MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Sağlık Bakanlığı'nın Alaaddin Çakıcı kararıyla ilgili sözlerine bakanlık açıklama yapmıştı. İşte o açıklama MHP'nin tepkisine neden oldu. Semih Yalçın, Sağlık Bakanlığı'nı acemilik ve üslupsuzlukla suçladı.
BU HABERE YAPILAN YORUMLAR38 Adet Yorum
Misafir
19)–Öbür âlemin ve buranın en çok cefâsını çekenler, kendilerine ait olmayanı isteyenlerdir. Ve yapamayacakları işin peşinden koşanlardır.
AKLISELİMLERE BAŞARILAR,SAYGILAR.
Misafir
18)İşte bu haller insanı yorar. Elde mevcut şeylere razı olmamak, insanı her çeşit güçlüğe sürükler. Sonu gelmeyen eziyet, içinden çıkılması mümkün olmayan felâketler bundan sonra başlar.
Dünyalığı var; rahat etmesi gerekirken eliyle keyfini kaçırır. Dünyası böyle geçer.
Bundan sonra öbür âlemin işi başlar. Ölür, sorguya çekilir, hesap veremez. Çünkü düzenli hiçbir iş tutmamıştır. Bazıları şöyle der:
Misafir
17) Elinde hazır olan her şeye ayıp bulur; hemen yenisini tedarik etmeye başlar. Böylece bütün rahatını kendi eliyle kaçırır. Bilmez ki her şey kendisi için değildir. Buna akıl erdiremeden iyi şeylerin peşine düşer.
Misafir
16)Afiyet haline gelince, ondan daha iyisi yoktur. Güler, oynar, sevinir. Ve hemen zaman kaybetmeden şehvet yollarına koşar. Hiç biriyle yetinmez. Biri eskiyince yenisini aramaya koyulur. Yemek beğenmez. İçkilerin her çeşidini sofrada bulundurur. Evinde hanımını da hemen savar; onun da yenisini arar. Evini de beğenmez, onun da iyisini aramaya başlar. Binek işi de onca çok mühimdir. Bu bapta çok titiz davranır. Daima günün en iyi şeylerini ister.
Misafir
Denilmiştir ki:
15)Nefsin iki hali vardır. Üçüncüsü yoktur. Biri belâ, diğeri afiyet…
İnsanlar, başına bir belâ geldiği zaman bağırır, çağırır. Durmadan Allah ‘ı şikâyet eder. Güya Allah’a darılır. Her şeye itiraz eder. Hakkı töhmet altına almak ister. Ne sabır bilir ne de bir nasihatçıya uyar. Yalnız kendi aklına göre Allah’a (Hâşâ) eş bulma yoluna girer, bir uygunsuz hareket yolu bulur, öylece gider.
Misafir
14)Kaplumbağa yardım etmek istedi. Şefkatinden onu sırtına aldı ve yüzmeye başladı. Irmağın ortasına geldiğinde akrebin ısırmak arzusu uyandı. Kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu. Kaplumbağa:
-Ne yapıyorsun? Diye sordu. Akrep:
-Hünerimi gösteriyorum, dedi. Sen bana iyilik ettin, şefkatini gösterdin. Ben de sana iğnemi sokuyorum. Benim göstereceğim şefkat ancak budur.
Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve akrebin işini bitirdi.
Misafir
TEMSİLİ BİR HİKAYE:
13)Akrep, ırmağın kenarında dolaşıyordu. Bir kaplumbağa yanına geldi ve:
-Burada ne yapıyorsun? Dedi. Akrep:
-Irmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum. Benim, bütün kavmim ve çocuklarım ırmağın öte yakasında, cevabını verdi.
Misafir
YAHYA BİN MUAZ DAN BİR ALINTI:
12)-Nefis dünyalık bir şeye rastladığı zaman, sanki bir kurt, ıssız bir yerde, bir koyuna rastlamış gibi olur.
