BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,79
ALTIN 2.510,10

Yanlış söylemlerin kazanması mümkün değil; Y.Doç.likte aklıselim galip gelecektir…

TBMM Eğitim Komisyonu ve YÖK, her görüşü değerlendiriyor.

Dün akşam  başlatılan ‘Zeytin Dalı Harekatı’nın; ülkemize ve insanlarımıza hayırlar getirmesini diliyor, Allah utandırmasın ve TSK mensuplarına güç versin diyoruz.Tek bir Mehmetçiğin burnu kanamadan, bu harekatın başarıyla bitmesini diliyor, dualarımızı gönderiyoruz.

GÜNCEL/BEDEN EĞİTİMİ-MÜZİK: Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi  Bilal Erdoğan şöyle konuşmuş: "Bugüne kadar taşınan değerlerimizi evlatlarımıza aktarmak, kendi öz değerlerini öğretmek istiyoruz. Bu hususta en büyük görev, eğitim sisteminin temel unsuru olan öğretmenlere düşmektedir. Öğretmenler her mesleğin yetiştiricileri olduğu gibi toplumsal kültür ve değerlerimizin de aktarıcılarıdır. Bu projeyle de öğretmenlerimiz ata sporlarından biri olan ve bugüne taşınan okçuluğu evlatlarımıza sevdirecek ve sahip çıkılmasını sağlayacaklardır. MEB olarak kültürümüzün yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacak tüm çalışmaları destekliyoruz……Eğitim, gelişim, terbiye elbette sadece dersten, okuldan ibaret değil. Ancak girdiğimiz sarmal bizi hemen hemen beden eğitimi dersinin kaldırılmasına kadar götürecek diye korkuyorum. Gençlerimizin daha çok sporla zaman geçirmesi çok önemli. Bir hocamın ifadesi var:  'Aslında önemli olan spor, müzik, dil bilgisi ve bunun kullanımı.' Ama bakıyorsunuz müzik, resim, spor, beden eğitimi dersleri her zaman bütün müfredat sistemi içerisinde geri planda kalıyor, geri planda bırakılıyor. Halbuki bugün bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek, hareket olmadan nörolojik gelişim kısıtlı kalıyor. Beynin hareketi, aktivasyonu kısıtlı kalıyor. Girdiğimiz sarmal bizi hemen hemen beden eğitimi dersinin kaldırılmasına kadar götürecek diye korkuyorum"  (Basından/07.01.2018)

B.Erdoğan’ın eğitim ile ilgili söylemlerine katılıyoruz. Daha öncede ‘blok flüt’ konusuna değinmişti..  https://www.internethaber.com/muzisyen-olmayan-bilal-erdogan-blok-flut-konusuna-neden-girdi-1821497y.htm Ancak, son cümledeki;  “beden eğitimi derslerinin kaldırılması”na götürecek “girdiğimiz sarmal” dan ne demek istemiş anlaşılamadı!.. Sonuçta o; “hem milli, hem yerliyiz” diyen Cumhurbaşkanımızın oğlu…Hem de, 15 yıldır; iktidar ve MEB AK Parti elindeyken bu sarmal ne? MEB’i yönlendiren  -bilinmeyen- başka bir güç mü var ?!... Alan mensubu olarak,  görüşmek/dinlemek  isteriz…

Y.Doç.ler…

Elbette bu yoğun gündemde, günlük işlerde yürüyecek. Ülkenin dört bir tarafında görev yapan Y.Doç.ler sosyal medyadan birleşerek, sorunlarının çözümü için uğraş verdiler, verecekler. Sendikalar ve Y.Doç.ler; Cumhurbaşkanı’na, Siyasi Partilere, Grup Başk. Vekillerine, TBMM Eğitim Komisyonu üyelerine ulaşarak, görüşlerini açıkladılar.

Bu yasa teklifinde konu edilen Y.Doç.leri; “siyasi olarak görmek, onların bedava/havadan unvan peşinde olduklarını söylemek” prim yapmadı.

Basında; az da olsa, önerilerimizi destekleyen/paylaşan köşe yazıları yayınlandı.

