BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,95
ALTIN 2.325,60

Yeni darbenin provasını yaptılar!

Güneydoğu'daki ayaklanmanın ilk provası bundan birkaç gün önce Diyarbakır'da prova edildi. Aslında o gün ülke olarak bir facianın eşiğinden döndük.

Hani nice zamandır, "Güneydoğu'da ayaklanma başlatacaklar"  söylentileri vardı ya...

İşte o ayaklanmayı başlatacak oyun, bundan birkaç gün önce Diyarbakır'da prova edildi. Aslında o gün ülke olarak bir facianın eşiğinden döndük. 

Olanı, olduğu gibi anlatayım en iyisi..

O günün sabahında bomba yüklü araçla yola çıkan canlı bombanın amacı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün Bağlar ilçesindeki ek binasına ulaştıktan sonra pimi çekmekti.

Ancak beklenmedik bir şey oldu.

Bomba yüklü araç emniyet binasına yakın noktada, bir ticari taksi ile çarpıştı. Maddi hasarlı kaza sonrası kaçmaya çalışan kamyonetin önünü kesen taksici kapıyı açıp 'bomba' diye bağırınca panikleyen terörist emniyete ulaşmadan pimi çekmek zorunda kaldı.

Peki canlı bomba o günün sabahında neden özellikle Bağlar Mahallesi'ndeki emniyet ek hizmet binasını hedef olarak seçti dersiniz?

Çünkü o binada birkaç saat önce gözaltına alınan HDP milletvekilleri Figen Yüksekdağ ile Sırrı Süreyya Önder bulunuyordu. 

Patlamadan birkaç dakika sonra, ayaklanmayı başlatacak dehşet verici senaryo devreye sokuldu.

Routers Haber Ajansı acil koduyla yayınladığı haberinde saldırıyı IŞİD'in gerçekleştirdiğini dünyaya duyurdu. Bazı HDP'lilerle PKK sempatizanları da bu haberi anında sosyal medyada paylaşmaya başladı.

Oysa saldırıyı gerçekleştiren PKK'nın bizzat kendisiydi.

Niyetleri, gözaltında bulunan Figen Yüksekdağ ile Sırrı Süreyya Önder'in de içinde bulunduğu emniyet binasını yerle bir etmek, Yüksekdağ ve Önder'i ortadan kaldırmaktı.

Amaçları ise, "Devlet, IŞİD terör örgütünü kullanarak, sizin oy verdiğiniz milletvekillerini katletti" diyerek halkı ayaklandırmaktı.

Ancak erken davrandılar. 

Canlı bombanın emniyet binasına yaklaşamadığından habersizdiler. 
Olaydan hemen sonra saldırıyı gerçekleştiren TAK isimli terör örgütü mensuplarının telsiz konuşmaları yayınlanınca, kurdukları tuzak ayaklarına dolandı.

Şimdilik...

Bu saldırı Güneydoğu'da bundan sonra yaşanacakların sinyalini veriyor aslında. Görünen o ki terör örgütü PKK, HDP'li milletvekillerine yönelik saldırılar yaparak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışacak.

Öldürülen bir veya birkaç HDP milletvekili üzerinden hem kendi seçmenlerine, hem de dünyaya, "Türkiye Kürt milletvekillerini korumuyor. Korumadığı gibi öldürülmelerine göz yumuyor" mesajı vermek istedikleri çok net!

Önceki gün konuştuğum eski bir Kürt siyasetçi, çok önemli bir tehlikeye dikkat çekerek şunları söyledi:

"Devlet tüm HDP'lilerin güvenliklerini en üst seviyeye çıkarmalı, gerekirse koruma sayılarını artırmalı. Onlara yönelik bazı saldırıların olacağına dair duyumlar geliyor. Amaçları Kürt halkını bu saldırılar sayesinde ayaklandırmak. Bunun önlemleri derhal alınmalı. Ayrıca, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere şu anda cezaevinde bulunan HDP'liler acilen İmralı'ya, Öcalan'ın yanına nakledilmeli."

Bu görüşe kesinlikle katılıyorum.

Çünkü ortaya çıkan tablo, Selehattin Demirtaş ve diğer HDP'lilerin şu anda hem PKK, hem de Türk milliyetçilerinin hedefinde olduğunu gösteriyor. 

Bu nedenle; en üst düzeyde korunsalar dahi, F Tipi Cezaevi'nde tutulmaları büyük risk taşıyor. 

Bu riski bir an önce ortadan kaldırmak gerekiyor.