Kurdun koyunu yeme isteği ne ise, nefsin de o dünyalığı elde etme hırsı aynıdır.
-Nefsinin arzuları peşine takılan kimse, dünyada da ahirette de sıkıntı ve azap çeker.
Dünyada çektiği, onları elde etmek içindir.
Ahirette çekeceği ise, onların hesabını vermek içindir.
Misafir
11) Rabbim Teâla hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdi: “Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. ben senin ümmetine “Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler.”
Misafir
10)BİR HADİS:* Hazreti Sevbân radıyallahu anh dan rivayet edilmiştir: “Allah Teâla hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumî bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim.
Misafir
9)G- Nefs-i Kâmile veya Safiye: Bu nefis, Peygamberlerden her birinin ve Evliyanın en seçkinlerinin nefsi olup nefs-i natıka, o makamda SAFİYYE adını alır. Bu mertebede bulunan büyüklerin gönlüne Zat-ı İlahinin nurları şimşek gibi çakıp sönmez, her an tecelli eder…
“Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah’adır. FÂTIR suresi,18.ayet delil gösterilmiştir.
Misafir
8)F- Nefs-i Merdıye: Fiillerin tecelli ediş makamı olup ,nefis o makamda MARZİYYE adını alır.
İşte bu mertebe peygamber olmayan kulların yükselebileceği en ulvi mertebelerdendir. Bu makam İlahi İsim ve sıfat nurlarının görüldüğü ve Zat-ı İlahinin nurlarının tecelli şimşek gibi çakıp kaybolduğu makamdır. Bu mertebede nefis, Allah’tan razıdır Allahu teala da o nefisten razıdır.
Bu mertebenin büyüklerine ölüm bir yok oluş değil bir vuslattır,.Mevlana Celaleddin Rumî bu hale bir şeb-i aruz (düğün/kavuşma)demiştir.Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak!” FECR suresi,28.ayet delil gösterilmiştir.
Misafir
7)D- Nefs-i Mutmeinne: Olgunluk makamı olup,nefis o makamda Mutmeinnedir. : ” “Ey itminana ermiş /mutmein olmuş(huzura kavuşmuş)nefs!”Fecr suresi,27.ayet delil gösterilmiştir.
E-Nefs-i Razıye: Vuslat (kavuşma) makamı olup ,nefis o makamda RAZİYYE adını alır. Kur’an’da:
Bu aşamada Allahu teala henüz nefisten razı olmamış, sadece nefis Allah’tan razı olmuştur.
“Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak” FECR suresi,28.ayet delil gösterilmiştir.
Misafir
6)C- Nefs-i Mülhime: ''Esrar (sırlar) makamı olup nefs-i natıka, o makamda Mülhimedir.
Nefsi bu aşamada olanlar Müslümanların Salihleridir. Bunlardaki ölüm korkusu hesap zor vermek korkusudur. Bunlar helale ve harama dikkat eden kimselerdir.''denilmiştir.Delili olarak da; “Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.” Şems suresi,8.ayet ve ''Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir.''Şems suresi,9.ayet delil gösterilmiştir.
Misafir
5)B- Nefs-i Levvame: ''Pişman olup kendini kötüleyen nefis demektir. Nefs-i natıkanın, Nur ile zulmetin karışık olduğu durumudur ki, o makamda Nefs Levvamedir.
Nefsi bu aşamada olan kimselerde az da olsa ahirette hesap verme korkusu vardır. Bu gibi kimseler ölüye gider ağlar düğüne gider köçek çalarlar. Kâh bir Müslüman, kâh bir münkir gibi olurlar. Müslümanların büyük günah işleyenlerin nefsi bu türdendir. Bunlarda da ölüm korkusu çok, hesap verme korkusu çok azdır.''denilmiştir.Delil olarak da;“Pişmanlık duyan nefse (nefs-i Levvâmeye) yemin ederim ki, “ El-Kıyame suresi, 2.ayet gösterilmiştir.
