BIST 8.981
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.298,09
HABER /  GÜNCEL

Yılmaz Erdoğan'ı yıkan 16 yıllık sır

Faili meçhul cinayet kurban giden Yılmaz Erdoğan'ın amcası Namık Erdoğan'a ait soruşturmadaki ihmaller bir bir ortaya çıkıyor.

Abone ol

Özel Harekâtçı Polis Ayhan Çarkın'ın ifadeleri üzerine Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, 1994 yılında faili meçhul bir cinayete kurban giden Namık Erdoğan'la ilgili soruşturma dosyasını Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istedi. Namık Erdoğan'a ait soruşturma dosyasında yer alan belgeler cinayet soruşturmasında yaşanılan ihmalleri gözler önüne serdi. Soruşturma kapsamında Erdoğan'ı öldüren kurşunların balistik incelemesinin cinayetten 16 yıl sonra yapıldığı ortaya çıktı.

Soruşturma dosyasına göre, Sağlık Bakanlığı'nda müfettiş olarak çalışan ve tiyatro sanatçısı Yılmaz Erdoğan'ın adına 'Kayıp Kentin Yakışıklısı' şiirini yazdığı amcası Namık Erdoğan, 8 Mayıs 1994 günü saat 18.00'de işyerinden ayrıldı. Kendi aracıyla Selanik Caddesi'nde bulunan Numuneliler Lokali'ne gitti. Aracını lokalin kapalı garajına park etti. Görevliye, "geç geleceğini" belirtip garajın kapısının açık bırakılmasını istedi. Saat 20.30 sıralarında Erdoğan, aracıyla garajdan ayrıldı. Ayrılırken yanında birilerinin olup olmadığı belirlenemedi. 10 Mayıs günü Kırıkkale'nin Kılıçlar kasabası Kayadibi mevkiinde cesedi bulundu. Aynı gün, bir kişi Erdoğan'ın kızı Begüm Erdoğan'ı arayarak "Namık Erdoğan ayağını denk alsın" diye tehdit etti. Erdoğan'ın cesedinin bulunduğu yerde Uzi marka silaha ait kurşun çekirdeklerine rastlandı.

TAKİPSİZLİK VERİLDİ

Kırıkkale Savcılığı, soruşturma başlattı. Nuran Erdoğan'ın şikâyeti üzerine şüpheli sıfatıyla Mehmet Ünlü, Haluk Kırcı, Bilal Demirbağ, Menşure Sümer, Veysel Özsoy, Ünal Sümer, Mustafa Azılı, Mehmet Aydoslu'nun ifadeleri alındı. Ancak şüpheliler suçlamayı reddetti. Başsavcılık 11 Şubat 1999'da görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'na gönderdi. DGM Başsavcılığı da 23 Eylül 1999'da sekiz şüpheli hakkında 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturma" suçlaması'yla yaptığı soruşturmanın ardından takipsizlik kararı verdi.

Ankara'daki takipsizlik kararına yapılan itiraz nedeniyle soruşturma dosyası tekrar Kırıkkale Başsavcılığı'na gönderildi. Bunun üzerine savcılık soruşturmayı ek soruşturmayla bir süre daha sürdürdü. Savcılık, olaydan 16 yıl sonra Namık Erdoğan'ı öldüren kurşunları 'balistik inceleme' yapılması için Aralık 2010'da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdi. Savcılık, adli emanete kayıtlı beş adet mermi çekirdeği gömleği parçası ve iki adet mermi çekirdek nüvesinin incelenmesini talep etti.

KARŞILAŞTIRMA DA OLMADI

Emniyet, 16 Aralık 2010'da balistik raporunu hazırladı. Rapor şöyleydi:

"Çarpma –sürtünmeler ve kopma neticesinde üzerlerinde kesin teşhise imkân verecek nitelikteki karakteristik izlerden büyük bir bölümünün kaybolmuş olduğu, geriye kalan yiv ve set izlerinin ise kısmi teşhise elverişli oldukları; bu nedenle söz konusu beş adet mermi çekirdeği gömlek parçasının bir veya birden fazla tabancayla atılıp atılmadıklarının tespiti yönünde bir sonuç bildirmek mümkün olamamıştır."

Emniyet raporunda ayrıca mermi çekirdeklerinin, 'Silahı Tespit Edilmeyen Olaylar Arşivi'nde bulunan mermi çekirdekleriyle karşılaştırılmasının ve yine izlerin silinmiş olması yüzünden geçmişe yönelik faili meçhul karşılaştırmalarının yapılamadığı belirtildi.

VE ÇARKIN KONUŞTU....

Gelen rapor üzerinde Kırıkkale Başsavcılığı, Namık Erdoğan dosyasında, 17 Ocak 2011'de takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı. Takipsizlik kararında "Şüpheliler hakkında kovuşturmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmediğinden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildi" denildi. Kırıkkale Başsavcılığı'nın takipsizlik kararına itiraz edildi. İtirazı 9 Mayıs 2011'de görüşen Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı reddetti. Oysa bu karardan kısa bir süre sonra Ayhan Çarkın, çarpıcı açıklamalarda bulunarak, cinayeti Özel Harekâtçı Oğuz Yorulmaz'ın işlemiş olabileceğini öne sürdü. Çarkın soruşturmasını yürüten savcı, Erdoğan'ın dosyasını Kırıkkale Başsavcılığı'ndan istedi.

"BABAM KÜRT OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ"

Radikal'e konuşan Namık Erdoğan'ın kızı Begüm Erdoğan babasının ölümünün üzerinden 17 yıl geçtiğini belirterek yaşananlara tepkisini şöyle dile getirdi:

"17 yıldır devam eden bir süreç var. Doğru dürüst bir soruşturma bile yapılmadı. Kimse hakkında dava açılmadı. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı'nın cinayetin üzerinden 16 yıl geçtikten sonra babamı öldüren kurşunları balistik incelemeye göndermesi kelimenin tam anlamıyla bir skandal. Kişinin üzerinden çıkan mermi çekirdeği otopsiden sonra hemen balistik incelemeye gönderilir. Ancak bu yapılmadı, 16 yıl beklenildi. 16 yılda iz kalmaz. Bunların hepsi delil karartmaya yöneliktir. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 yıl sonra soruşturmaya ilişkin olarak takipsizlik kararı verdi. Mahkeme de takipsizlik kararını hukuka uygun buldu. Allah'ın sopası yok, kısa bir süre sonra Ayhan Çarkın ifade verdi."

"AİHM'E GİDECEĞİM"

Babasının bir Kürt bürokrat olması nedeniyle öldürüldüğünü vurgulayan Begüm Erdoğan, şöyle konuştu:

"Babam Kürt bir bürokrat olduğu için öldürüldü. Devletini seven ve devleti için çalışan biriydi. O dönemdeki faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin çoğu Kürt'tü. Peşini bırakmayacağız gerekirse AİHM'ye gideceğiz."