BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Ahmet Kaya ve hep sonradan...

Bir insanın yüreğine dokunabilmek kolay bir iş değilken Ahmet Kaya milyonların yüreğine dokunmuştu.

"Tek bir günahım vardı: Çok fazla başkaldırdım herkesin sustuğu zamanlarda..."

Başkaldırmanın tek başına bile cürüm sayıldığı bir ülkede herkes susarken söylenmesi gerekeni söylemek büyük bir cesaret ister.
 
O günlerin cesur yüreğiydi Ahmet Kaya...
 
Bugün yapılmaya çalışanı o günden söylediği için "şerefsiz" denilmeye de aldırmadı, fırlatılan çatallara da...
 
Biliyordu çünkü, suskun çoğunluk onun şarkılarını dinliyor, söylüyordu.

Kürt demenin suç sayıldığı o günlerde içsel bir başkaldırıyla kardeşlik türküleri dillerde geziyordu. 
 
Hayatının bir döneminde yolu Ahmet Kaya şarkılarından geçmeyen, duygularını onun ezgileriyle harmanlamayan pek az insan vardır.
 
İmam Hatip yıllarında tanışmıştım Ahmet Kaya şarkılarıyla.

Resitaller kasetlerini elden ele gezdirerek dinlerdik.

Şiire ve ezgiye düşkün imam hatip gençleri olarak şiir ajandalarımızın bir sayfasına Necip Fazıl şiiri diğer sayfasında Ahmet Kaya'dan Ağladıkça şarkısının sözlerini yazmaya hiç gocunmadık.

Koca bir sayfaya süslü harflerle yazılmış "Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne, ağlama" mısrası hala sakladığım ajandamın içindedir. 

Üstüne ses tanımıyordum, hala da tanışmadım. 
 
"Sana Ahmet Kaya dinlemeyi hiç yakıştıramadım" "Ahmet Kaya nasıl dinlersin, sen PKKlı mısın?" sözlerine maruz kalmak çok da umurumda değildi.

Yüreğime dokunuyordu ötesi var mı?
 
Bir insanın yüreğine dokunabilmek kolay bir iş değilken Ahmet Kaya milyonların yüreğine dokunmuştu. 
 
Bugün kurulan Kürtçe kanallar, söylenen Kürtçe şarkılar, siyasilerin verdiği Kürtçe selamlar, alfabeye giren "Kürtçe harfler" ve yorgun bir demokratın ardından Cumhurbaşkanlığı'nca verilen ödül...
 
O ceketini yağmurlara asıp giderken bize de arkasından "hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan sonradan..." demek düştü.