BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 34,98
ALTIN 2.426,55
HABER /  GÜNCEL

Zeybek'in MHP'siz iktidar hesabı

DP lideri Namık Kemal Zeybek genel başkanlığı sonrası partide yaşanan gelişmeleri ve hedefleri İnternethaber'e anlattı.

Abone ol

ANKARA- Kırat'ın yeni süvarisi Namık Kemal Zeybek iddialı başladı. Genel başkanlık koltuğuna oturduktan sonra "Başbakan olacağım" diye yola çıkan Zeybek bu kararı 13 yaşında aldığını açıkladı.

Yapılan anketler Meclis'teki AK Parti, CHP ve MHP'nin bulunduğu 3 partili siyasi yapının devam edeceğini gösterse de Zeybek bu tablonun kendi genel başkanlığı ile değiştiğini düşünüyor. Zeybek'e göre bu seçim bir tarafta 'demokrasi vurgusu yapan ancak Cumhuriyete, Cumhuriyet değerlerine önem vermeyen' AK Parti, bir tarafta 'faşist-nazist bir model isteyen İnönü Cumhuriyetçiliğini kaskatı savunan' CHP ile 'ortayı, merkezi temsil eden' DP arasında geçecek. Zeybek'in hesapları arasında ise MHP'nin adı geçmiyor.

Hayatı boyunca hiç içki içmediğini söyleyen Zeybek yaşam tarzı endişesi yaşayanların endişelerini de gidermeye aday. Zeybek'in DP'si sabah namazına erkenden giden insanlarla o saatlerde meyhaneden dönen insanların oy vereceği parti olacak.

Zeybek'in bir başka farkı da Cindoruk döneminde yakından takip edilen Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olacak. Zeybek'in sözleriyle DP, 28 Şubat sürecinde darbe planladığı bilinen halkın seçtiği iktidara müdahale edenlerin yanında olmayacak. Ne savcılık ne de bir davanın avukatlık bürosu olacak. DP milletin hukuk bürosu olacak.

Çiçeği burnunda Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek görevinin ikinci haftasında seçim sonrası partide yaşanan gelişmeleri, Mesut Yılmaz'ın istifasını ve hedeflerini İnternethaber'e anlattı. Zeybek'in sorularımıza verdiği samimi yanıtlar şöyle oldu:

- Demokrat Parti'nin başına gelmeniz biraz sürpriz olarak nitelendirildi. Öyle miydi?

1990'da ANAP genel başkanlığında adım geçti. 20 yıl önce böyleydi. Onu bilen bunun 20 yıl gecikmiş bir durum olduğunu bilir. Ben başbakan olacağım. Hepsinden de iyi yaparım. Hangi başbakan adayının geçmişinde benim gibi hazırlık var. Tayyip Bey'in siyasi yaşamında tek tecrübesi belediye başkanlığı idi. Oradan geldi başbakan oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı iyi bir tecrübedir, ama bir de benim çizgime bak. 10 yıl kaymakamlık, 33 yaşında müsteşarlık, 4 yıl Doğan şirketler topluğunda yatırımlar koordinatörlüğü, milletvekilliği, bakanlık, baş danışmanlık, büyükelçilik... Yazılar yazdım. Haftada iki kitap okurum. Böyle bir insan kim benden daha hazır başbakanlığa bu durumda.

BEN GELMESEYDİM TEŞKİLATIN YARISI İSTİFA EDERDİ



- Kırat'ın yeni süvarisi olduktan sonra bazı istifalar geldi. DP'de Zeybek depremi olarak nitelendirildi. Bir deprem var mı?
Öncelikle ata da binerim. Ben bu bünyeden doğdum. Cindoruk seçildiği zaman 17 il başkanı istifa etmiştir. Sayın Yılmaz'ın partiye gelip gittiği yoktu. Demokrat partili olduğunu da yakından tanıyanlar biliyordu. Değerli bir insan. Kendi bölgesinden bağımsız seçilen bir insan. Siyaseti birlikte yaptığımız da ayrıştığımız da oldu. Yolu açık olsun bahtı açık olsun.
Bu olaylardan üzüntüm söz konusu değil. İzmir ve Bursa istifası var sadece. Büyütülüyor. Ben gelmesem bu teşkilatın yarısı istifa edecekti. Ben toparladım. Bir ümit Tansu Hanımdı. Tansu Hanım bir rüzgar meydana getirdi. Rüzgar benimle fırtınaya döndü.

