BIST 9.076
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.301,76
HABER /  POLİTİKA

Yıldırım'dan ikinci darbe girişimi iddiasına yanıt!

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Abone ol

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Kızılcahamam’da düzenlenen “AK Parti Gençlik Kolları ile Buluşma” programına katıldı.

İkinci darbe girişimi iddialarına ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, iddiayı sert bir dille yalanlayarak şunları söyledi:

“MGK'nın aldığı kararla ve Bakanlar Kurulu'nda vereceğimiz kararla 15 Temmuz Şehitler ve Demokrasi günü olarak her yıl kutlanacak. 15 Temmuz artık resmi bir bayram haline gelmiştir. 15 Temmuz asla unutulmayacak. Bugünlerde sürekli olarak “İkinci darbe yapılacak. Daha bitmedi, yeniden geleceğiz” diyorlar. Geleceğiniz varsa, göreceğiniz de var.”


Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları:

Karşımda gördüğüm geleceğimiz olan gençler. Size bakarken biliniz ki Türkiye'nin aydınlık yarınlarını, parlak geleceğini görüyorum. Sizler mutlu, gelişmiş Türkiye'nin umudusunuz. Biz sadece yaşadığımız bu toprakların sorumluluğunu taşımıyoruz. Çok daha geniş bir coğrafyanın sorumluluğunu da taşıyoruz. Her nerede yaşıyor olursa olsun, bütün gençler insanlığın gelecek umududur. Sizlere geleceği hazırlamak Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin en önemli ve öncelikli görevleridir. Sizler hafta sonu tatillerinizi bir kenara bırakarak AK Parti Gençlik Kolları'nın düzenlediği bu çalışma programına 81 ilden akın akın geldiniz. Bu bir dava şuurudur, parti bilincidir. Bu çalışmalar Erzurum, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Kızılcahamam'da 8 hafta boyunca devam etti. Ekim ayında kalan son iki eğitimi de bugünlerde tamamlıyorsunuz. Bu eğitimlerin düzenlenmesinde en büyük emeği olan AK Parti Genel Merkez Genel Başkanlığı'na, Melih kardeşimize, bütün çalışma arkadaşlarına, MKYK ve emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 

O GECE TELEFONDA MELİH BAŞKANA ŞÖYLE SESLENDİM

15 Temmuz gününü ve gecesini hatırlıyoruz. 15 Temmuz ülkemizin karanlık bir girdaptan milletimizin cesareti, feraseti ve basiretiyle kurtulduğu gündür. AK Parti davasının kurucu genel başkanı, liderimiz, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla meydanlara inen en önce, en önce meydanları dolduran sizlerdiniz, gençlerdi. Gençleri sürekli tenkit ettiler. Gençler apolitik dediler, gençler Türkiye'nin sorunlarına Fransız dediler. Gençlere çok şey söylediler. Ama o gençler 15 Temmuz'da Türkiye'ye sahip çıktılar. Alçaklara bu ülkeyi teslim etmediler. Sizlerdiniz öncü olan. Saat 10.30'da melih'i aradığımda "Melih hazır ol, teşkilatını hazırla. Cumhurbaşkanımızla konuştuk, ölümüne direneceğiz. Hiçbir haine bu bayrağı teslim etmeyeceğiz." Melih kardeşim "Biz hazırız genel başkanım" dedi. "Biz hazır bekliyoruz, her an meydanlardayız" dedi. İşte AK Parti şuuru bu. AK Parti demek, memleket zordaysa milletin ayağa kalkması gerekiyorsa en önde giden teşkilat demektir. 

EY FETÖ'CÜLER GELECEĞİNİZ VARSA GÖRECEĞİNİZ VAR

O gün şehadet şerbetini içen gençler arasında AK Parti Gençlik Kolları'nın mensubu 12 kardeşimiz de var. Bütün şehitlerimize, gerek vatanın savunması için gerek 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün defedilmesi için hayatını seve seve veren bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun. Bütün gazilerimize acil şifalar diliyoruz, onlara hayırlı uzun ömürler niyaz ediyoruz. Türkiye'yi karanlık günlere götürmek isteyenlerin hevesi 15 Temmuz gecesi kursaklarında kalmıştır. Millet olarak verdiğimiz mücadele demokrasi tarihine altın harflerle yazılmıştır. Milli Güvenlik Kurulumuzun aldığı kararla ve Bakanlar Kurulumuzda vereceğimiz kararla 15 Temmuz Şehitler ve Demokrasi Günü olarak her yıl kutlanacaktır. 15 Temmuz artık resmi bir bayram haline gelmiştir. 15 Temmuz asla unutulmayacak, asla unutturulmayacak. Bugünlerde sürekli olarak ikinci darbe yapılacak, daha bitmedi, yeniden geleceğiz deniyor. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. 