Bazı komisyon üyesi MV’leri; yazdıklarımızı, madde madde cevaplandırarak, sosyal medyadan komisyon üyelerinin ve  YÖK’ün verdiği bilgileri paylaştı.(Dr.C.İrgil)

Bizim, eleştiren  ama, çözüm  önerili yazılarımız çok paylaşılanlar arasına girmeye devam etti.

35.000 kişilik bir büyük aileyi ilgilendiren konuyu dile getiren/yazan/paylaşan kişilere  teşekkürlerimizi gönderiyoruz.

YÖK’ün, MV’lerine söylediği; “Dr. Öğr. Gör. ismini anketle belirledik” sözünün gerçekliği konusunda bilgi bulunamadı.

Keşke, YÖK, komisyon oluştururken Eğitim Komisyonundan ve Y.Doç.lerden de birkaç ismi davet etseydi. O zaman daha geçerli/kabul edilebilir bir yasa çıkardı. (Bu sorunu çekenler Y.Doç.lerdi)

Bir kere daha anlaşıldı ki; Y.Doç. unvanından kimse rahatsız değildi. Hiç kimse kendisini Doç.yardımcısı olarak algılamıyordu.

Y.Doç.likte Sorun: Yabancı dilin baraj olması, bilim/sanatın ötelenmesiydi. Bu konu, sorun olmaya başladığında dikkate alınsaydı, bugün başka gündemimiz olacaktı. Bu;  yönetenlerin alt kadrolara bakışının ve akademisyenleri   rahatsız eden sorunların çözümüne uzak durulmasının ispatıydı.

CHP Bursa MV, ve komisyon üyesi Dr.C.İrgil Bey’in dediği gibi; “Dr. veya uzman öğretim üyelerinin özlük hakları ve maaş olarak Doç.kadrolarına eşitlenmesi, maddi yarışın bir yana bırakılması ve genç bilim insanlarının refah içinde çalışması, doçentliğin salt bir bilimsel kazanım ve unvan olması , insanların maddi nedenlerle Doç. olmaya çalışmamaları, Doç. liğin bir getiri meselesi değil bir onur, bilimsel unvan olarak görmeleri” önemliydi.

O nedenle 2010 YÖK Y.Doç.ler Çalıştayında;  ısrarla %70 Bilim/sanat+%30 Yabancı Dil=60 önerilmiş, ama YÖK gerekeni yap(a)mamıştı. Bunda sürekli değişen YÖK Başkanları’nın ve Kurul Üyelerinin   payı büyüktü. Alınan kararların devamı sağlanamıyor, kesintiye uğratılıyordu.

Aslında sorun;  Yard.  Doç. liğin, Dr. Öğretim Üyeliğine dönüştürülmesi  değil, üniversitenin kendi işleyişini kendisi belirleyebilmesi, bilimsel/sanatsal  özgürlük, üretkenlik ve kaliteden ödün veril(e)memesidir.

Şimdi, paylaşımlardan ortaya çıkan durumu, revizyon yaparak  yazmaya çalışalım;

Bu tasarı üç bölümde düşünülmelidir:

1/2547 Say.Kan. yapılacak değişiklikler, (Bu konuda taslak pek eleştiri almadı. Dr. ünvanı gibi.)

2/Doç.lik başvuru ve sonrası uygulamalar,(Bu konuda değişikliklere ihtiyaç var)

3/ Mevcut Y.Doç.lerin eritilmesi.(Bu konuda taslak büyük  eleştiri aldı.)

Anlaşılıyor ki;

1/ Dr./Sy. Öğretim Üyesi sınıfına alınacak. (Çok doğru bir karar/Destekliyoruz)

Öğretim üyeleri; Dr./SY, Doç. ve Prof unvanlarından oluşmalıdır. Geçen yazımızda yaptığımız 4-8-15 yılı, yeni duruma göre  revize ediyor, baz olarak Dr./Sy.  unvanının  alındığı tarihi esas alıyoruz. Çünkü, daha önceki uygulamalarda (sanatçılar için)  “Lisans mezuniyeti” göz önüne alınmış.

