BIST 9.684
DOLAR 32,51
EURO 34,81
ALTIN 2.428,32
HABER /  GÜNCEL

Zekai Aksakallı'nın yüzüne telefon kapatan albay kıvırdı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 69 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi. Eski Kurmay Albay Ümit Bak'ın Semih Terzi iddiası.

Abone ol

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları, darbe gecesi ÖKK'de yaralanan Astsubay İsmail Oğuz ile müşteki avukatları katıldı. Duruşmada mahkeme heyetine Fahrettin Yıldız başkanlık etti. 

Duruşmada, savunma yapan eski Kurmay Albay Ümit Bak'ın ifadeleri dikkat çekici oldu. Darbe girişimi gecesi ÖKK'de Harekat Şube Müdürü olarak görev yapan Albay Ümit Bak, saat 21.00'den itibaren ÖKK'ya Genelkurmay Başkanlığından üç emir mesajı geldiğini söyledi.

ZEKAİ AKSAKALLIYI SUÇLADI
Bak'ın anlattığına göre alarm şeklindeki ilk mesajda, "ülkede ani gelişmeler yaşandığı, meydana gelebilecek terör tehdidine karşı emniyet tedbirlerinin en yüksek seviyeye çıkarılması" emri yer alıyordu. Ümit Bak, birinci mesaj emri gelir gelmez, vardiya amirleriyle toplantı yaptığını, nöbetçi amirlere emri ilettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Vardiya amiri Mehmet Ali Çelik, Aksakallı komutanımıza ulaştı, emri okudu. Komutanımız, 'Kışlanın emniyetini artırın, çağırabileceğiniz tabur varsa takviye yapın' dedi. 32. Tabur'un çağrılabileceğini söyledik, 'Çağırın' emrini verdi. Ardından Aksakallı, Ümit Koçak'ı aradı, 'Birliğe giriş çıkışları durdurun, Semih Terzi haricinde kimseyi içeri almayın' dedi. Koçak bunu bana iletti. Bunun üzerine kışla emniyet tedbirleri artırıldı. Personeli uyardık. Kışlaya giriş çıkışlar durduruldu. 32. Tabur'a alarm verildi. Personel de nizamiye bölgesinde görevlendirildi."

SEMİH TERZİ'NİN VERDİĞİ EMİR
Bunların ardından ikinci mesaj emrinin saat 23.00 sıralarında geldiğini anlatan Bak, bu mesaja önce şaşırdıklarını, hemen telefonla Semih Terzi'yi aradığını, Terzi'nin de "Ben zaten oraya geliyorum. Kışlaya giriş çıkışı durdurun, ben gelmeden kimseyi içeri almayın." emrini verdiğini ifade etti. Ümit Bak, ardından Terzi'nin kendisine mesaj atarak, o dönemde Okul Komutanı olan Albay Ömer Faruk Bozdemir'in içeri alınmaması emrini ilettiğini söyledi.

AKSAKALLI ARAYIP İÇERİ AL DEDİ
Zekai Aksakallı'ya telefonla ulaşamadıklarını iddia eden Bak, sonra Aksakallı'nın, ÖKK harekat merkezini aradığını, kendisini istediğini, "Okul Komutanı Bozdemir ve Albay Oğuz Tozak'ı içeri al" dediğini aktardı. Aksakallı'ya, Genelkurmay'dan gelen ikinci mesaj emrini söylediğini ve "İdari kadroya atandığınız belirtiliyor," dediğini anlatan Bak, Aksakallı'nın kendisine, "Ben hala komutanım, bu emri yok hükmünde say." dediğini söyledi.

AKSAKALLI 'TELEFONU KAPATTI' DEMİŞTİ ALBAY BÖYLE KIVIRDI

Zekai Aksakallı ile arasında geçen diyalogları anlatan Bak, Aksakallı'ya, "Komutanım yazılı emir geldi, Semih Terzi'yi aradım, 'Tamam ben oraya geliyorum, kimseyi içeri alma' dedi. Siz başka diyorsunuz? Ben böyle bir durumda bu adamları nasıl içeri alabilirim." dediğini ifade etti. Bunun üzerine Aksakallı'nın sinirlenerek, bağırmaya başladığını ileri süren Ümit Bak, şu savunmayı yaptı:

-"Aksakallı'nın bağırmaları hakarete dönüştü, en sonunda 'Seni öldürtürüm' dedi. Ben konuşma boyunca askeri nezaket kurallarına uygun davrandım. Komutanımız, 'Telefonu suratıma kapattı' demiş. Beni ölümle tehdit ettikten sonra beni telefonda beklemeye aldı, sonra hat gitti, ben de telefonu kapattım. 'Ben artık senden emir almayacağım' gibi bir ifadem de olmadı. 

AKSAKALLI YENİDEN ARIYOR
-Bu telefon görüşmesinden sonra harekat merkezinin iki yanındaki telefon çaldı. Nöbetçi astsubay, telefondaki Aksakallı'nın nöbetçi amiri Ümit Koçak'ı istediğini söyledi. Ümit Koçak telefona bakmadı, telefon havada kaldı. Bir astsubayımız telefonu kapattı, ondan sonra da Aksakallı ile gece boyunca irtibatımız bitti. 

TERZİ Mİ AKSAKALLI MI?
-Emniyet tedbirleri alındı, personelde ve bende şaşkınlık, kararsızlık oluştu. Tam bir krize doğru gidiyoruz. Mehmet Ali Çelik de geldi. 'Bir karar vermemiz lazım şu anda' dedik. Ben 'Genelkurmaydan gelen yazılı emir var Terzi vekalet edecek, deniyor. Zekai Paşam bizi ölümle tehdit etti, Terzi geliyor yolda, gelince emrini alalım' dedim. Ondan sonra herkes görev yerine gitti. Günün sonunda bana hesap sorulduğu zaman 'Elimde yazılı emir var ona göre davrandım' derim diye düşündüm."