Misafir
4)A-Nefs i emmare:
''Nefsi bu mertebede olan kimsenin nefsi Hakk’ı inkar eden, sürekli kötülüğü arzulama konumundadır. Bu emmare nefis, kâfir ve münafıkların nefsidir. Emmare mertebesi nefsin zulmette yani; karanlıkta bulunduğu makamıdır ki, o makam sırf kötü ahlakın menbaıdır. Kur’an’da Yusuf Sûresi’nde;
Bu makamda olan kimselerde vesvese bulunmaz. Nefsi bu makamda olanlarda cehennem korkusu yoktur. Bu tür kimseler Allah’tan başka her şeyden korkarlar. En büyük korku ve nefretleri ölümdür. Sevgileri nefisleri içindir.''denilmiştir.Delil olarak da ; “Şüphesiz ki nefs, kötülüğü son derece emredicidir.” Yusuf, suresi,53.ayet gösterilmiştir.
Misafir
3)Anlaşılıyor ki,nefsin kurtulışa ermesi için kat edilmesi gereken kademeler var.Çünkü,nefsi kötülüklerde arındırma öyle hemencecik olabilen bir mevzu değildir.O halde nefsin kademeleri(dereceleri)nelerdir.İslam alimleri nefsin yedi kademesi(derece)olduğunu söylüyorlar.
Misafir
2)Yukarıdaki ayetlerle sabit olmak üzere nefis vardır ve ''irciî''(Rabbine dön!) emriyle nefise hitap edilmiştir.Allah,nefse ;Rabbine dön! Emrini verdiğine göre demek ki nefis Rabbimize isyan halindedir.İsyandan itaate geçince derecesi artar,Allah a itaatta yüksek derecelere erişir.Allah ın; ''Ey mutmein olan nefis!''hitabı ,nefsin dereceleri olduğuna delildir.Nefis ile ilgili nakilerimde sizlere uluştırdım ki,aşağı derecedeki nefis kişiyi felakete sürekler.Dünya ve ahiret hayatını mahveder.Allah c.c. Nefsimiiz tezkiye ettiğimizde (nefsi kötülüklerden arındırma),ruhumuzu Allah a ulaştırmış olacak,yani Allah a kul olunmuş olunacaktır.Sonrası felah (kurtuluş) demektir.İşte o zaman Allah c.c. Ün ''Cennetime gir!''hitabına mazhar olmuş olacağız. Bu yazdıklarıma delil ,yukarıda ulaştırmaya çalıştığım Fecr suresinin 27,28,29,30 .ayetleridir.
Misafir
NEFİS VE NEFSİN DERECELERİ HAKKINDA
1)FECR suresi,27. Ayet: Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu).
Ey mutmain olan nefs!
FECR suresi,28.Ayet: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak!
FECR suresi,29.Ayet: Fedhulî fî ibâdî.
(Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah’a ulaştırdığın zaman Bana kul olursun) kullarımın arasına gir.
FECR suresi,30.Ayet: Vedhulî cennetî.
Ve cennetime gir.
ALİ
BOŞ İŞLER PARTİSİ MHP...AKP OLMASAYDI GÜMLEMİŞTİ...YOK AF YOK ÇAKICI ..NE BOŞ ADAMLARSINIZ BE...OYLARINIZ BARAJ ALTINDA KALDI HALA AKILLANMADINIZ.
ruzgar67
Bu kadar cok istedigine gore cikmaaini slatin cakicinin bir bildigimi var ne bahceli hakinda
Vtndş
Fetönün siyasi ayağı hala ortaya çıkmamış fetöye herşeyi verenler yargılanmadan Çakıcının acelesi mi var diye soruyor??
Vatandaş
Çakıcı MHP milletvekili mi?