ÇÖZÜM: Dr./Sy. Öğretim Üyesi sınıfına alınmalı, özlük hakları düzeltilmeli, gösterge rakamları 3600 yükseltilmelidir.

Geçici madde; Dr./Sy. unvanının  alındığı tarih baz alınarak,  Dr./Sy. veya Dr.Sy Arş.Gör veya Arş.Gör. Dr.  unvanı ile çalışanlardan  4 yılı dolduranlar Y.Doç.liğe, 8 yılı dolduranlar (varsa)  Doç.liğe başvurabilirler. Dosyalarına  YÖK tarafından oluşturulacak kurullar karar verir? Kurul/komisyon kararına göre atamaları yapılır.

2/ Y.Doç.liğin kaldırılması…

Dr./SY ve mevcut Y.Doç.lere,  yeni unvan konusu desteklenmiyor. Zorlama unvan yerine; Y.Doç.lik kalmalı, yükselmeyi önleyen Doç.lik başvuru ve sonrası uygulamaları maddeleri düzeltilmelidir. Çünkü;  “Dr.Öğr. Gör.” de olsa, “Dr. Öğr.Üyesi” de (YÖK-TBMM Üyeler toplantısında dile gelmiş) olsa uymamakta,  “Öğretim Üyesi”; bir sınıfı, kümeyi temsil etmektedir. O da: Dr./Sy, Doç.,Prof. tur.

ÇÖZÜM: Y.Doç.lik kalmalı, ama Doç.liğe geçişte ve sonraki uygulamalarda sorun yaratan uygulamalar düzeltilmelidir. Y.Doç.lerin; özlük hakları iyileştirilmeli, gösterge rakamları 4800’e yükseltilmeli, Doç.lik tazminatından yararlandırılmalıdır.

Geçici madde; Dr./Sy.unvanının  alındığı tarih baz alınarak,  halen Y.Doç.  unvanı ile çalışanlardan; toplam  8 yılı dolduranlar  Doç.liğe, toplam 13  yılı dolduranlar  Prof.luğa  başvurabilirler. Dosyalarına  YÖK tarafından oluşturulacak  kurullar karar verir? Kurul/komisyon kararına göre atamaları yapılır.

3/ İkinci Yabancı Dil sorunu…

Alanı bir yabancı dil olan akademisyenlerin ikinci bir yabancı dil istenmesi yoğun eleştiri almaktadır ki haklı bir istektir. Onun yerine, bu akademisyenlerin Güzel Türkçe konuşma/yazma, noktalama işaretlerini kullanma becerilerini geliştirmesi istenebilir. ( Aslında bu, tüm akademisyenler için geçerlidir.)

ÇÖZÜM: Alanı bir yabancı dil olan akademisyenlerden, ikinci bir yabancı dil uygulamasına son verilmelidir

4/ Sözleşmeli çalışan Sanatçı Öğretim Elemanlarının sorunları…

Sözleşmeli çalışan Sanatçı Öğretim Elemanları, özellikle teşvik ikramiyelerini 4-5 ay sonra alabilmektedir. Bunun sebebi, altı makam imzası olmasındandır. Bu mağduriyetin giderilmesi şarttır.

ÇÖZÜM: Sözleşmeli çalışan Sanatçı Öğretim Elemanlarının  ikramiyeleri (teşvik dahil) maaşa katılmalı ve gösterge rakamları 6400 olmalıdır.

5/ Sanatta Yeterlik sorunu…

Ülkemizde sanat kurumlarının çoğalması ile Dr. karşılığı Sanatta Yeterlik programları açılmıştır. Ancak, hala unvan kullanımına izin verilmemektedir.

ÇÖZÜM: Sanatta Yeterlik programlarını bitirenlere unvan kullanma hakkı verilmelidir.

6/ Yabancı Dil sorunu…

 Bu tasarı ile dil sınavı barajı 55 yapılıyor. Ancak üniversitelere de Doç. ve Prof. atamalarında isterlerse kendi dil barajlarını/ puanlarını şart koşabilecektir.