BUNLAR FETÖ'NÜN TEZVİRATLARI VE KARA KAMPANYALARIDIR

Bunlar alçak FETÖ'nün tezviratlarıdır. Topluma, millete korku salmak, huzuru bozmak, tedirginlik oluşturmak için tezgahladıkları kara kampanyalardır. Milletimiz asla buna itibar etmesin. Ama rehavet de yok. Gece gündüz herşeye hazır olacağız. Bu gençlikle, AK Parti gençliğiyle, sizlerle hazır olacağız. 15 Temmuz gecesi milleti gördüler bu hainler. O gece Türkiye'nin bütün minareleri ezanlarla, selalarla inledi. O gece Türkiye'nin bütün meydanları, genciyle, ihtiyarıyla, kadınıyla, erkeğiyle doldu taştı. Bütün vatandaşlarımız, bütün insanlarımız Türkiye'yi savunmak için akın akın meydanlara koştu. Şehitlerimiz var, yüreğimiz yandı. Ama şunu bilin ki, o şehitler gözlerini kırpmadan toplara, tüfeklere, kurşunlara meydan okurcasına direndiler, ya istiklal ya ölüm, dediler. Halil İbrahim Yıldırım, Engin Dilmeç daha 15 yaşındaydı. Şehadet şerbetini içtiler. Abdullah Tayyip Olçok, Umut Kadir Işık daha ömrünün baharında 17'sindiydeler. Rüstem Mesut Perçin 18'inde koptu hayattan. Kimisi Van'dan kimisi Kars'tan kimisi Diyarbakır'dan, kimisi Bursa'dan. Hepsi bu mubarek Anadolu topraklarından. Doğdukları şehirler farklı gönüllerin hep aynıydı. 

 O GECE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZLA ŞÖYLE TAAHHÜTLEŞTİK

Hepsinin tek amacı, vatanı savunmak, ayyıldızlığı bayrağı hainlere teslim etmemekti. Bu darbeyi tezgahlayan hainler zannettiler ki, bu vatan evlatlarını korkutacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin korkacağını, geçmişte darbe sesi duyunca şapkasını alıp, kaçacağını zannettiler. Ama bunlar bilemedi ki, darbeyi görünce şapkasını alıp giden değil, darbeye darbe vuran bu milletin önünde şapkasını çıkaran bir yöneticiler vardı. Bu milletin önünde şapka çıkarılır. Bu millet Türkiye'nin kaderini değiştiren millettir. O gece sayın Cumhurbaşkanımızla telefonla görüştük, bir şeye karar verdik; Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık, ölmek var dönmek yok. Milletin emanetine asla halel getirmeyeceğiz, ihanet etmeyeceğiz diye taahhütleştik. Şükürler olsun ki, hainler millet iradesi karşısında kısa sürede diz çöktüler. Şimdi artık zaman bunları bünyeden temizleme zamanıdır. Devletin içinden, ticaretin içinden, siyasetin içinden her yerden bu hainleri söküp, atacağız. Hiç kimse mağdur edebiyatı yapmasın. Milletin mağduriyetini görmezden gelip, FETÖ'cülere sahip çıkarak, mağdur edebiyatı yapanlar asla ve asla bu millet tarafından hoş görülmeyecek. 

