BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

Bugün 17 Ağustos 1999 depreminin 18.yıldönümü. 18 yılın ardından herkesin kafasında aynı soru var 'İstanbul depreme hazır mı?' Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 'ne bağlı 5 oda tarafından hazırlanan deprem raporu korkutuyor.

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

Bugün 17 Ağustos 1999 depreminin 18.yıldönümü. 18 yılın ardından herkesin kafasında aynı soru var 'İstanbul depreme hazır mı?' Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 'ne bağlı 5 oda tarafından hazırlanan deprem raporu korkutuyor. Bu rapora göre İstanbul büyük bir depreme hazırlıklı değil ve olası herhangi bir İstanbul depreminde 625 bin insanın hayatını kaybedebilir.

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası “İstanbul Depreme Hazır mı?" başlıklı raporu açıkladı. Beyoğlu'nda bulunan TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nda düzenlenen toplantıda deprem raporunu TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik açıkladı.

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

Akçelik hazırlanan rapordan detaylar vererek, “Bizlerin İstanbul için tasarladığı en kötü senaryo 1509 yılında yaşanan 7.7 büyüklüğündeki depremin tekrar olması. O dönemde İstanbul ve Galata'daki nüfus 160 bin kişi, 35 bin hane olarak ifade edildiği düşünüldüğünde bu depremde binde otuzluk bir ölüm oranı olmuş. Günümüze vurursak, İstanbul'daki nüfusun yaklaşık 20 milyon kişi olduğunu düşünürsek bu oranın aynı şekilde hasara vereceğini tespit edersek, en az 625 bin insanın hayatını kaybedeceğini öngörmekteyiz" dedi.

17 Ağustos'un yıldönümünde asıl soru 'İstanbul depreme hazır mı?'

MEVCUT YAPILARIN YÜZDE 50'Sİ KAÇAK Akçelik, “İstanbul nüfusunun büyük bir kısmının birinci derecede deprem bölgesinde yaşamakta. Mevcut yapı stokunun yüzde 50'si kaçak, yüzde 40'ı deprem ömrünü tamamlamış, yüzde 27'sinin deprem riskine bağlı olarak acilen yıkılması gerekmekte ve bu binaların sadece yüzde 35'inde DASK var. Nüfusunun büyük bir kısmının birinci derece, diğer kısmının da ikinci dereceden deprem bölgesinde olmasına karşı, yapı stoku, zeminin jeolojik koşulları, denize kıyı olması, deniz dolgu alanları, mühendislik hizmeti almadan üretilen binlerce yapının varlığı, kaçak yapılaşmanın kentin ayırt edici özelliği olması, ulaşım yapılarının, barajların, tarihi eserlerin depremde nasıl bir tepki vereceğinin belirsizliği, kentsel dönüşüm projelerindeki belirsizlikler, şu taşkınlarında bile ortaya çıkan altyapı sorunları, dere yataklarını bile yerleşime açan imar uygulamaları, afet sonrası çalışmaların taşıdığı soru işaretleri, deprem bilincinin maalesef İstanbul'da yeterince oturtulmamış olması İstanbul'un tahmin edilenden daha yıkıcı bir etki alanı altında olacağının göstergesi" dedi.