Misafir
EVET MHP İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAK bi EYYT CEKECEK
Misafir
semih yalçın bu açıklamayı günün hangi vaktinde yapmıştır acaba, geç vakitlerde yapıldıysa kusur bulunmayabilir. ama mesai saatleri içinde yaptıysa devlet kurumlarını aşağılamaktan, suçu ve suçluyu övmekten suçluya lojistik destek sağlamaktan yargılanmalı
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
19)–Öbür âlemin ve buranın en çok cefâsını çekenler, kendilerine ait olmayanı isteyenlerdir. Ve yapamayacakları işin peşinden koşanlardır. AKLISELİMLERE BAŞARILAR,SAYGILAR.
18)İşte bu haller insanı yorar. Elde mevcut şeylere razı olmamak, insanı her çeşit güçlüğe sürükler. Sonu gelmeyen eziyet, içinden çıkılması mümkün olmayan felâketler bundan sonra başlar. Dünyalığı var; rahat etmesi gerekirken eliyle keyfini kaçırır. Dünyası böyle geçer. Bundan sonra öbür âlemin işi başlar. Ölür, sorguya çekilir, hesap veremez. Çünkü düzenli hiçbir iş tutmamıştır. Bazıları şöyle der:
17) Elinde hazır olan her şeye ayıp bulur; hemen yenisini tedarik etmeye başlar. Böylece bütün rahatını kendi eliyle kaçırır. Bilmez ki her şey kendisi için değildir. Buna akıl erdiremeden iyi şeylerin peşine düşer.
16)Afiyet haline gelince, ondan daha iyisi yoktur. Güler, oynar, sevinir. Ve hemen zaman kaybetmeden şehvet yollarına koşar. Hiç biriyle yetinmez. Biri eskiyince yenisini aramaya koyulur. Yemek beğenmez. İçkilerin her çeşidini sofrada bulundurur. Evinde hanımını da hemen savar; onun da yenisini arar. Evini de beğenmez, onun da iyisini aramaya başlar. Binek işi de onca çok mühimdir. Bu bapta çok titiz davranır. Daima günün en iyi şeylerini ister.
Denilmiştir ki: 15)Nefsin iki hali vardır. Üçüncüsü yoktur. Biri belâ, diğeri afiyet… İnsanlar, başına bir belâ geldiği zaman bağırır, çağırır. Durmadan Allah ‘ı şikâyet eder. Güya Allah’a darılır. Her şeye itiraz eder. Hakkı töhmet altına almak ister. Ne sabır bilir ne de bir nasihatçıya uyar. Yalnız kendi aklına göre Allah’a (Hâşâ) eş bulma yoluna girer, bir uygunsuz hareket yolu bulur, öylece gider.
14)Kaplumbağa yardım etmek istedi. Şefkatinden onu sırtına aldı ve yüzmeye başladı. Irmağın ortasına geldiğinde akrebin ısırmak arzusu uyandı. Kaplumbağanın sırtına iğnesini dokundurdu. Kaplumbağa: -Ne yapıyorsun? Diye sordu. Akrep: -Hünerimi gösteriyorum, dedi. Sen bana iyilik ettin, şefkatini gösterdin. Ben de sana iğnemi sokuyorum. Benim göstereceğim şefkat ancak budur. Bunun üzerine kaplumbağa hemen suya daldı ve akrebin işini bitirdi.
TEMSİLİ BİR HİKAYE: 13)Akrep, ırmağın kenarında dolaşıyordu. Bir kaplumbağa yanına geldi ve: -Burada ne yapıyorsun? Dedi. Akrep: -Irmağın öte yanına geçmek için bir çare arıyorum. Benim, bütün kavmim ve çocuklarım ırmağın öte yakasında, cevabını verdi.