İNTİKAM DUYGUSUYLA DEĞİL ADALETLE DAVRANILACAK

Kılı kırk yaracağız. Yaşla kuru bir arada yanmayacak. İntikam duygusuyla değil, adaletle hareket edeceğiz. Bütün bunları söyledik. Buna rağmen hataların olabileceğini de öngörüyoruz. Ancak hata yapmayacağız diye hiçbir şey de yapmayacağımızı kimse bizden beklemesin. Öfkeyi bir kenara bırakarak hukuk çerçevesinde hareket ediyoruz. Bizim siyasetteki varlık sebebimiz demokrasiyi, hukuk devletini eksiksiz olarak hayata geçirmektir. Geçtiğimiz 15 yıl içinde böyle oldu, bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. AK Parti kurucu lideri, seçilmiş Cumhurbaşkanıyla, Recep Tayyip Erdoğan'la yola çıkarken bir şey söyledik; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 15 yıl geçti AK Parti ile beraber doğan bebeler bugün 15 yaşına geldi. Onlar AK Parti'yle birlikte büyüdü. Onların AK Parti'nin neyi yaptığını, neyi yapmadığını tam olarak anlaması mümkün değil. Belki yarısını anlayabilirler ama bugün doğanlar veya bugün Türkiye'de ne oluyor, ne bitiyor diye anlamaya çalışanlar AK Parti'nin yaptıkları konusunda fazla fikri yok. Zannederler ki, eskiden beri böyleydi. Onun için sevgili gençler size çok ama çok görev düşüyor. Türkiye'nin her köşesine, vatandaşlarımızın yaşadığı her yere mutlaka AK Parti'yi, davasını, AK Parti'nin Türkiye'ye olan sevdasını anlatacaksınız. 

İKTİDARA GELDİĞİMİZDE DARBE HEVESLİLERİ HAREKETE GEÇTİ

Bu toplantıları niçin yapıyorsunuz? AK Parti şuurunu, AK Parti'nin takım ruhunu geliştirmek için yapıyorsunuz. Kiminiz Van, Tunceli, Niğde, Edirne, Kars'tan hep bir araya geliyorsunuz, hem tanışıyorsunuz, hem konuşuyorsunuz hem de gelecek vizyonunuzu paylaşıyorsunuz. AK Parti vizyonunu paylaşıyorsunuz. AK Parti geçtiğimiz 15 yılda iki şeyi başardı. Birincisi Türkiye'nin kalkınması. 15 yıl önceki Türkiye'yi düşünün, bugünkü Türkiye'yi görün ve kıyaslayın. Uzağa gitmenize lüzum yok. Şu Ankara Kızılcahamam yolunu düşünün. O günlerdeki yolu düşünün, şimdiki halini düşünün. Geldiğiniz illerdeki yolları düşünün. Hastanelerin halini düşünün. Okulların halini düşünün. Şehirlerin halini düşünün. Üniversiteleri düşünün. Ve bir karşılaştırma yapın. Türkiye nereden nereye geldi. Bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptık. Türkiye'yi üçe katladık. Yol, hastane, okullarıyla dünyaya dudak uçurtacak büyük projeleriyle Türkiye'ye çağ atlayan partinin adı AK Parti'dir. Bunları yaparken zannediyor musunuz ki, herşey süt limandı, önümüzde kimse yoktu. Herşey rahattı. Maalesef öyle olmadı. İlk iktidara geldiğimiz andan itibaren darbe heveslileri, vesayet odakları hemen harekete geçti. 

BUNLARI KAPIDAN KOVUYORSUNUZ BACADAN GİRİYORLAR

Tek başına iktidar olmuş, tek başına işbaşına demişiz, meydanlara düşmüşüz millet de bize güvenmiş 3 Kasım'da tek başına iş başına geçirmiş. Ankara'ya geldik, işe başladık ortaklarımız peyda oldu. Siz neredeydiniz kardeşim, seçim meydanlarında biz sizi görmedik. Ankara'ya gelince gizli ortaklar varmış. Dedik ki, kardeşim yağma yok. Biz senedi milletten aldık, hesabı millete veririz, hadi oradan! Eski alışkanlıkları elinin tersiyle iten, milletten başka irade tanımayan partinin adı AK Parti'dir. Bunlar boş durmuyor, bir yandan kapıdan kovuyorsunuz, bacadan girmeye çalışıyorlar. Bu kötü bir alışkanlık. Darbe alışkanlığı kötü bir alışkanlık. Ne yazık ki, bizim yakın siyasi tarihimizde çokca rastladığımız kötü bir alışkanlık. İlki 1960'a dayanıyor. 1960'da Demokrat Parti iktidardan indirildi ve 27 Mayıs'ta Başbakan, bakanları daha sonra yargılandı, idam edildi. Türkiye dünyada büyük bir demokrasi ayıbına maalesef mahkum edildi. O dönemde rahmetli Menderes'i, Eskişehir, Sivrihisar'da karşılayan, bir gün önce milyonlar, bir gün sonra ortada kimse yok. 70'lere geldik, 71'de tekrar muhtıra. 80'e geldik 12 Eylül tekrar darbe. 

