BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 35,03
ALTIN 2.323,95
HABER /  GÜNCEL

Yalçın Akdoğan PKK'ya fena patladı!

PKK'nın kendisini hedef alan açıklamasına sert tepki gösterek Yalçın Akdoğan "Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor." dedi...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'yi kimsenin tehdit edemeyeceğini belirterek, "Blöf yapıyor demişim de bize göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne meydan okuyorsun? Var mı bir gücün kardeşim? Niye Türkiye'den yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada konuşacağına, git o zaman orada mücadele et. Böyle bir kandırmaca, sahtekarlık olmaz" dedi.

Akdoğan, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan "Başkent Kulisi"  programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ardından, IŞİD'e  karşı oluşturulan koalisyona verilecek destek konusunda ABD'nin ve Türkiye'nin ne  istediğine ilişkin soru üzerine Akdoğan, Türkiye'nin yol haritasını kendisinin  belirleyeceğini kaydetti. Akdoğan, "Türkiye, kendi iradesiyle, kendi milli  çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar ve bugüne kadar da onu yapmıştır. Bu,  müttefiklerimizle işbirliği yapmamamız anlamına gelmiyor. Elbette onlarla  işbirliği yaparız ama Türkiye Cumhuriyeti kendisi bu kararı verir. Bu noktada,  sanki ABD işbirliği için Türkiye'yi zorluyormuş gibi bir yaklaşım, bence son  derece büyük bir yanılsama olur" diye konuştu.
 
Askeri işbirliğinin sadece "kurşun sıkmak" anlamına gelmediğine  dikkati çeken Akdoğan, "Bunun birçok farklı boyutu var. 'Askeri işbirliği  yapacağız ama kesinlikle sıcak temasın içinde olmayız', bunu önceden zaten  öngöremezsiniz. Bu işin tabii bir parçasıdır, tabii bir riskidir. Önemli olan  bunun bir şekilde planlanmasıdır" ifadesini kullandı.
 
"ABD İÇİN DEĞİL KENDİ ÇIKARIMIZ İÇİN YAPIYORUZ"
 
"ABD ile bir anlaşma sağlanmış değil herhalde, bir rol paylaşımı,  eşgüdüm..." ifadesi üzerine kimin hangi katkıda bulunabileceğinin  değerlendirildiğini belirten Akdoğan, "Her şey önceden öngörüldüğü gibi  olamayabiliyor. Suriye'ye daha önce de birtakım askeri operasyonlar yapılacaktı,  bir hafta sonra her şey rafa kalktı veya hiç beklemediğiniz sıkıntılar  çıkabiliyor, yeni planlar devreye girebiliyor. Bu biraz şartların göstereceği bir  durum" değerlendirmesini yaptı.
 
ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in "Tampon bölge, belli bir  noktada mümkün olabilir ama şu anda bu bizim kampanyamızın bir parçası değil"  sözlerinin ve Beyaz Saray'dan yapılan "Amerika'ya iyilik olsun diye değil ulusal  çıkarı için Türkiye'den işbirliği göreceğimizi umuyoruz" açıklamasının  hatırlatılması karşısında da Akdoğan, "Biz de Amerika istiyor diye değil kendi  çıkarımız için bunları yapıyoruz elbette. Kendi ulusal güvenlik meselemiz için  yapıyoruz" dedi. 

HEPSİ BİRBİRİYLE SAVAŞIYOR
 
IŞİD'e karşı hava harekatlarının yapıldığını ancak bunun meseleyi  çözmek için yeterli olmadığını dile getiren Akdoğan, daha kapsamlı bir Suriye  politikasının ortaya koyulması gerektiğini kaydetti. "Orada IŞİD, Özgür Suriye  Ordusu, PYD, rejim ordusu var. Hepsi birbiriyle savaşıyor. Siz bir tanesine  seçici davranıp müdahalede bulunuyorsunuz. Peki sorun çözülüyor mu" diyen  Akdoğan, daha kapsamlı, çok boyutlu bir mücadele stratejisine ihtiyaç olduğuna  vurgu yaptı.
 
