BIST 9.727
DOLAR 32,51
EURO 34,77
ALTIN 2.424,73

AKP’nin gerici uygulamaları…

Eğer Din İşleri Subaylığı “gericilik” ise o zaman size göre en büyük gerici Atatürk.

“AKP'nin gerici uygulamalarına bir yenisi daha eklendi: Din İşleri Subaylığı... Sadece savaş dönemlerinde kullanılan ve ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ndan beri ataması yapılmayan ‘Din İşleri Subaylığı’ için yeniden kadro açıldı.”

Yukarıdaki haber Cumhuriyet gazetesinden.

Pek ilerici ve pek modern gazetemiz Din İşleri Subaylığını “gerici” uygulama olarak tanımlamış.

Yahu bu kadar olmaz! Akıllı insan, söyleyeceği sözün önünü arkasını düşünür, ucunun nereye dokunacağını düşünür ondan sonra söyler veya yazar.

Eğer Din İşleri Subaylığı “gericilik” ise o zaman size göre en büyük gerici Atatürk.

Çünkü Atatürk, Meclis’in açılışını bizzat dini törenle gerçekleştirdi. Meclis’in açılışı ile ilgili meşhur bir fotoğrafta bu çok net bir şekilde görülüyor/biliniyor.

Ayrıca Meclis’in açılış gününü anlatan resmî vesikalar, tekbirler ve dualar getirilerek Meclis açılışının yapıldığını kaydederler. Biz bu hareketi hiçbir zaman gericilik olarak görmedik, görmeyiz de. “Biz” dememden maksat bir siyasi parti değildir. Yazı okunduğunda maksat anlaşılacaktır.

Ama maalesef “ilerici!” ve “modern!” gazetemiz Cumhuriyet, “gericilik” yaftasını eklemekte hiç beis görmüyor nedense.

Oysa bu haberi yapanlar yine birazcık zahmete katlanıp gazeteciliğin bir gereği olan araştırmacılık yapabilseydiler dünyanın bütün gelişmiş ordularında Din İşleri Subaylığının olduğunu, geri kalmış ve ‘dinsiz’ vasıflı sadece 21 ülkenin ordusunda Din İşleri Subaylığının bulunmadığı bilgisine ulaşabileceklerdi.

Cumhuriyet'in haberinden yola çıkarsak dünyada 160’a yakın ülke şu anda “gerici”

Niçin?

Cumhuriyet'in mantığına göre Din İşleri Subaylığı kadrosu olduğu için.

Bu 160 ülkenin içinde kimler yok ki… ABD, Almanya, İngiltere…

Hatta “laik!” olmakla övünen Fransa’da bile var bu kurum… 

(ASSAM)'ın hazırladığı raporda gelişmiş ve modern ordulara sahip ülkelerin tamamında Din İşleri Subaylarının yer aldığı vurgulanıyor. Rapora göre; başta ABD olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, İsviçre, Norveç, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Avustralya ve Belçika silahlı kuvvetlerinin tamamında Tabur İmamı var.

Silahlı kuvvetlerinde Din İşleri Subayı bulunan diğer ülkeler şunlar: Arjantin, Brezilya, Şili, Ekvator, El Salvador, Finlandiya, Yunanistan, İngiltere, İran, İsrail, Kanada, Kenya, Kolombiya, Güney Kore, Madagaskar, Malta, Nepal, Yeni Zelanda, Avusturya, Pakistan, Paraguay, Peru, Filipinler, Polonya, Portekiz, İsveç, Sierra Leone, İspanya, Sri Lanka, Güney Afrika, Tayland, Trinidad, Tobago, Merkezi Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Bolivya, Burkina Faso, Dominik Cumhuriyeti, Yemen, Kamerun, Katar, Kuveyt, Fas, Umman, Ruanda, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Burundi, Romanya, Rusya, Zambiya, Sırbistan, Slovakya, Çekya, Macaristan.

Asıl maksat gazetecilik olmadığı için pek tabi bu zihniyet sahipleri, kendi öz fikir ve değerlerine sahip olamadıklarından ötürü ne olmaları emrediliyorsa onu yapmaya çalışıyorlar.

Aslına bakıldığında bu coğrafyanın insanı ama bu coğrafya toplumunun değerlerine ve inançlarına yönelik saldırıyı maharet biliyor!

Gazetecilik, Tarih ilmi ile özdeş kriterlere sahiptir.

Tarih nasıl geçmişte cereyan eden bütün vakıaların, adil ve objektif bir şekilde bütün boyutlarıyla irdelenmesi, soruşturulması ve değerlendirilmesi ise; Gazetecilik de adil ve objektif bir şekilde haberin ve vakıanın bütün ayrıntılarıyla araştırılması, soruşturulması ve nakledilmesidir.

Taraflı ve ideolojik tarihçiler tarafından dünya tarihlerinde en önemli faktör veya malzeme, din olmuştur. Bu durum değişmeksizin taraflı ve ideolojik gazeteciler tarafından da malzeme olarak kullanılagelmiştir. Bunun sebebi âşikardır...

Cumhuriyetçileri aydınlandıralım; yaşamış oldukları bu dünya kulluğun (din) gerçekleştirileceği mekândır ve bu dünyanın yaratılışının sebebi budur.

Cumhuriyetçiler iyi ki Almanya’da yaşamıyorlar. Yoksa kafayı yemeleri işten bile değil.

Maazallah, Almanya’da yapılan uygulamayı görseler kendilerini heder ederler.

Almanya’da ilkokul öğrencileriyle din dersinde camileri ziyaret eden Alman öğretmen, hepsi Alman ailelerin çocuğu olan öğrencilerine secde yapmalarını ve secde esnasında ne yaptıklarını ne hissettiklerini sormuş. Burada öğrencilerin verdiği ilginç cevapların detaylarına girmeyeceğim. Arzu eden internet üzerinden rahatça bulabilir.

Ama bizim Cumhuriyetçilerin Almanya’da yaşadıklarını ve bu olay karşısında geçirecekleri travmaların var olabileceğini düşününce de adeta zevkten dört köşe oluyorum.

Kininizde boğulun inşallah…