BIST 8.987
DOLAR 32,33
EURO 35,08
ALTIN 2.299,49
HABER /  MEDYA

Zaman yazarı Erdoğan'a demediğini bırakmadı!

Zaman gazetesi yazarı Selçuk Gültaşlı, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan için demediğini bırakmadı: Paralele acımasın ama kendine acısın!

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Zaman gazetesi yazarı Selçuk Gültaşlı, Cumhubaşkanı Erdoğan için "Kendi partisini ikna edemeyen ama bütün dünyayı paralele inandırmak için itibarını da, ülkesini de imha eden bir siyasi kişilik artık" dedi.

Erdoğan için çok ağır ifadeler kullanan Selçuk Gültaşlı, "Artık o, ülkesini bahtsız talihinden kurtarmış, model hale getirmiş bir lider değil. En hafifi ile söyleyecek olursak lekeli, yolsuzluk soruşturmalarını akamete uğrattığı için lekenin kire dönüşüp üzerine yapıştığı bir lider. Paralele acımasın ama kendine acısın!" sözleriyle noktaladı.

Selçuk Gültaşlı, 'Paralele acıma, kendine acı' başlıklı bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:

ONUN GÖRDÜĞÜ ALÇAKLIĞI...

Erdoğan, müjde dilendiği ama eli boş döndüğü Fransa ziyaretinden sonra uçağında yine ‘dava arkadaşlarından’ şikâyet etmiş.

Onun gördüğü ‘ihaneti’, ‘alçaklığı’ çıplak gözle ihata edemeyen, ‘Yeni Türkiye’nin inşa ve ihyası için kutlu yola birlikte çıktığı bazı dareyn dostları’ paralele merhamet ediyor, ‘acıma refleksine’ kapılıyormuş. Bu ifadeleri, Erdoğan’ın konuşa konuşa, kontrol ettiği medyasının 10 aydır yaza yaza bitiremediği paralel palavrasına hâlâ inanmayan, Reis’in istediği gibi mücadele etmeyen partililerin varlığına işaret olarak okumak gerekiyor. Kendi partisini ikna edemeyen ama bütün dünyayı paralele inandırmak için itibarını da, ülkesini de imha eden bir siyasi kişilik artık Erdoğan.

ONLARA SU BİLE VERİLMEYECEK

‘Acıma’ bahsi şu ifadelerle devam ediyor: ‘Paralel yapı’nın etik, ahlaki değerlerimizi yok etmesine sessiz mi kalınacak?’ Tabii ki kalınmayacak, istiklal mücadelesi ilan edilecek, onlara su bile verilmeyecek. O zaman ahlaki değerlerimiz muhafaza edilmiş olacak.

İlginç olan, Avrupa’ya her seyahatinde bermutad yanında taşıdığı gazetecilerine ‘paralelle’ mücadelenin ehemmiyetine dair tahşidat yapan Erdoğan’ın her defasında ‘etik’ ve ‘ahlaki’ değerlerden bahsetmesi. Madem Avrupa’da temaslar yapılıyor ve Avrupa yollarında bol bol ‘etik’ ve ‘ahlak’ temalı nutuklar atılıyor, birinin de çıkıp Avrupa’da siyaset yolsuzluklara, siyasi ahlaksızlıklara, ihale hırsızlıklarına, havuz medyalarına ne diyor diye sorması gerekmez mi? Hazır, Erdoğan 2014’ü de Avrupa Birliği yılı ilan etmişken.

Mesela, seçimler için yaz aylarında ziyaret ettiği Almanya’da, ‘etik’ ve ‘ahlaki’ değerlerin yok edilmesi nasıl engelleniyor, merak ediliyor mu? Yolsuzluk iddialarıyla birlikte oğluna hediye edilen oyuncağı –evet oyuncağı- kabul ettiği için linç edilen Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff ne yapmış? ‘Abdestinden şüphesi olmadığı’ için dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edilmesi üzerine hemen istifa etmiş ve savcıların yüzünü kızartarak beraat etmiş, şeref ve haysiyetini ‘beraat-ı zimmet asıldır’ sözünü geveleyip, mahkemeleri lağvederek değil, mahkeme yolunu tamamen açarak muhafaza etmiş.

PARALELE ACIMASIN AMA KENDİNE ACISIN

Erdoğan’a bu zaviyeden bakın. Artık o, ülkesini bahtsız talihinden kurtarmış, model hale getirmiş bir lider değil. En hafifi ile söyleyecek olursak lekeli, yolsuzluk soruşturmalarını akamete uğrattığı için lekenin kire dönüşüp üzerine yapıştığı bir lider. Paralele acımasın ama kendine acısın! Paralelin Allah rızasından başka kaybedecek bir şeyi yok!