BIST 9.554
DOLAR 32,53
EURO 34,84
ALTIN 2.488,56
HABER /  DÜNYA

Almanya, Fransa ve İngiltere Dışişleri Bakanları İran’ı uyardı

İran’ın nükleer tehdidine AB'den tepki geldi. İran, ABD’nin yaptırımlarına karşı nükleer anlaşmada imzası bulunan ülkelerin koruma sağlamaması halinde, anlaşma taahhütlerine uymayacağı ve 60 gün sonra uranyum zenginleştirme faaliyetlerine başlayacağını duyurmuştu.

Abone ol

AB, Avrupa Birliği, Fransa Almanya ve İngiltere’nin yayımladığı ortak açıklamayla İran’ın ültimatomunu reddetti.
ABD ile İran arasında yaşanan nükleer gerginlik karşısında Almanya, İngiltere ve Fransa Dışişleri Bakanları ortak bildiri yayınlayarak İran’ın nükleer anlaşmanın gereklerini yerine getirmeye çağırdı.
Yapılan açıklamada "İran tarafından ‘Ortak Kapsamlı Eylem Planı’ (JCPoA) altındaki taahhütleri ile ilgili yapılan açıklamadan büyük kaygı duyduğumuzu belirtiriz. İran’ı JCPoA anlaşması altındaki taahhütlerini bu zamana kadar olduğu gibi tam olarak uygulamaya devam etmesi ve uygulamadan vaz geçme konusunda adım atmamaya şiddetle devam etmeye çağırıyoruz” denildi.

AB'nin üst düzey yetkili: "Yaptırımlar tekrar değerlendirilecek"

AB’nin üst düzey bir yetkilisi, bu durumda Brüksel’in İran’a karşı yaptırımların yeniden uygulanmaya başlanıp başlanmayacağı için bir değerlendirme safhasında bulunduğunu belirtti.
Kremlin, İran’ın nükleer anlaşmasına şu anda bir alternatif bulunmadığını belirterek yaptırımları mantıksız olduğunu, Tahran’ın taahhütlerini askıya almasına yol açtığını, söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: "Sorumluluklar yerine getirilmeli"

Rusya Dışişleri bakanı Sergei Lavrov, anlaşmanın Avrupalı taraflarının anlaşmadan doğan sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Çin, nükleer anlaşmanın korunmasını ve baskıları geri çekme çağrısı yaptı.
Çin Dışişleri Bakanlık sözcüsü "İran’la yapılan nükleer anlaşmanın sorumluluğu bütün tarafların üzerindedir. Biz bütün ilgili taraflara ihtiyatlı olamaya, diyaloğu güçlendirmeye ve gerilimi artırmadan kaçınmaya davet ediyoruz” dedi.

Almanya’ın Ortadoğu Uzmanı Lüders: "Kriz çıkarsa ciddi olur"

Almanya’ın Ortadoğu Uzmanı Michael Lüders Alman Televizyonu Deutschlandfunk yaptığı açıklamada “durumun nasıl gelişeceğini tahmin etmek zor. Washington ile Tahran arasında artık doğrudan görüşme kanalı yok. Kırmızı telefon hattı da yok. Bundan dolayı, eğer bir kriz çıkarsa bu ciddi ve şiddetli bir şekilde olabilir” dedi.
Lüders, sözlerini şöyle sürdürdü “İran’a nükleer anlaşmasından imzası bulunan Avrupa Birliği zavallı bir durumda. Ne İngiltere ne Fransa, ne de Almanya anlaşmazlığa kaşı nasıl bir planları olduğunu netleştirebildi. ABD’ye de bu siyaset çatışmasından mutlu olmadıkları sinyalini de veremedi.”

