BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 35,00
ALTIN 2.428,94
HABER /  POLİTİKA  /  BBP

Yazıcıoğlu kazasında korkutan şüphe!

DDK'nın hazırladığı rapor tartışılırken Gülefer Yazıcıoğlu'nun yaptığı açıklama tartışmaları alevlendirdi.

Abone ol

İNTERNETHABER- Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili hazırladığı rapor tartışılırken, dün gelen açıklamalar suikast iddialarını biraz daha güçlendirdi. Gülefer Yazıcıoğlu, kaza yerine ulaşmayı başaran köylülerle konuşmak istediklerini; ancak köylülerin bir şeylerden korktuğu için açıklama yapmaktan kaçtıklarını iddia etti. Gülefer Yazıcıoğlu, kaza yerinde Muhsin Yazıcıoğlu'na ait cep telefondaki sim kartın da kaybolduğunu söyledi.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili sis perdesi bir türlü aralanamıyor. Kaza raporlarıyla başlayan tartışmalar Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı raporla biraz daha alevlendi. DDK, kurtarma çalışmalarındaki aksaklıklara dikkat çekti, ağır ihmalin olduğu yorumunda bulundu. 

Tartışmaları dün katıldığı bir TV programında değerlendiren Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, kazayla ilgili kuşkularının bulunduğunu ve haklarının hak hukuk çerçevesinde arayacaklarını söyledi. Kaza sonrası dikkatli davrandıklarını ve kimseyi hedef haline getirmediklerini söyleyen Gülefer Yazıcıoğlu, köylülerin ifadelerinin kendileri için kuşku verici olduğunu ifade etti. İşte Gülefer Yazıcıoğlu'nun o ilginç açıklaması:

"Başkanın cep telefonunda sim kartı yoktu. O kartın, telefonun bataryası olduğu halde çıkması mümkün değildir. Kaza yerine giden köylülerle, çok ilginçtir görüşmek istedik ama bir kaç tanesi, çoluğumuz çocuğumuz var diyerek bunu kabul etmediler. Bunu bizzat bize söyleyenler var. Bende o insanların can güvenliği, kendi tercihleri. Sonuçta o insanları zorlamak gibi bir durumum olamaz, illa illa da söyleyin diye. Birilerinin vicdanına kalmış bir şey doğruyu söyleyip söylememek. 

Niye o insanlar dağdan ilk geldiklerinde ellerindeki telefonlar alınarak görüntüler silindi. O görüntüler neydi? O görüntüleri madem alanlar bir yerlere aktardıktan sonra bize verseydiler. O kişiler onlarda olmasını istemediği görüntüleri alıp, kaydedip silebilirlerdi. Neydi o görüntüler bilemiyorum. "

"OCAĞI KARIŞTIRMAK İSTEYENLER VARDI"

Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Hrant Dink'in cinayeti sonrası yaptığı açıklamaları da değerlendiren Gülefer Yazıcıoğlu, bu konuda genel başkanın büyük çaba sarfettiğini söyledi. İşte o sözler:

"Başkanın o açıklamasını net olarak hatırlıyorum. Parti içerisinde özellikle ocak içerisine sızdırıldığını, iyi niyetli o çocukların kullanılmaya çalışıldığını başkan tespit etmişti. Bu nedenle bu sözü söylemişti. Başkan bu tür olayları ciddiye almıştı ve engel olmaya da başlamıştı. O gençlerin kullanılmasını engellemek için var gücüyle çalışıyordu. Belki de bunlardan rahatsız olan insanlar vardı bilemiyorum." 

"KİMSEYİ HEDEF HALİNE GETİRMEDİK"

Cenazede çok dikkatli hareket ettiklerini ve Alperenlerin tahrik edilmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Gülefer Yazıcıoğlu, şunları söyledi:

"Başkanın ölümünden sonra Alperenlerin, sokağa dökülmesini isteyen kitleler mutlaka olmuştur. Ben hep sağ olsaydı ne isterdi diye düşündüm. Başkan ülkesinin kargaşaya sürüklenmesini kesinlikle istemezdi. Onun için bizde sağduyulu davrandık, taşkınlık yapmadık. Bu taşkınlık yapmamız hakkımızı, hukukumuzu aramayacağımız anlamı taşımaz. Ben tek kişi kalsam dahi bu davayı sürdüreceğim. 

Cenazede gördük, başkana yakışır biçimde görevimizi yerine getirdik. O duygusal ortamda çıkıp bir hedef gösterseydik, farklı şeyler olabilirdi. Biz onu yapmadık, ülkemizi seviyoruz. Onun için hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgi ortamında yaşamak istiyoruz. Bunun için çaba sarfediyoruz".