BU MİLLET HEP YANLIŞI DÜZELTEN BİR MİLLET OLMUŞTUR

90'lara geldik 28 Şubat. Tekrar muhtıra ve Refahyol hükümeti istifaya zorlandı. AK Parti tek başına iktidara gelince artık vesayet odakları yok oldu derken, 2000'li yılların boyunca AK Parti bir yandan Türkiye'yi dönüştürürken bir yandan Türkiye'yi kalkındırırken Cumhurbaşkanı seçeceğiz, Cumhurbaşkanı seçiminde yeni bir icat çıkardılar. Hiç olmamış bir şey. Efendim Cumhurbaşkanı seçebilmek için Meclis'te 367 milletvekilinin hazır olması lazım. Bizim de 363 milletvekilimiz var. Cumhuriyetin ilk yıllarında 230'la Cumhurbaşkanı seçiliyor. AK Parti iktidarında çok bilmiş hukukçular yeni bir icat buldular; 367 dediler. Onlar kadrolu vesayetçi hukukçular, her dönemde işbaşındalar. Ne o, AK Parti Cumhurbaşkanı seçemez. Kim dedi? Kardeşim, milletin sözünün üzerine söz  olur mu? Millet bir şey dediyse herkes selam duracak, bitti. Ne oldu, öyle mi diyorsunuz, hadi buyrun meydana! Gittik millete sorduk, millet de cevabını verdi, siz mi seçtirmiyorsunuz, biz seçiyoruz dedi, biz. Bu millet hep yanlışı düzelten bir millet olmuştur. Kim yanlış yapmışsa, o yanlışı düzelten tek millet olmuştur. 

BU KEZ MİLLET YANLIŞI SEÇİMDE DÜZELTMEYİ BEKLEMEDİ

Ama millet ilk defa 15 Temmuz'da başka bir şey yaptı. Millet yanlışları ilk seçimde düzeltiyordu. Yanlış yapıyor ses etmiyor, bekliyor seçim geldiğinde hesabını görüyor, yanlış yapanları kenara atıyordu. Ama 15 Temmuz'da millet dedi ki "Haddi aştınız". Seçimi bekleyecek hal yok, acil operasyon lazım dedi, seçimi beklemeden o gece hesabı gördü. Hepsini, darbecileri birer birer hesabını gördü. Cumhurbaşkanlığını halkın seçmesine karar veren referandumu yaptık, Allah'a şükür milletin oylarıyla yüzde 52 oyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı da AK Parti lideri, bu davanın öncüsü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı da seçti, işbaşına getirdi. Bu yetmedi, iş bitti demiştik. Bundan sonra vesayetçiler kenara çekilir. Artık bu maceralardan vazgeçer dedik, geçmediler. Ne yaptılar, hemen AK Parti'ye kapatmaya davası açtırdılar. Tek başına iktidar olmuş, işbaşında. Bütün sorunları çözüyor, millet desteği tam. Bir de bakıyorsun, bir sabah AK Parti'ye kapatma davası açılmış. 