AB: "Atılacak adımlara açıklamalar değil müfettişler karar verecek"

Avrupa Birliği, İran’a karşı atılacak adımlara açıklamaların değil müfettişlerin karar vereceğini söyledi.Washington ve Tahran’ın tehditleriyle karşı karşıya kalan Avrupa Birliği sükûnetini koruyarak ortak bir zemin bulma umuduna koruduğunu açıkladı. Açıklamada, kesin son tarih açıklamalarının yapılmasına rağmen hala diplomatik çözüm için zaman olduğu belirtildi.
AB’in üst düzey yetkilisi, AB’nin herhangi bir ültimatomu kabul etmeyeceğini söylerken, İran’ın açıklamasının Nükleer anlaşmanın ihlali veya anlaşmadan çekildiği anlamına gelmediği, İran’ın anlaşma taahhütlerine devam ettiği sürece kendilerinin de taahhütlerine devam edeceklerini söyledi.

ABD Başkanı Trump anlaşma ipucu verdi

Avrupa güçleri Tahran’ın 2015 nükleer anlaşmasının şartlarından çekilme kararına ihtiyatlı tepki gösterdi. ABD Başkanı Donald Trump hayati metal ihracatına yeni yaptırımlar uygularken anlaşma ipucu da verdi.
İran’ın dün anlaşmaya imza atan devletlerin ABD’nin yaptırımlarına karşı kendisini korumamaları halinde, gönüllü taahhütlerinden vaz geçerek 60 gün içinde uranyum zenginleştirme faaliyetlerine başlayacağını açıklamasının ardından anlaşmaya imza atan ülkeler anlaşmaya bağlı kalacaklarını açıkladı.

Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin anlaşmaya bağlı kaldı

İran’la 2015 yapılan ve ABD’nin geçen çıktığı nükleer anlaşmada imzası bulunan Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin anlaşmaya bağlı kaldıklarını ancak Washington’un yeni yaptırımlarının İran ekonomisine ciddi etkilerinin olduğunu belirtti.

Trump, İran, “davranışını köklü bir şekilde değiştirmemesi halinde daha fazla yaptırım bekleyebilir” dedi. Trump bununla birlikte İran liderleriyle görüşeceği günü dört gözle bekleyeceğini de belirtti.
Trump " Birlikte bir anlaşma yapmak üzerinde çalışmak için, daha da önemlisi İran’a hak ettiği geleceği vermek İran’ın liderleriyle görüşeceğim günü dört gözle bekliyorum” dedi.

ABD’in İran temsilcisi Brian Hook ABD güçlerine saldırıya karşı uyardı

ABD’nin İran özel temsilcisi ayrıca, İran’ın açıklamasına “dünyayı rehin alma teşebbüsü” olarak tepki gösterdi.
Brian Hook, davranışını değiştirene kadar ABD’nin İran’a azami baskı uygulamaya devam edeceğini söyleyerek İran’ın dış politikasını değiştirebileceğini söyledi. Brian Hook, İran’ın nükleer anlaşma şartlarını ihlal ettiğine dair bir işaret olmadığını ancak ABD’nin yaptırımlarının olumlu etkiler ürettiğini söyledi.
Hook, ABD’nin bölgede uçak gemisi konuşlandırmasının ardından, Ortadoğu’daki ABD güçlerini hedef almaması konusunda İran’ı uyararak “Herhangi bir saldırıya güçle cevap verilecektir” dedi.

Almanya anlaşmayı kurtarmak için kararlı

Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, İran’la diyaloğu sürdürmek için “Avrupa her şeyi yapmalıdır. İstikrarlı ilişkiler çok önemlidir” dedi.


Fransa ve Avrupa Birliği bir değerlendirme yaptı

Fransız Dışişleri Bakanı Florence Parly, nükleer anlaşmanın dokunulmadan korunmasını istediklerini, bununla birlikte İran’ın taahhütlerinden vazgeçmesinin yaptırımların yeniden uygulanacağı anlamına geldiğini vurguladı.
Florence Parly Fransız BFM televizyonuna yaptığı konuşmada "Bunlar test edilmelidir. Eğer bu taahhütlere saygı gösterilmezse doğal olarak bu soru sorulacaktır” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump geçen Mayıs’ta, Amerika’nın çıkarlarına uygun olmadığını belirterek İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan geri çekildiğini açıklamıştı. Bu karar, nükleer anlaşmanın geleceği hakkında belirsizlik oluşturdu ve ABD ile Avrupalı müttefikleri arasında gerilimin artmasına yol açtı.