. Soyut kavram İlköğretimde yüz yüze eğitimin önemine dikkat çeken CHP'li Mustafa Gazalcı ise devamsızlığın desteklendiğini savundu. Öğrencinin isterse Kuran kursuna da gidebileceğini belirten Gazalcı, şöyle konuştu: "Ortaöğretim sınavları var. Bunlara hazırlanmak için aynen liselerin 2 ve 3. sınıfı boşaldığı gibi 7 ve 8. sınıfta boşalma tehlikesi var. Açık kapı bırakılmış. Doğuda kız çocukları okula gönderilmiyor. 'Herhangi bir neden' soyut bir kavram. Belgeye dayanmayan gerekçe öne sürülecek." Eğitim - Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de "Değişiklikten, bir dönem devam etmese bile başarılı ise sınıfı geçebilir anlamı çıkıyor. Bu da 8 yıllık eğitime zarar verir. Ya dershaneye gidecek ya da Kuran kursuna gidecek. Bunu Anadolu açısından düşünmek gerekirse örgün eğitimin dışına çıkılacak. Dershanelere ve kurslara yönelim olacak" diye konuştu. Kaynak : Milliyet