ÇÖZÜM: Yabancı dil kesinlikle baraj olmamalı, bilim/sanat+ yabancı dil puanı=55/60 olmalıdır. Puanlar üniversitelerin isteklerine bırakılmamalıdır.

7/ Dr./Sy.den sonra başvuru sorunu…

Dr./Sy. unvanı alan akademisyenin Doç başvurması için yıl şartı yoktur.

ÇÖZÜM: Doç.liğe başvuru için, mutlaka yıl şartı konulmalıdır. Bu da en az beş yıl olmalıdır.

8/ Eser inceleme aşamasından başarılı olanların durumu…

Aslında YÖK, Cumhurbaşkanı talimatıyla kurul oluşturduktan sonra, Doç.lik başvurularını durdurmalıydı, yapmadı. Şimdi, yeni başvuranlar var…Başvurupta eser incelemeden geçen ve jürileri oluşturulanlar var…Bunlar ne olacak sorusuna cevapta verilmelidir.

 Geçici madde: Doç liğe başvurmuş, eser inceleme aşamasından başarılı olmuş adaylar başarılı sayılmalı ve  Doç.  unvanı verilmelidir.

9/ 2809 Say.Kan.10. mad.5. fıkrasının uygulanması sorunu..

1983’te çıkan ve 1984’te uygulanmaya başlanan, 2809 Say. Kan.10.mad. 5.fıkrasının uygulanmasında bazı sanatçıların yılları eksik hesaplanmış, Y.Doç. unvanı verilmiştir. Bu sanatçılar 37 yıldır hak kaybı yaşamaktadır. Bir kısmı ahrete intikal etmiş, bir kısmı emekli olmuştur. Çok az sayıda sanatçı kalmıştır.

Geçici madde: 2809 Say.Kan.10. mad. 5. fıkrasının uygulanmasında, sehven yılları eksik hesaplanan Y.Doç. unvanlı  sanatçılardan,  Dr./SY. yapmış olanlar, çalıştıkları üniversiteye başvurması halinde, bir şart aranmaksızın  Prof. unvanına yükseltilmelidir.

 10/ Tasarının uygulanması sorunu...

Tasarıda “şu madde kalkmıştır, bu madde değiştirilmiştir” denilerek kafalar karışmıştır.

ÇÖZÜM: “YÖK, 15 gün içinde;  TBMM’de kabul edilen yasaya göre 2547 Say.Kan. gerekli düzeltmeleri yapar ve Resmi Gazetede yayını ile yürürlüğe girer.” denilmesi yeterlidir.

KISACA:  Üniversitelerin onlarca sorunu var. Öğretim üyelerinin %99’unun,  “yükseltmelerin  üniversitelere bırakılmasını istememelerini” de  düşünmek ve irdelemek lazım.

Özellikle, yıllardır  üzerinde durduğum iki konu var; "liyakat" ve “etiklik”

“Ancak burada asıl sorun akademik değil ahlaki… 
Özellikle 
Sahte tez,
Paralı makaleler,
Tez dükkanlarında yazılan ısmarlama tezler, 
İntihal, 
Kopya yayınlar, bölümler 
Başkasına yazdırılmış yayınlar, 
Yancı yayınlarda imza sahibi olmak, 
Emek hırsızlığı,
Kalitesiz dergilerde yayınlanan çalışmalar,
Çeviri kopya çalışmalar, projeler,
Başkasını sınava sokarak geçilen sınavlar,
Ücretle yazdırılan kitap ve çalışmalar,
Verileri oynanmış araştırmalar,
Soru çalarak sınav geçenler,
Torpil, siyaset ve yandaşlık ile statü edinenler,
FETÖ aracılığı ile kariyer sahibi olanlar,
Özel üniversite veya yurtdışında kariyeri kuşkulu olanlar,
Feodal ilişkilerle elde edilen konumlar,
Aile bağları ile sağlanan kadrolar,
Siyasi ilişkilerle kapılan koltuklar,
…ve daha onlarca farklı etik sorun var.” (CHP Bursa MV. Dr.C.İrgil)

Resim. Kahraman Nefer Seyyid(1889-1939) Harbiye Askeri Müzesi/İstanbul