- Sayın Cindoruk devri teslime gelmedi. Bir kırgınlık yarattı mı sizde?
Kırgınlık yaratmadı. Bunlara vaktim yok.

ERGENEKON'DA NE SAVCI NE AVUKAT OLACAĞIZ

- Cindoruk başkanlığındaki DP'nin Ergenekon soruşturmasına yönelik yakın takibi vardı. Sizin döneminizde ne olacak?
Türkiye hukuk devleti olsun istiyoruz. Hukuka saygım gereği görülmekte olan davalarda savcı ya da avukat olmam. Görülmekte olan davalarda hakimleri etkileyecek konuşmalar yapmak suçtur. Ben hukuka saygılı olmasam kim olacak. Biz burada ne savcılık bürosuyuz ne de avukatlık bürosuyuz. Burada milletin haklarını hukukunu savunmak için varız. Hiçbir şekilde herhangi bir davanın ne savcısı ne avukatı olurum. Avukatlık belgem var. Ben eğer avukat olarak birini savunmak istiyorsam dilekçemi verir savunurum. Ama koskoca bir partiyi demokrat partiyi herhangi bir davanın avukatlık bürosu haline getirmeyiz. Herhangi bir şekilde 28 Şubat sürecinde darbe planladığı bilinen halkın seçtiği iktidara müdahale edenlerin yanında olmayız. Kişi olarak söylemiyorum. Avukat tutamayan varsa yardımcı olabiliriz. Ama burası milletin hukuku bürosudur. Herhangi bir davanın avukatlık bürosu değil olmayacak.

- Kongrede en büyük alkışı Erbakan'ın mesajı aldı. Demirel'e ise sönük bir alkış vardı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Alkış dediğimiz şey sunuşla ilgili. İyi bir aktör telefon rehberini okuyarak insanları ağlatabilir, kötü bir aktör ağıt okuyup insanları güldürebilir. O sunumla ilgili. Bu teşkilatın Demirel'e karşı köklü bir bağlılık ve saygısı vardır.

BAŞBAKAN OLMAYA 13 YAŞINDA KARAR VERDİM



- Sizin genel başkanlığa getirilmeniz de bazı komplo iddialarını beraberinde getirdi. Nasıl karşıladınız bu iddiaları?
Çocuksu naif işler... Bu Allah'ın projesi, hakkın projesi olabilir. Demokrat Parti akan iki ayrı nehri birleştiriyor. Bunun bir ara dönemi var. Ben o sırada DP üyesiyim. Kenarda hizmet verilmesini bekliyorum. Bir önceki kongrede genel başkana benden yararlanın, GİK'e, Başkanlık Divanı'na alın dedim. Almadılar. Neden almadınız dedim. Vardınız da birileri çıkarmış dediler. Tansu Hanım gelse o kimin projesi olacaktı. Tansu Hanım'ın aday olmaması belli olduktan sonra insanlar bana yöneldi. Bu proje varsa önce hakkın sonra teşkilatın projesi.

- O zaman bir şans durumu mu var?
Şans... Bir çoklarının komplo-tezgah zannettiği şey aslında hazırlık ile fırsatların birleştiği noktadır. Ben hazırlanmışım. 13 yaşında ben başbakan olmaya karar vermişim. 13 yaşına kadar idealim Yaşar Doğu'ydu. Dünya güreş şampiyonu olmak istiyordum. Sonra Başbakan olmaya karar verdim. 13 yaşında kitap okumaya başladım.

BU SEÇİM ÜÇ PARTİ ARASINDA GEÇECEK

- Yapılan anketlere bakılırsa bu seçimde de Meclis'teki tablo değişmiyor. DP'nin hedefi nedir?
Önceden öyleydi. Şimdi değişti. Bu seçim Demokrat Parti ile CHP ve AK Parti arasında geçecek. Biz orta olacağız onlar iki kanat olacak. Ak parti demokrasi vurgusu yapan ancak Cumhuriyete, Cumhuriyet değerlerine önem vermeyen görüntü içinde. CHP ise Cumhuriyet değerleri diye İnönü değerlerinin savunucu çizgide.