O 71 KİŞİLİK LİSTEDE ADIMIN OLMASI BENİM İÇİN ŞEREFTİR

Herkes şaşkın, bütün dünya "Bu ne biçim memleket" diyor. Bunlar ne yapmaya çalışıyor. O gün bir resmi ziyaret için yurtdışındaydım. Muhatabım bana "Bu bir şaka olmalı herhalde" dedi. Dedim maalesef doğru. 14 Mart 2008. Cumhurbaşkanı seçiminde sonuç alamayanlar bu sefer daha büyük bir hamle yapmaya karar verdiler. Orada da başarılı olamadılar. O kapatma davasında siyasetten men edilecek 71 kişilik o önemli listenin içinde ben de vardım. O benim için bir şeref listesidir. Listenin başında Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları. 15 Temmuz'da aynı liste var. Yine listede Recep Tayyip Erdoğan ve diğer arkadaşları. Kapatma davasını da savuşturduk. Bir nefes alalım dedik. Bu sefer yargı darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Birinci yargı darbe girişimi. Onunla mücadele ettik, baktık olmuyor. Tuttuk yargıda bir reform yaptık. Onu da referanduma götürdük. Yargıdaki birinci darbe teşebbüsü Erzincan'da başladı. Erzincan başsavcısıyla başlayan bir süreçti. Yolun sonunda da baktık ki işler sıkıntılı, yargıda bir reform paketi hazırladık ve HSYK'nın yapısını yeniden tanımlayan bir reformu halka götürdük. Halk kabul etti. 

BİZ OHAL'İ MİLLETİMİZE  DEĞİL KENDİMİZE İLAN ETTİK

Biz gayet iyi niyetle çalışıyoruz. Bu sefer FETÖ'cüler piyasaya çıktı. İlk piyasaya çıktığı yer anayasa, yargı reformudur. Kendilerini ilk orada gösterdiler. Sonra MİT Başkanı'nın alınma teşebbüsü, Gezi'deki rolleri ve daha sonra 17-25 Aralık'ta hükümete karşı açıkça meydan okudular. Ondan sonra iş kızıştı, gele gele 15 Temmuz'a geldi. Bütün bunları şunun için anlatıyorum. Bir yandan millete hizmet edeceksiniz, milletin dertlerini, sorunlarını çözeceksiniz, bir yandan da vesayet odaklarını temizleyeceksiniz. Artık birşey olmaz, bundan sonra hiçbir şey olmaz demeyin. Çünkü bu topraklar çok dinamik, bu bölge üzerinde hesabı olanlar çok. Tarih boyunca. O yüzden uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Her an her şeye hazır olarak hedeflerimizden zerre kadar sapmadan, durmadan, yorulmadan yolumuza devam edeceğiz. 15 Temmuz geride kaldı. 15 Temmuz'un doğurduğu bu kötü sonuçlardan süratle kurtulmamız lazım. Hayat devam ediyor, biz olağanüstü hal ilan ettik. Biz OHAL'i millete ilan etmedik, kendimize ilan ettik. Hükümete ilan ettik. Niye? Çünkü bu alçak hainleri bir an önce temizlememiz lazım. Artık milletin sürekli bunlarla meşgul olmasını, güvende miyim, değil miyim diye sürekli tedirgin olmasının önüne geçmemiz lazım. 

FETÖ'CÜLER SONUÇ ALAMAYINCA İŞİ BETÖ'YE HAVALE ETTİ

Bunun için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Şimdi yeni yeni oyunlar peşindeler. FETÖ sonuç alamadı, işi BETÖ'ye havale etti, bölücü terör örgütü. Bunlar hem 15 Temmuz'dan önce hem 15 Temmuz'dan sonra biraraya geldi. İşbirliği yaptı. FETÖ 15 Temmuz'dan önce başarılı olmadığı için BETÖ'ye, bölücü terör örgütüne geldi, dedi ki, "Bizim işler ters gitti, bize bir el atın. Biz size ne istiyorsanız o desteği yapacağız" Ey bacılarım, kardeşlerim verdiğimiz himmet paraları terör olarak dönüyor, terörün insanları öldüren kaynağı olarak dönüyor. Artık bırakın bu hainlerin peşinden gitmeyi. Cumhurbaşkanımız bunları üçe ayırıyor: ibadet edenler, ticaret edenler, ihanet edenler. Bizim hedefimiz ihanet edenlerle. Bizim derdimiz hainlerle. Bizim derdimiz sizin ibadet diye verdiğiniz o paraları, oraya buraya peşkeş çekip, ticaret adı altında millete silah doğrultanlara, onlara hesap sormaktır bizim hedefimiz. Yoksa dişinden, tırnağından arttırmış, çocuklarımız, gençlerimiz, geleceğe daha iyi hazırlanmış diyen o halis duygularla yardım eden, himmet eden, kurban bağışlayan, burs veren, dinini diyanetini öğrensin diye okullarına gönderen temiz, masum vatandaşlarımızla bizim işimiz yok. Onlar bizim başımızın üstündedir. Bizim derdimiz bunları bu güzel duygularını sömürerek dini duygularımızı istismar ederek hainlerle Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapan FETÖ iledir. 

