BIST 9.722
DOLAR 32,58
EURO 34,97
ALTIN 2.424,03
HABER /  SAĞLIK

Aileler dikkat! Burun akıntısı, gözlerde kızarma oluyor aniden öldürüyor

Çocuk ve gençleri bekleyen yeni tehlike arasında çakmak gazı bulunuyor. Ani ölümlere neden olan ve bütan isimli uçucu kimyasal bir gaz olan çakmak gazı için ailelere uyarılarda bulunan Psikiyatrist Burcu Kök Kendirlioğlu, madde bağımlılığının 9 yaşa kadar düştüğüne dikkat çekti.

Abone ol

Çakmak gazı, bali, tiner, aseton ve benzin gibi maddeler çocuklar ve gençler için tehlike saçıyor. Hızlı bağımlılık yapması nedeniyle riskli olan bu maddeler, ileriki seviyede madde bağımlılığına yol açabiliyor. Bu ve benzeri uçucu maddelerin beyin ön lobuna direkt hasar verdiğine dikkat çeken Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında çalışan Dr. Öğr. Üyesi Burcu Kök Kendirlioğlu, ailelere uyarılarda bulundu.

Kendirlioğlu, “Bu maddeler kalp ve solunum sıkıntısı yaşatarak ani ölümlere neden olur. Diğer uyuşturucu maddeler yasal değil ve onu kullanmanın ve satmanın cezası var. Bunlar yasal ve günlük yaşantımızda da kullandığımız maddeler olduğu için asıl tehlike burada başlıyor. Madde kullanım yaşı 9 yaşa kadar düştü. İlk madde kullanımı deneyimi 9-15 yaşları arasında gözüküyor. Bu durumun bu yaşlarda yaşanması ergenlikle de alakalı, çünkü ergenlik duygu durumunun daha yoğun olduğu bir dönem. Çocukluktan gençlik evresine geçişte kendilerini ispat etme arayışında oluyorlar. Özellikle ailelerinin büyüdüklerini görmediğini düşünen çocuklar, arkadaş çevreleri aracılığıyla büyüdüklerini ispat etme arayışına giriyorlar. Onay alma isteği aileden karşılanmazsa arkadaş çevresinden karşılanıyor ve bu da onların madde kullanımı gibi kötü deneyimleri yaşamasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.


Asıl problem güven eksikliği
Ailelere, topluma ve okul çevresine büyük görev düştüğünü söyleyen Kendirlioğlu, “Çocuklar olumsuz duygularını ifade edemezlerse, aile tarafından onaylanmazlarsa, yaptıkları olumlu davranışlara geri bildirimler verilmezse çocukta bir güven eksikliği oluyor. Bu güven eksikliği nedeniyle de madde kullanımı olan bir ortamda hayır diyemiyor. Önemli olan çocuğa özgüvenini sağlamak ve hayır diyebilmesini öğretmek” dedi.

Uzmanından ailelere uyarı
Özellikle ailelerin dikkat etmesi gereken konularda uyarılarda bulunan Kendirlioğlu, “Evde kronik çatışmalar varsa bunların en aza indirilmesi gerekiyor. Evde sıcak, samimi, çocuğun korunduğunu hissettiği bir ortam yaratmak gerekiyor. Çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilme özgürlüğüne sahip olması gerekiyor. Ailelerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesi ve onların da görüşlerini sormaları gerekiyor. Böylece çocuğun kendine olan güveni artacaktır. Kural koymayla ilgili sıkıntılar olabilir ancak ailenin net kuralları olması gerekiyor. Ne aşırı tutucu, ne de aşırı rahat ve sınırsız izin verme gibi bir durumun olmaması lazım. Adaletli ve tutarlı bir disiplin gerekiyor ve evdeki çocukların hepsine aynı şeyin uygulanması önem taşıyor. Ailelerin okul değişikliklerini de yakından takip etmesi, okul ve aile iletişiminin iyi olması lazım” diye konuştu.