"AHMET TÜRK'E KIZMADIM TABİ"
 
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Kobani'nin düşmek üzere olduğu yönünde  haberler var. Kandil'den yapılan 'çözüm sürecini bitirme' açıklamaları,  tehditleri... Sizin de Mardin'de 'Suriyeli Kürtler doğal müttefikimiz'  açıklamanız oldu. İşin bu ayağında ne oluyor?" sorusunu yanıtlarken, çözüm  sürecinde, içeride kırılganlık üretenler olduğunu, dışarıda da süreci zorlaştıran  birtakım gelişmeler yaşandığını söyledi. Yaşanan asayiş ve şiddet olaylarının içeride kırılganlık ürettiğini  kaydeden Akdoğan, eylemsizlik kararının içerisinde bunların da olması gerektiğini  dile getirdi. Akdoğan, yol kesme, haraç alma, iş makinesi ve okul yakmalara  rağmen eylemsizlik kararı bulunduğunun söylenmesinin kandırmaca olduğunu ifade  etti. 

ROJAVA ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİR PARÇASI DEĞİL
 
Suriye'nin kuzeyinde yaşananların çözüm sürecinin ana konularından biri olmadığını, süreci dolaylı olarak etkilediğini belirten Akdoğan, şöyle  konuştu:
 
"Bu konu sürecin tabii unsuru değildir. Öyle olursa yarın, öbür gün Irak'ta, İran'da veya başka yerlerde yine Kürtlerin veya PKK uzantısı birtakım  örgütlerin yaşadığı hadiseler, her konu... Türkiye kendi içinde bir soruna çözüm  bulmaya çalışıyor, bütün bölge ülkelerinin Kürt sorunlarını çözmeye çalışmıyoruz  çözüm süreciyle. Onlar farklı farklı meseleler, kendi bağlamında ayrıca  değerlendirilmesi gereken konular. Elbette bunların da önem taşıyan birtakım  boyutları var, bizim içerideki meselemizle bağlantılı birtakım boyutları var. Ama  her konuyu bununla ilişkilendirmek bu işi tamamen çözümsüzlüğe mahkum etmek  anlamına gelir. Bu yüzden ayırmak lazım. 

"KİMSE TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDEMEZ"
 
Ben dünkü konuşmada, biraz da sert çıkıyor gibi bir görüntü oluştu,  'Ahmet Türk'e mi kızdın' dediler bana. Ben Ahmet Türk'e kızmadım tabii.  Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım açıklamalar var, tehditvari. Kimse  Türkiye'yi tehdit edemez."
 
3 POLİSİMİZ ŞEHİT OLDU
 
Akdoğan, Ahmet Türk'ün "Kobani'de bunlar yaşanırken, kadınlarımıza  tecavüz ediliyor, Türkiye suskun seyrediyor, haletiruhiyem uygun değil  konuşamayacağım'" sözleri üzerine kendisinin de "Benim haletiruhiyem de uygun  değil, üç polisimiz şehit oldu, daha onların naaşını toprağa vermeden, bu  konuları konuşmak bana da çok anlamlı gelmiyor" dediğini aktardı. Türk'ün  "Bölgeye hiçbir şey yapılmıyor" ifadesine karşılık da GAP çerçevesinde 55  katrilyon yatırım yapıldığını hatırlattığını söyleyen Akdoğan, sözlerini şöyle  sürdürdü:
 
KANDİL'DE YAN GELİP YATIYOR!
 
"Duble yollar, otoyollar, hastaneler belli. Bunları hem kullanıp da  hem hiçbir şey yapılmıyor demek doğru olmaz. Onunla ilgili polemiğimiz bu  çerçevedeydi. Ama onun ötesinde söylediğim şeyler, doğrudan Kandil'den yapılan  sorumsuz birtakım açıklamalara dönük. 'Blöf yapıyor' demişim de bize  göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin bir şey yapmaya  gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne meydan okuyorsun? Var mı bir gücün  kardeşim? Niye Türkiye'den yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor,  çıkmış çatıya konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle  ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada konuşacağına, git o zaman orada mücadele et.  Böyle bir kandırmaca, sahtekarlık olmaz.
 