YAHYA BİN MUAZ DAN BİR ALINTI: 12)-Nefis dünyalık bir şeye rastladığı zaman, sanki bir kurt, ıssız bir yerde, bir koyuna rastlamış gibi olur. Kurdun koyunu yeme isteği ne ise, nefsin de o dünyalığı elde etme hırsı aynıdır. -Nefsinin arzuları peşine takılan kimse, dünyada da ahirette de sıkıntı ve azap çeker. Dünyada çektiği, onları elde etmek içindir. Ahirette çekeceği ise, onların hesabını vermek içindir.
11) Rabbim Teâla hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdi: “Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. ben senin ümmetine “Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler.”
10)BİR HADİS:* Hazreti Sevbân radıyallahu anh dan rivayet edilmiştir: “Allah Teâla hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumî bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim.
9)G- Nefs-i Kâmile veya Safiye: Bu nefis, Peygamberlerden her birinin ve Evliyanın en seçkinlerinin nefsi olup nefs-i natıka, o makamda SAFİYYE adını alır. Bu mertebede bulunan büyüklerin gönlüne Zat-ı İlahinin nurları şimşek gibi çakıp sönmez, her an tecelli eder… “Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah’adır. FÂTIR suresi,18.ayet delil gösterilmiştir.
8)F- Nefs-i Merdıye: Fiillerin tecelli ediş makamı olup ,nefis o makamda MARZİYYE adını alır. İşte bu mertebe peygamber olmayan kulların yükselebileceği en ulvi mertebelerdendir. Bu makam İlahi İsim ve sıfat nurlarının görüldüğü ve Zat-ı İlahinin nurlarının tecelli şimşek gibi çakıp kaybolduğu makamdır. Bu mertebede nefis, Allah’tan razıdır Allahu teala da o nefisten razıdır. Bu mertebenin büyüklerine ölüm bir yok oluş değil bir vuslattır,.Mevlana Celaleddin Rumî bu hale bir şeb-i aruz (düğün/kavuşma)demiştir.Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak!” FECR suresi,28.ayet delil gösterilmiştir.
7)D- Nefs-i Mutmeinne: Olgunluk makamı olup,nefis o makamda Mutmeinnedir. : ” “Ey itminana ermiş /mutmein olmuş(huzura kavuşmuş)nefs!”Fecr suresi,27.ayet delil gösterilmiştir. E-Nefs-i Razıye: Vuslat (kavuşma) makamı olup ,nefis o makamda RAZİYYE adını alır. Kur’an’da: Bu aşamada Allahu teala henüz nefisten razı olmamış, sadece nefis Allah’tan razı olmuştur. “Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak” FECR suresi,28.ayet delil gösterilmiştir.
6)C- Nefs-i Mülhime: ''Esrar (sırlar) makamı olup nefs-i natıka, o makamda Mülhimedir. Nefsi bu aşamada olanlar Müslümanların Salihleridir. Bunlardaki ölüm korkusu hesap zor vermek korkusudur. Bunlar helale ve harama dikkat eden kimselerdir.''denilmiştir.Delili olarak da; “Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.” Şems suresi,8.ayet ve ''Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir.''Şems suresi,9.ayet delil gösterilmiştir.
5)B- Nefs-i Levvame: ''Pişman olup kendini kötüleyen nefis demektir. Nefs-i natıkanın, Nur ile zulmetin karışık olduğu durumudur ki, o makamda Nefs Levvamedir. Nefsi bu aşamada olan kimselerde az da olsa ahirette hesap verme korkusu vardır. Bu gibi kimseler ölüye gider ağlar düğüne gider köçek çalarlar. Kâh bir Müslüman, kâh bir münkir gibi olurlar. Müslümanların büyük günah işleyenlerin nefsi bu türdendir. Bunlarda da ölüm korkusu çok, hesap verme korkusu çok azdır.''denilmiştir.Delil olarak da;“Pişmanlık duyan nefse (nefs-i Levvâmeye) yemin ederim ki, “ El-Kıyame suresi, 2.ayet gösterilmiştir.