TORUNUMA VEREMEDİĞİM CEVABI ŞİMDİ TÜRK ADALETİ VERİYOR

Bize hiç kimse "Siz masum insanlarla uğraşıyorsunuz" demesin. Bu örgüt kapalı bir örgüt. Bu örgüt şeffaf değil. Bu örgütün ilişkilerini ortaya çıkarmak o kadar kolay değil. Bunu biliyoruz. Bunun için de işimizin kolay olmadığını söylüyoruz. Efendim, niye bunlar belli değil mi? Ben soruyorum; Genelkurmay Başkanı'nın onlarca yıl yanında bulunan, nefes alıp verişini bile takip eden bir adam, gün geliyor "Komutanım buraya kadar" diyor, elini kelepçelemeye kalkıyor. En yakınınızda olabilir. Damarlarınızın içindeki mikroptur bunlar. Bu mikropları tek tek bulup, çıkaracağız, vücudumuzu temizleyeceğiz. Bunun için hiç kimse bize ders vermeye kalkmasın. Dostlarımız darbeyi bir kenara bıraktılar, "Aman ne yapın edin de bunları fazla hırpalamayın". Kardeşim o gece sen yaşananları gördün mü, bu milletin halini, bu çocukların halini gördün mü? 12 yaşındaki torunum "Dede bunlar bizim askerlerimiz değil mi, niye ateş ediyorlar, niye insanları öldürüyorlar?" diye sorunca ben ona cevap veremedim. Şimdi o cevabı veriyoruz; adalet içinde, hukuk devleti içinde bu cevabı Türk hakimleri, Türk savcıları veriyor elhamdülillah. 

BİLDİĞİNİZİ GERİ BIRAKMAYIN SİZİN YAPACAKLARINIZ VIZ GELİR

Hiç kimse bu ülkenin, milletin değerleriyle hesaplaşmaya kalkmasın. İlkemiz, düsturumuz belli: Tek millet, tek vatan, tek devlet ve ayyıldızlı tek bayrak. Doğuda, Güneydoğu'da verdiğimiz mücadele de bunun için. Evelallah Türkiye'yi hiç bir terör örgütüne teslim etmeyeceğiz. Sadece Türkiye'yi değil, etrafımızdaki mazlum, günahsız kardeşlerimize de kucak açmaya devam edeceğiz. Suriye, Irak, Filistin, Yemen, Afrika'da desteğe ihtiyacı olan bütün mazlum milletlere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biz böyle yapınca bazıları rahatsız oluyor. Türkiye üzerinde başlıyorlar oyun oynamaya. Bildiğinizi geriye bırakmayın. Bu millet 15 Temmuz'u yaşadıktan sonra sizin yapacaklarınız vız gelir. AK Parti sadece geçmişini değil, geçmişini bilerek geleceğini inşa eden partinin adıdır. İşte gelecek burada. Geleceğimiz gençlerimizdir. Türkiye'nin nüfsunun yüzde 100'ünü siz oluşturmuyorsunuz. Ama gelecekte yüzde 100'ünü siz oluşturacaksınız. Bu milletin emanetini, bu ülkeyi sizler alacaksınız. Eminim ki, bizim yaptıklarımızın kat kat daha iyisini, daha güzelini sizler yapacaksınız. AK Parti gençler için çok şeyler yaptı. Bunları tek tek anlatmaya kalksam saatler alır. 