- İnönü'nün etkisi mi var hala CHP'de?
Atatürk demokrasiyi hedefliyordu. Hanedanlığı bile isteyen parti kurulmalıdır diyordu. Ama İsmet Paşa faşist ve nazist bir model istiyordu. Atatürk o nedenle onu tasfiye etti. Sivil bir insan olan Celal Bayar ile devam etti. İnsanların kıyafetlerine karışmak ne demektir. CHP bu noktadan ayrılmaya uzaklaşmaya çalışıyor ama yapamıyor. CHP bir parti değil sadece. Her yerde CHP yandaşı bürokratik kadrolar vardır. CHP zihniyeti oluşmuştur. İnönü'cü bir zihniyettir. Devlet adamı olarak saygı duyarım İnönü'ye. Ama İnönücü ideoloji hapishanelerdeki mahkumlara gardiyanlarını seçme özgürlüğü vermekten başak anlam taşımaz. İnönü zihniyeti ne yazıkki Türkiye'de demokrasi çevresinde betondan demirden cendere gibi demokratik gelişmeyi önleyen bir anlayıştır. Bu devam ediyor. Kemal bey bunu aşmaya çalışıyor. Umarım aşar. Ancak işi çok zor. Kemal bey CHP'nin halkla bütünleşeceği umudu doğurdu. Yaptığı ifşaatçı propaganda ile kitlelere ulaşılacağı umudu doğdu. Serbest kalsa yapar ama bırakmıyorlar. Yaptığı işler hoş görünüyor ama benimsenmiyor.

DP neresinde olacak bu tablonun?
Bir tarafta İnönü Cumhuriyetçiliğini kaskatı savunanlar, bir tarafta Atatürk'ün Cumhuriyetini gözden çıkaranlar. Biz ortayı temsil ediyoruz. Atatürk'ün Cumhuriyetinden ödün vermeden Atatürk'ün hedeflediği demokrasiye Türkiye'yi götürmek istiyoruz. Bayar'ın, Menderes'in, Özal'ın yolu buydu.

BİR GÜN SAZAK İÇELİM



- Son günlerde içkiyle birlikte yaşam tarzı endişeleri yeniden gündeme geldi. Toplumun kamplaştığı ileri sürülüyor. Siz de böyle bir tehlike görüyor musunuz?
Ben hayatımda içki içmedim. Hiç de merak etmedim. Ben Yeşilaycıyım. Üniversite yıllarında derneğe üye oldum. İçkinin sarhoşluk boyutlarına alkolizm boyutlarına varan kısımları insan sağlığı bakımından da toplum sağlığı açısından da sıkıntılı. Ancak içki içmek isteyenlere engel olmak, içki içen insanları kötü görmek gibi hakkımız yoktur. Bu demokrasiye de aykırıdır. Yasaklar getirerek, sınırlar getirerek bu şekilde yaklaşımı doğru bulmuyorum. Yasakların tahrik edici olduğu bilinir. Müsteşarken tekel ürünlerine zam yaptık. Rakıya da biraz fazla yapmışım. O zaman içenler getirin bir Gün Sazak içelim derlermiş. İnsanlar içer içmez ama adabını bozmamak başka insanlara zarar vermemek koşuluyla içer. Ama alkollü araba kullananların ehliyeti alınmalıdır. Ondan şakam yok. Kendi hayatı ve başkasının hayatını tehlikeye atıyor.

CAMİYLE MEYHANE ARASINDA PARTİ

- Bu sorunu kim nasıl çözecek?
Bu tehlikeyi ortadan kaldıracak parti DP'dir. Rauf Tamer bir yazı yazdı. DP sabah namazına erkenden giden insanlarla o saatlerde meyhaneden dönen insanların oy vereceği partidir. Aynen öyledir. Ben içmiyorum ama divana aldığımız arkadaşlar arasında içenler olduğunu biliyorum. Her türlü insan var bizde. 5 vakit namaz kılan da var Alevi arkadaşımız da. Ben hepsini temsil ediyorum. Ben Türkiye'nin merkezini temsil ediyorum. Zeybek olarak mütevazi olmam gerek ama Demokrat Parti'nin genel başkanının mütevazı olma hakkı yok. İddialı olmak zorundayız. Şu anda Demokrat Parti Genel Başkanı Başbakanlık görevini en iyi yapacak kişidir. Emaneti de ehline vermek gerek, ehil de benim.