Bağımlılığın habercisi olabilir
Okul başarısındaki ani düşüşlerin madde kullanımı ile ilgili belirtiler arasında olduğunu söyleyen Psikiyatrist Kendirlioğlu, “Sosyal hobilerinde ilgisizlik, çocuğun duygu durumundaki ani değişiklikler, sinirlilik, tahammülsüzlük, öfke patlamaları, içine kapanma gibi değişikliklerin yakından takip edilmesi gerekiyor. Evde çocuğun çok para harcaması, para çalma davranışının ortaya çıkması, gizli konuşmalar içinde bulunması da madde kullanımının habercisi olabilir." dedi

Gözlerde kızarma, burun akıntısı olabilir
Konuşmasının devamında Kendirlioğlu "Ailelerin bu konuda çocuklarını gözetliyor olması lazım. Madde kullanan gençlerde uyuşukluk ve uyku hali, normale göre çok fazla yeme yada hiç yememe olabilir. Maddenin yarattığı kötü kokuyu bastırmak için sürekli deodorant kullanıyor olabilir. Belki arada sırada da olsa çantalarını kontrol edebilirler. Madde kullanımına yardımcı olacak pipet, folyo gibi yardımcı malzemeler olabilir. Gözlerde kızarma, burun akıntısı yada moral bozukluğu, endişe, kaygı, yerinde duramama, dikkat eksikliği gibi belirtiler gözlemlenebilir.” diye konuştu.


Uzman desteğine başvurun
Bağımlılık geliştiyse muhakkak uzman desteği alınması gerektiğini söyleyen Kendirlioğlu, “Biz her zaman aile ile birlikte bu desteği veriyoruz. Madde bağımlılığına aile hastalığı diyoruz. Ailenin de kendi yaptığı yanlışların farkında olup düzeltiyor olması önemli. Bu da ancak profesyonel destekle olur. Çocuğunun madde bağımlısı olduğunu duyan aile öncelikle bir şok geçiriyor. Ne yapacağını bilmediği için ya kendini suçluyor ya da çocuğu aşırı suçlama eğiliminde oluyor. Burada soğuk kanlı kalıp ailelerin profesyonel destek almaları gerekir” dedi.

Aileler tedirgin
Torunuyla birlikte gezmeye çıkan Hatice Güler, “Torun bakmak çok sorumluluk istiyor. Tedirginiz ve her şeye dikkat ediyoruz. Hiçbir yere yalnız bırakmıyoruz. Her sorunu birlikte çözüyoruz. Okula götürüp, getiriyoruz. Arkadaşlarıyla da yalnız bir yere göndermiyoruz. Çakmak, uhu gibi şeyleri ancak yanındaysak kullanıyor ve tek başına ellemiyor” dedi.


"Arkadaş çevresi genişti"
4 çocuk annesi Ayşe Moray ise,  “Benim çocuklarım ergenliklerinde Zonguldak’ta büyüdüler. Kızımı büyütürken daha çok zorlandım. Arkadaş çevresi genişti ve gezmeyi çok seviyordu. Sigara bağımlılığı da yoktu ama yine de tedirgindim. Şu anda 21 yaşında oğlum var. O da takibimde ama evcimen bir çocuk. Hep dikkat edip çocuklarımı takip ettim, gece çıkmalarına da çok izin vermedim. Çanta karıştırmalarım da oldu ama çok şükür bir şey bulamadım” diye konuştu.

"Tek başına kesinlikle dışarı göndermiyorum"
7 buçuk yaşında bir çocuk sahibi olan Ceren Çakır, “Şu an 2’nci sınıf öğrencisi. Çocuğuma çok dikkat ediyorum ama çok da tedirginim. Sokaklarda gördüğümüz kötü alışkanlıkları olan çocuklara çok üzülüyorum. Tek başına kesinlikle dışarı göndermiyorum. Benim gözetimim altında aynı zamanda sosyal çevresine de çok dikkat ediyorum. Çocuklara maalesef biraz baskı oluyor ama ne yapacağımızı bilemiyorum” ifadelerini kullandı.