BIST 8.997
DOLAR 32,33
EURO 35,06
ALTIN 2.281,90

ABD İran'ın stratejik tuzağına mı düştü?

Bir kurşun dahi sıkmadan İran, General Kasım Süleymani’yi öldüren ABD'ye karşı yıkıcı bir intikam saldırısı yapmış gibi görünüyor.

Irak'ın demokratik sürecini kullanarak, Pazar günü İran'dan etkilenen milletvekilleri Amerikan askerlerini Irak'tan kovmaya yönelik oy verdiler.

Bununla birlikte İran, Irak'taki nüfuz savaşını etkili bir şekilde kazanmış olabilir.

Bu stratejik darbe, roketler veya intihar yelekleri tarafından değil, ABD tarafından inşa edilen bir demokraside meşru oylarla sağlandı.

Irak başbakanının bu bağlayıcı olmayan tasarı yasasına imza attığını varsayarsak - imzalamama şansı da var - Amerikan birliklerinin geri çekilmesi gerekecek.

ABD'nin Irak'ta askeri varlığının temelini oluşturan Stratejik Çerçeve Anlaşması açıktır;

“ABD güçlerinin Irak'ta geçici olarak bulunması Irak'ın egemen hükümetinin tam talebi ve daveti üzerine ve Irak'ın egemenliğine tam saygı ile.”

Iraklılar, Amerika Birleşik Devletleri'nin Bağdat'ta Süleymani’yi ve Irak vatandaşları da dahil olmak üzere diğerlerini de öldüren drone saldırısında Irak egemenliğini ihlal ettiklerini düşünüyorlar.

Etkiler geniş kapsamlı ve Amerikan stratejik çıkarlarına zarar verebilir.

Şu anda DAEŞ ile mücadeleye öncülük eden Birleşik Ortak Görev Gücü komutanlığının tümünün Bağdat'tan taşınması gerekebilir.

Suriye'de büyük ölçüde Irak'ın desteğine bağlı olan operasyonlar ciddi şekilde zayıflayacaktır.

Büyük koalisyon üslerinin kapatılması, Avrupalı müttefiklere ve taşeron firmalara çok az seçenek bırakmış olacak ve Irak'tan çekilmesi gerekecektir.

Iraklılar da İran'ın varlığını (olası bir olay) tamamen reddetmedikçe, ABD Irak'ın İran'a etkili bir şekilde tam teslim olduğu düşüncesi hakim olacak...

İran'dan Irak’a, Irak’dan Levant'a uzanan Şii etkisi gerçeğe daha yakın hale getirildi.

Washington’a göre;

Amerikan askerleri çıkarılırsa, Irak güvenlik güçleri en yetenekli ve en yararlı müttefiklerini kaybedecek. DAEŞ’e karşı devam eden karşı direnişi yargılayan Iraklılar ciddi bir sorun yaşayacaktır.

Lojistik ve tıbbi destek sağlayan Amerikalı danışmanlar olmayacak. Uzun zamandır Amerikan desteğine bağımlı olan Irak Terörle Mücadele Servisi, kendini yalnız savunmak zorunda kalacak...

Büyük olasılıkla, Irak'ın güvenlik güçleri için birincil fon kaynağı olan milyarlarca dolarlık ABD Donanımı Fonu, ekipmanı dağıtan Amerikalılar ülkeden atıldıkça durdurulacak.. Son savaştan muzdarip olan Irak’lı sivillere Amerikan yardımı durdurulabilir.

Buraya nasıl gelindi? ABD İran'ın stratejik tuzağına mı düştü?

Belki de öyleyse, kısmen ABD'nin Irak'ta uzun yıllardır odaklanmış uzun vadeli bir stratejisi olmadığı için. 2008 yılında kurulan Stratejik Çerçeve Anlaşması en başından beri sıkıntılıydı.

Bence, Irak'ta ABD için iki pratik seçenek kaldı.

Başkan Trump, bu sınır dışı etmeyi Amerika'nın denizaşırı çatışmalara katılımını azaltmak için bir fırsat olarak değerlendirebilir.

Irak, ortalığı kirletecekleri umuduyla etkili bir şekilde İran'ın eline bırakılabilir ve giderek artan şekilde sinir bozucu durumlardan dolayı İran Iraklılar tarafından kovulabilir.

Tabiki bu bir umut stratejisi gibi görünebilir fakat umut bir strateji değildir.

Diğer seçenek, Irak'taki Amerikan askeri varlığını hızla yeniden müzakere etmek olacaktır.

Eğer Birleşik Devletler bir danışman pozisyonu sürdürebilirse, eğitim ve teçhizatı finanse etmeye devam edebilir.

Bütün bunlar Irak'ın yararınadır ve Amerikalı diplomatların bunu yapma yetkisi varsa yeniden müzakere edilebilirler.

ABD-Irak ilişkilerinde bir sıfırlama ve mevcut krizden önce Stratejik Çerçeve Anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi gerekiyordu.

ABD'li politika yapıcılar ve diplomatlar Irak için uzun vadeli bir strateji belirleyebilirlerse, her iki tarafın da yararına olabilecek bir anlaşmaya varılabilir.

Sonuçta Washington’a göre tüm bunlar İran'ın zaferini köreltmeye, Irak egemenliğini güçlendirmeye ve çok uzun zamandır yolunda gitmeyen bazı durumları normalleştirmeye yardımcı olacaktır.