BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 34,85
ALTIN 2.427,55

Yeni bir “Türk Akademisi” kuruldu…

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türk Akademisi, Yunus Emre Kültür Merkezleri, TİKA, Türk kültürü/sanatı/tarihi, Popüler yorumcular

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında işlev görecek “Türk Akademisi” adlı bir kurum kuruldu.  (5 Haziran 2014 Resmi Gazete)

Bilindiği gibi Yunus Emre Kültür Merkezleri’de TİKA’dan sonra; özellikle Türk Cumhuriyetlerinde hızlı bir çalışma içine girmişti. İnşallah kurumlararası birliktelik sağlanır, sağlıklı çalışır ve sorun yaşanmaz.

Kurumun amacı şöyle belirlenmiş:

Türk dili, edebiyatı ve kültürünün tarihsel gelişimine ilişkin çalışmaların korunması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına odaklanarak, Türk çalışmaları alanındaki araştırmaları koordine etmek ve geliştirmek;

Türk çalışmalarının geliştirilmesi ve bu çalışmalara ilişkin bilimsel araştırmalarda uluslararası işbirliğini artırmak;

Ortak Türk tarihi ve etnografyası üzerinde kapsamlı çalışmalar yapmak;

Türk halklarının kültürel ve manevi mirası hakkında araştırmalar yapmak, bu halkların dünya uygarlığının gelişimine olan katkılarını ortaya koymak ve bu başarılar konusunda kamuoylarını bilgilendirmek;

Bilimsel topluluklar, kültür ve eğitim çevreleri, tarafların ve diğer Türk Dili konuşan ülkelerin ilgili devlet kurumlan tarafından gerçekleştirilen girişimleri kolaylaştırmak ve teşvik etmek;

Ortak tarihi metinler ve sözlü kaynaklar da dahil olmak üzere, Türk dillerinin tam potansiyelinden istifadeyle, tüm Türk halkları için ortak bir edebi dil yaratma yolunda çaba harcamak;

Tüm Türk dilleri için geçerli olacak konsolide bir alfabe oluşturmak;

Tarafların eğitim kuramlarında kullanılmak üzere ortak ders kitapları / öğretim materyallerinin hazırlanması amacıyla çalışmalar yürütmek;

Türk Akademisi tarafından istihdam edilen araştırmacılar için doktora programlan düzenleyerek Türk çalışmaları alanında uzmanlar yetiştirmek;

Yapı nasıl kurulmuş:

İlk başkan Kazakistan vatandaşları arasından,(3 başkan yardımcısı) Başk. Yard. diğer ülkeler tarafından atanacak. Başkan ve başkan yardımcıları 4 yıllığına atanacak.

Akademi, Bilim Konseyi tarafından belirlenen alanlarda araştırmalar yapmak için bilimsel ölçütlerle sözleşmeli araştırmacılar istihdam edebilecek.

Türk Akademisi'nin yabancı personelinin ayrıcalık ve bağışıklıkları ev sahibi ülke anlaşması ile belirlenecek.

Türk Akademisi tarafından Akademi personeline ödenen maaş ve ikramiyeler vergiden muaf olacak.

Türk Akademisi'nin çalışma dilleri tarafların devlet/resmi dilleri ve İngilizcedir.

İşbu Anlaşmanın depozitörü Kazakistan Cumhuriyeti'dir.

Metinde birkaç yerde geçen  “Türk çalışmaları”ndan ne anlatılmak istenmiş, ya da eksik mi yazılmış belirsiz.

Çünkü bir çok yerde “Türk halkları” ibaresi de yazılmış.

Yönetmelik hazırlamanın ne kadar önemli olduğunu geçtiğimiz yazılarımda belirtmiştim.

"Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak veya Türk vatandaşı olarak Türk kültürüne, diline, medeniyete hizmet etmek, tanıtımını yapmak bizim görevlerimizdir. Ama Türk vatandaşı olmadan Türkiye dışında, Türk kültürünün, tarihinin, medeniyetinin kıymetini fark edip bu alanda çalışma yapmak, bu alanda çalışmalarını ilim hayatını temayüz etmek, kültür hayatında öne çıkmak, büyük üniversitelerde ders vermek, uluslararası makaleler yazmak ise çok takdire şayan bir çabadır. Bundan dolayı Türk ve Türkiye dostu olan değerli bilim adamlarını tebrik ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum."

Güncel: Bir kişi bir CD veya eserle popüler olunca, sanıyor ki “ben her türlü eseri yorumlarım ve beni sevenler dinler…” Dikkat ederseniz, popüler yorumcuların hepsi kendine göre bir tarz geliştiriler, çünkü popüler kültür bunu kabul eder. Ancak, bu ülkenin insanının geçmişten bugüne getirdiği THM ve TSM’nin kendine ait; tarzı, uslubu, ağzı, şivesi  v.b. vardır. Bunu bozmak doğru karşılanmadı yıllarca... Son günlerde Halil Sezai isimli yorumcunun türkülere dadandığı ve “Beyaz giyme toz olur” adlı türküyü, halk tabiriyle “yerin dibine batırdığı” görülüyor… Tıpkı, kendi alanında ve batı eserlerinde yorumu ile çok iyi olan Ferhat Göçer’in Türk müziği eserlerini yorumlayınca performansının aşağıya düşmesi, Mabel Matiz’in yorumları!  gibi. Popüler yorumcularımız, lütfen şarkı ve türküleri değil yeni eserleri/besteleri okuyunuz, kültürümüze hizmet ediniz, değerlerimizi yozlaştırmayınız…

Önemli: Değerli okurlar, Ekim ayı ile birlikte (güncel gelişmelere göre) YÖK sanat uygulamaları/Üniversiteler konservatuarları/GSF’ler/Müzik öğretmenliği ABD ile ilgili bir yazı dizisine başlayacağım.

Ana konu; yönetmelikler, uygulamalar, sorunlar ve çözüm yolları olacak. Bu yazı dizisinde  sırasıyla; “Konservatuarlarda  yönetim” , “Sanatta yeterlik konusu”, “Yabancı dil barajı sorunu”,  “Konservatuarlarda yapılanma”,  “İlköğretim ve liselerde yapılanma”, “Konservatuarlarda misyon-vizyon meselesi” v.b. konularına değinilecektir. Bilgilerinizi, eleştirilerinizi, yorumlar bölümünde yayınlanmak üzere bekliyorum. G.AY