TEL ÖRGÜLERDEN SIZARLARSA ATEŞ EDİN

"Terzi uzaydan gelen biri değildi"

Semih Terzi'nin darbeci, FETÖ'cü olduğunu 15 Temmuz gecesi bilmesinin mümkün olmadığını, Terzi'nin, Zekai Aksakallı olmadığında defalarca komutanlığa vekalet ettiğini, Aksakallı'yı yurt dışındaki toplantılarda temsil ettiğini öne süren Bak, "Semih Terzi uzaydan gelen bir adam değil. O anda ben onun darbeciliğini, FETÖ'cülüğünü bilemem. 15 Temmuz akşamı en kıdemli personel olarak ben bunu söyleyemiyorsam hiçbir arkadaşım da söyleyemez." iddiasında bulundu.

Sanık Ümit Bak, saat 24.00 civarı, birlik dışında Okul Komutanı Bozdemir, Oğuz Tozak ile bazı kişilerin toplandığını, nizamiye personelinin ise verilen emir gereği bu kişilerin içeri alınmayacağını ilettiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Bu kişiler nizamiye personelini taciz etmeye başladılar. Nizamiye personeli 'Emir var' diye söylemeye çalışıyor, ama onlar 'Ya size ateş edeceğiz, tel örgülerden gireceğiz' diyerek tansiyonu yükseltmeye çalışıyorlar. Bu grubun sözleriyle ilgili Fatih Uysal aradı. Ona, 'Onlar ateş etse dahi ateş etmeyeceksiniz, sözlü ikazlarınızı tekrar yapacaksınız, gelmeyin, alamayız' diyeceksiniz. Tel örgülerden sızmaya başlarlarsa havaya ateş edeceksiniz, doğrudan ateş etmeyeceksiniz' dedim. Nizamiye personelinin ifadeleriyle de bu sabittir."

ÖMER HALİSDEMİR TERZİ'Yİ VURUNCA...
Nizamiyede yaşananları, Semih Terzi alaya inip kendisi derdest edilene kadar takip ettiğini ifade eden Ümit Bak, Terzi inip şehit Ömer Halisdemir tarafından vurulduktan sonra, TİM personeli Mihrali Atmaca ve beraberindekiler tarafından derdest edildiklerini anlattı.

Semih Terzi'yi öldüren şehit Ömer Halisdemir'i şahsen tanıdığını, 2010'dan bu yana birlikte çalıştıklarını anlatan Ümit Bak, "Halisdemir, çok efendi, saygılı, iyi bir askerdi. Olay günü komutan koruma nöbetçisi idi. Biz de oradayız. Ortada anormal bir durum yok. Ömer Halisdemir de biz de orada görev yapıyoruz. Bina içinde dolaştı, o da ne olduğunu anlamaya çalışıyor, biz de. O gece karargah binasındaki arkadaşlarımın Ömer'e ne bir kastı ne bir zorlaması oldu. Herkes tarafından sevilen bir insandı, nasıl şehit edildiği belli." ifadesini verdi.

BEN ÖKK'NIN DEMİRBAŞIYIM

Genelkurmay Başkanlığından gelen mesajların çekildiği yerin kontrollü bir yer olduğunu, kimsenin elini kolunu sallayarak mesaj çektiremeyeceğini düşündüklerini belirten Bak, "ÖKK'yı ele geçirmekle suçlanıyorum. Ben 11 senedir ÖKK'dayım, demirbaşıyım. Biz zaten ÖKK personeliyiz ve verilen görevleri yapıyoruz. ÖKK biziz, biz ÖKK. Kim kimi ele geçiriyor?" dedi.

CÜZDANINDAN ÇIKAN LİSTE
Cüzdanından çıktığı iddia edilen darbeye katılacak personel listesini de kabul etmeyen sanık Ümit Bak, "Böyle bir listeyi iddianameden öğrendim. Böyle bir liste hazırlamadım, kimseye darbe ile ilgili bir emir, talimat vermedim. Bu listede belirtilen tanıdığım, tanımadığım kişilerle planlama yapmadım, bir araya gelmedim. Listeyi görmedim ama adı geçen 33 personelden 21'ini şahsen tanımıyordum. Hepsini bu adliye koridorlarında tanıdım. 33'ünden 23'ü ise o gece orada bile değildi. Darbeye katılması planlanan personel listesi deniyor. Ben bir liste hazırlamışım, 33 kişi yazmışım 23'ü orada değil. Bu nasıl bir planlamadır?" iddiasında bulundu.

ZEKAİ AKSAKALLI'YI SUÇLADI

Zekai Aksakallı'nın verdiği ifadelerde, Semih Terzi'nin FETÖ'cü olduğunu önceden bildiğini söylediğini aktaran Ümit Bak, "Madem FETÖ'cü, darbeci, önceden biliniyor Terzi neden Diyarakır'dan uçağa biniyor, elini kolunu sallayarak geliyor? Aksakallı önce bizim ölüm emrimizi veriyor, sonra da Halisdemir'e 'öldür' emrini veriyor. Terzi ile Diyarbakır'dan gelen TİM'deki Mihrali Atmaca bizi öldürmeye geliyor, Nedim Şahin içeri girince onu öldürüyorlar. 15 gün boyunca darbecilerin derdest edilmesinde bu tim kullanılıyor. Ama sonunda onlar da ben de 4 kez müebbet hapis cezasıyla yargılanıyoruz. Bunlar normal olaylar mı?" dedi.