SIRTINI YANLIŞ YERE DAYADIĞINDA...
 
Benim, Suriye Kürtleri ile ilgili söylediğim 'doğal müttefik' elbette  baktığımızda, Suriye'deki Kürtler, Esed rejiminin değil Türkiye'nin tarihi dostu  ve müttefikidir. Bizim onlarla akrabalık ilişkilerimiz var, bir köy ortadan  bölünmüş, yarısı bu tarafta yarısı o tarafta. Bizim oradaki Kürtlerle bugüne  kadar hiçbir sorunumuz olmamış, akrabalık ilişkilerimiz var, tarihi olarak  dostumuz. Esed rejimi değil onların dostu. Orada benim eleştirim şuydu, sen  sırtını nereye dayayacağını iyi düşüneceksin. Sırtını yanlış yere dayadığında, başın sıkıştığında da 'Biz kardeşiz, niye beni kurtarmıyorsun' diye bana  bağırmayacaksın. O zaman böyle zor durumda kalırsın. Bütün bunları bir tarafa  bırakıp, artık yeni dönemde yeni pozisyonlar belirlemek gerekiyor. Kiminle  ittifak kuracaksın, kimin yanındasın? Esed rejimi seni parmağında oynattı, sen de  'bekle gör' dedin, orada bir menfaat sağlarım dedin, onu karşına almadın.
 
"ESED SENİ ŞİMDİ YALNIZ BIRAKTI BAK"
 
Esed  seni getirdi getirdi, bak orada yalnız bıraktı şimdi. Bu ilişkileri yeni baştan  tanımlamak gerekiyor, kimin nerede durduğunu yeniden düşünmek gerekiyor. Bizim  Suriye'de yaşayan Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok. İki günde 150 bin insana  kucağımızı açtık. Hem biz kucağımızı açacağız hem biz bu yükü göğüsleyeceğiz hem  insani, ahlaki duruşu sergileyen biz olacağız, ondan sonra siz bizi eleştirecek  ve taşlayacaksınız. Bu, istismar siyasetidir."
 
"HÜKÜMETE EDEMİYORSAN MİLLETE TEŞEKKÜR ET BARİ"
 
"Türkiye'nin yaşanan insani meseleye duyarsız kaldığı" yönünde bir  dezenformasyon yapıldığını dile getiren Akdoğan, her konuda "Süreci bitiririz,  ateşkes biter" ifadelerinin kullanılmaması gerektiğini belirtti. Süreç çok olumlu  giderken bile öngörülemeyecek birtakım sorunların yaşanabileceğine işaret eden  Akdoğan, "Her sorun çıktığında bu tür tehditler yapmak doğru mudur? Sorunlar  oturulur, konuşulur" dedi.

"Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiği" gibi bir iddianın da gündeme  taşındığının hatırlatılması üzerine Akdoğan, "Türkiye neden IŞİD'e yardım etsin?  Bu, Türkiye'de paralel medyanın zaman zaman uydurduğu zaman zaman da Türkiye'yi  belli bir noktaya getirmek için, uluslararası medya kanalları üzerinden  Türkiye'yi baskı altına almak için uydurulan bir şey. Türkiye'nin bu konudaki  tavrı son derece açık. Biz geçen yıl bu örgütü terörist ilan etmişiz" ifadelerini  kullandı.
 
Biz hem yardım yapmakla uğraşıyoruz, hem bunlarla uğraşıyoruz. Dönüp  teşekkür bile etmek yerine hükümeti suçluyorlar. Her şeyin faturasını hükümete  kesiyorlar. Türkiye burada yapması gerekenleri yaptı, bundan sonra da yapar. Ama  Suriye bağlamında herkes de nerede durduğunu iyi bilecek, iyi karar verecek.  Sırtını kime dayıyorsun, kiminle işbirliği yapıyorsun? Türkiye'ye karşı genel  duruşun nedir? Bunları da yeni baştan değerlendirmek gerekiyor." 

6_yeni_630x265_08_ikili.jpg