İŞİNİ KURMAK İSTEYEN GENÇLERİMİZE KARŞILIKSIZ KREDİ

Neler yaptık? Seçilme yaşını 25'e indiren AK Parti'dir. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize 50 bin liraya kadar karşılıksız destek veriyoruz, ayrıca kredi de ihtiyacı varsa onu da temin ediyoruz. Üniversiteye girişteki haksızlığı sona erdirdik. Katsayı zulmünü bitirdik. Üniversite harçları birinci öğretimde tamamen kaldırdık. Öğrencilere burs ve kredi imkanları tanıdık. 1,5 milyon gencimiz burs, kredi alıyor. 400 Liradan, bin 200 Liraya kadar burs miktarı var. Üniversite her ilimizde var mıydı, Yoktu. Şimdi bütün illerimizde var, bazı illerimizde birden fazla üniversite var. Bir ara 200'e kadar çıkmıştı, ancak bu hainlerin de üniversiteleri vardı, onları kapattık. Şu anda 184 tane üniversitemiz var. Üniversitelerimizdeki yurt imkanını günden güne arttırıyoruz. 190'lardan 700'lere yaklaştık. Lise, üniversite mezunu gençlerimizin genel sağlık sigortasını 2 yıl süreyle karşılamaya devam ediyoruz. Öğrenimi devam eden 25 yaşını aşmamış gençlerimizrden pasaport harcı almıyoruz. Yeni evlenecek gençlere çeyiz hesabı açıyoruz, yuva kurmalarını teşvik ediyoruz. İşini kurmak isteyen gençlere destek oluyoruz. 

GENÇLER HAYATIN ÖNEMLİ GERÇEKLERİNDEN BİRİ DE SABIRDIR

İlk kez işe giren gençlerimizin maaşını, asgari ücret kadarını bir yıl boyunca devlet karşılıyor. İş kuran, kendi işini açan gençlerimizi 3 yıl boyunca vergi almıyoruz. Eylül ayında açıkladığımız Doğu ve Güneydoğu yatırım hamlemizle bu bölgede yaşayan gençlerimize daha fazla destek vereceğiz. Eğer Türkiye'yi geleceğin en önemli güçlerinden biri haline getirmek istiyorsak, bunun yolu teknolojiden geçiyor. Bilgiye sahip olmaktan geçiyor. Bilgiye sahip olan, bilgiyi üreten, bilgiyi kullanan ülkeler bir adım öne geçiyor. Artık top, tüfek, tank değil bilgi iş görüyor. Güç bilgidir. Onun için bilgi toplumu olma yolunda çok daha büyük gayret göstermemiz gerekir. Hükümet olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da siz gençlerin önünü açmaya devam edeceğiz. Türkiye'yi bilgi toplumuna dönüştürecek her projeye desteğimiz artarak devam edecek. Sizlerin bir yandan kendinizi geliştirirken diğer yandan da siyasete aktif katılımlarınızı devam ettirmenizi istiyorum. Bilim, siyaset, tarih, sosyal ilişkilerde iletişime açık, donanım sahibi gençler olarak yetişmeniz bizim için çok önemli. Ancak hayatın en önemli gerçeklerinden birinin sabır olduğunu unutmayın. 

NE DEMİŞ BEHÇET NECATİGİL: YA ÇARESİZSİNİZ YA DA ÇARE SİZSİNİZ

Sabırla koruk üzüm olur. Sadece hissiyatla, sadece duygularınızla değil, bilim çağında aklınızla, mukayese gücünüzle, analiz yeteneğinizle kabiliyetinizi arttırarak varolmaya devam edebilirsiniz. Dar alanda oynanan oyunlar, kısır düşünceler, boş tartışmalardan daima uzak durun. Bu ülke sabırla sizin yetişmenizi, emaneti devralmanızı bekliyor. Sizden öncekiler birçok zorluklarla yüzleşti, sayısız yanlışlarla sınandılar. Sizin ve sizden sonraki nesillerin bu tür yanlışlarla sınanmaması için var gücümüzle çalışıyoruz. Artık kaybolan yıllar, kayıp nesiller olmasın diye çalışıyoruz. Türkiye'nin en güzel başarı hikayelerini bundan sonra siz yazacaksınız. Behçet Necatigil insan ruhuna ait ikilemden bahsediyor; Ya ümitsiniz ya da ümitsizsiniz. Ya çaresizsiniz ya da çare sizsiniz." Sizler bu ülkenin umudusunuz, bu ülkenin çaresi olmak için azimle, kararlılıkla çalışmaya devam etmelisiniz. AK Parti Genel Başkanı olarak her birinizden Türkiye kadar büyük düşünmenizi istiyorum. Allah yolunuzu açık etsin. Allah bu milletin yâr ve yardımcısı olsun. Her şey Türkiye için. Allah'a emanet olun.