4)A-Nefs i emmare: ''Nefsi bu mertebede olan kimsenin nefsi Hakk’ı inkar eden, sürekli kötülüğü arzulama konumundadır. Bu emmare nefis, kâfir ve münafıkların nefsidir. Emmare mertebesi nefsin zulmette yani; karanlıkta bulunduğu makamıdır ki, o makam sırf kötü ahlakın menbaıdır. Kur’an’da Yusuf Sûresi’nde; Bu makamda olan kimselerde vesvese bulunmaz. Nefsi bu makamda olanlarda cehennem korkusu yoktur. Bu tür kimseler Allah’tan başka her şeyden korkarlar. En büyük korku ve nefretleri ölümdür. Sevgileri nefisleri içindir.''denilmiştir.Delil olarak da ; “Şüphesiz ki nefs, kötülüğü son derece emredicidir.” Yusuf, suresi,53.ayet gösterilmiştir.
3)Anlaşılıyor ki,nefsin kurtulışa ermesi için kat edilmesi gereken kademeler var.Çünkü,nefsi kötülüklerde arındırma öyle hemencecik olabilen bir mevzu değildir.O halde nefsin kademeleri(dereceleri)nelerdir.İslam alimleri nefsin yedi kademesi(derece)olduğunu söylüyorlar.
2)Yukarıdaki ayetlerle sabit olmak üzere nefis vardır ve ''irciî''(Rabbine dön!) emriyle nefise hitap edilmiştir.Allah,nefse ;Rabbine dön! Emrini verdiğine göre demek ki nefis Rabbimize isyan halindedir.İsyandan itaate geçince derecesi artar,Allah a itaatta yüksek derecelere erişir.Allah ın; ''Ey mutmein olan nefis!''hitabı ,nefsin dereceleri olduğuna delildir.Nefis ile ilgili nakilerimde sizlere uluştırdım ki,aşağı derecedeki nefis kişiyi felakete sürekler.Dünya ve ahiret hayatını mahveder.Allah c.c. Nefsimiiz tezkiye ettiğimizde (nefsi kötülüklerden arındırma),ruhumuzu Allah a ulaştırmış olacak,yani Allah a kul olunmuş olunacaktır.Sonrası felah (kurtuluş) demektir.İşte o zaman Allah c.c. Ün ''Cennetime gir!''hitabına mazhar olmuş olacağız. Bu yazdıklarıma delil ,yukarıda ulaştırmaya çalıştığım Fecr suresinin 27,28,29,30 .ayetleridir.
NEFİS VE NEFSİN DERECELERİ HAKKINDA 1)FECR suresi,27. Ayet: Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu). Ey mutmain olan nefs! FECR suresi,28.Ayet: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten). Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak! FECR suresi,29.Ayet: Fedhulî fî ibâdî. (Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah’a ulaştırdığın zaman Bana kul olursun) kullarımın arasına gir. FECR suresi,30.Ayet: Vedhulî cennetî. Ve cennetime gir.
BOŞ İŞLER PARTİSİ MHP...AKP OLMASAYDI GÜMLEMİŞTİ...YOK AF YOK ÇAKICI ..NE BOŞ ADAMLARSINIZ BE...OYLARINIZ BARAJ ALTINDA KALDI HALA AKILLANMADINIZ.
Bu kadar cok istedigine gore cikmaaini slatin cakicinin bir bildigimi var ne bahceli hakinda
Fetönün siyasi ayağı hala ortaya çıkmamış fetöye herşeyi verenler yargılanmadan Çakıcının acelesi mi var diye soruyor??
Çakıcı MHP milletvekili mi?
EVET MHP İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAK bi EYYT CEKECEK
semih yalçın bu açıklamayı günün hangi vaktinde yapmıştır acaba, geç vakitlerde yapıldıysa kusur bulunmayabilir. ama mesai saatleri içinde yaptıysa devlet kurumlarını aşağılamaktan, suçu ve suçluyu övmekten suçluya lojistik destek sağlamaktan yargılanmalı