Zor olanı seçmek
Gönle giren her şey, göze hoş gelir Hepiniz kendi ayıplarınızın hamalısınız Her işte kendinden üstününü ara, bunu fırsat bil; kendin gibilerle vaktini heder edersin
İyi olmak kolaydır, zor olan, adil
olmaktır.
Kaçmak, saklanmak, vazgeçmek kolaydır, zor olan, kalıp
savaşmaktır.
Susmak, tepkisiz kalmak kolaydır, zor olan,
konuşmaktır.
Bırakmak, terk etmek kolaydır, zor olan, nedenleri ile
yüzleşmektir.
Bir anda harcamak kolaydır, zor olan,
kazanmaktır.
Konuşmak, anlatmak kolaydır, zor olan, dinlemek,
karşındakini anlamaya çalışmaktır
Hile, yalan, dolan, sahtekarlık.. Hepsi çok kolaydır. Zor
olan hak ederek ile kazanmaktır.
Birilerinin kalbini kırmak çok kolaydır, zor olan, kırık
kalbi onarmaktır.
Güzellikle, parayla göz önünde olmak, arkadaş edinmek
kolaydır, zor olan, iyilikle dost edinmektir.
Her ağzına geleni söylemek, her istediğini yapmak kolaydır,
zor olan, ağırbaşlı olmak, ayaklarını yere basmaktır.
Yaşamak kolaydır, zor olan, insan gibi
yaşamaktır.
Söz vermek kolaydır, zor olan, sözleri yerine
getirmektir.
Başarısızlık kolaydır, zor olan, başarısız olsan da
yeniden başlamaktır.
Sevmek kolaydır, zor olan, birilerinin seveceği bir insan
olmaktır.
Hata yapmak kolaydır, zor olan, özür
dilemesini bilmektir.
Konuşmak kolaydır, zor olan, yeri geldiğinde susmasını
bilmektir.
Bir insanı kaybetmek kolaydır, zor olan, onu kazanmaya
çalışmaktır.
Taraf olmak kolaydır, zor olan, doğru
tarafı bulabilmektir.
Eleştirmek kolaydır, zor olan, çözüm
üretmektir.
Bölünmek çok kolaydır, zor olan, bir araya
gelebilmektir.
Çamur atmak kolaydır, zor olan, adam gibi
eleştirmektir.
Birilerini suçlamak, eleştirmek çok kolaydır, zor olan,
kendimizi eleştirebilmektir.
Hayatta şikayet etmek kolaydır, zor olan,
şükretmektir.
Vazgeçmek kolaydır, zor olan, sonuna kadar
mücadele etmektir.
İnsanları yargılamak kolaydır, zor olan onların
penceresinden bakabilmektir.
Sevinçleri paylaşmak kolaydır, zor olan, acıları
paylaşmaktır.
Bir iş yapıldıktan sonra eleştirmek kolaydır, zor olan, o
işi yapmaktır.
Sevdiğiniz birini savunmak kolaydır, zor olan, sevmediğiniz
birini haksızlığa uğradığında savunmaktır.
(Alıntıladığım bu güzel yazıyı, bir arkadaşım mail olarak göndermişti. Yazarını bulamadım, bu nedenle isimsiz aktarmak zorunda kaldım.)
Sadi’den öğütler
Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsiz, dilini tutamayan
kimseden daha üstündür Şeyh Sadi'nin Bostan ve Gülistanından
Sözler
Akıllının önünde susmak, terbiye gereği ise de, sen yeri gelince
söylemeğe bak İki şey insanı çileden çıkarır: söylenecek
yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırdı etmek
Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa
yoktur Zaten bilgeler, “ Kalıcı olmayan şey
gönül bağlamağa deymez “ demişler
Düşün, sesini ondan sonra çıkar ve “ kes “ dedirtmeden önce sözünü
kes
İnsan hayvandan konuşmakla üstündür
Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün
olurlar
Fareyi tutarken kedi aslandır; kaplanla savaşırken fareye döner
On tane derviş bir kilimde uyur da iki padişah bir iklime
sığmaz
Allah adamı, ekmeğinin bir yarısını yerse öbür yarısını yoksullara
verir Sultan, yedi ülkeyi alsa bile, bir başka ülkenin
sevdasındadır
Huyu kötü olan kişi, iyilerin ışığını kabul etmez
Kabiliyetsizi terbiye etmek, kubbede ceviz durdurmak gibidir
Ben kimsenin gönlünü kırmayabilirim Ama hasetçiye ne yapayım, o
kendiliğinden azap içinde
Adem oğulları, aynı vücudun uzuvlarıdır Çünkü aynı cevherden
yaratılmışlardır Felek bir uzva elem getirirse, öbürlerinin huzuru
kalmaz Ey başkalarının acısına üzülmeyen, sana insan demek yakışık
almaz
Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, “Kardeşim!” diyeni dost
sayma Dost, dostunun elini onun perişanlığında,
çaresizliğinde tutan kimsedir
Mazlumun gönül dumanının zalime ettiğini, kızgın ateş üzerliğe
yapamaz
Koyun çoban için değildir Belki çoban onun hizmeti
içindir
Dünya dirliği, çöl gibi rüzgarı gibi geçti Acılık da, tatlılık da,
güzel de, çirkin de geldi gitti Zalim sandı ki bize zulmediyor;
ettikleri kendi boyunda kaldı, bizden
geçip gitti
Kükremiş fille savaşa kalkışan
kişi, akıllı kimsenin nazarında adam değildir Gerçek adam odur ki;
öfkelense dahi saçma söylemez
Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer takıp el pençe
divan durmaktan hoştur
İnsan iyilik de etse, kötülük de etse kendisi
içindir
Başkalarının ayıbını senin önünde sayıp döken, senin ayıbını da
mutlaka başkalarına söyleyecektir
Esenlik günlerinde düşkünleri bırakma Yoksul gönlü almak belayı
savar Yoksa zalim zorla alır
İçini yemekle doldurma ki orada marifet nuru göresin Burnuna kadar
tıkındığın için hikmetçe boşsun
Yoksulun sabrı, zenginin ihsanından üstündür
Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın
Acizin eline kudret geçince, tutar, acizlerin kolunu büker
Hırs azgınlığı, akıllı adamın gözünü bağlar; tamah, kuşu da balığı
da tuzağa düşürür
Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır Kale
duvarına taş atma, çünkü kaleden de taş gelebilir
Gönle giren her şey, göze hoş gelir
Hepiniz kendi ayıplarınızın hamalısınız
Her işte kendinden üstününü ara, bunu fırsat bil; kendin gibilerle
vaktini heder edersin
Bostan ve Gülistn’dan)
Mola:
Bir süreliğine yazılarıma ara veriyorum. Yeni yazılarla, güzel günlerde buluşmak dileğiyle…