BIST 9.812
DOLAR 32,49
EURO 34,96
ALTIN 2.430,87

Yalancı İlişkiler Dünyasındayız

Gün geçmiyor ki gazetelerin magazin sayfalarında birisinin yeni sevgilisi ile resmi olmasın. Yeni sevgili…Eskisi eskimeden gelen yeni sevgili…

Gün geçmiyor ki gazetelerin magazin sayfalarında birisinin yeni sevgilisi ile resmi olmasın. Yeni sevgili…

Eskisi eskimeden gelen yeni sevgili…

 

Her biri birbirinden öyle yeni ki ne zaman eskidiler emin olun onlar bile farkına varmıyorlar. Birisinin eskisi; diğerinin yenisi olmaya can atıyor sanki.

Yozlaşan ve ne yazık ki kişiliksiz ilişkiler yaşanır olmuş.

 

Ayrıca hızla tükenen ve yine tükendiğinden daha hızlı yenilenen aşkları; yalnızca magazin dünyasındaki abukluk falan sanmayın.

Ne yazık ki çoğu ilişkiler; artık böyle oldu çünkü.

 

Onlar; sadece göz önündeler.

Onlar; günah keçisi misali kıçları açık dolaşanlar.

Oysa zaten yozlaşmış ve kişiliksiz ilişkiler yaşamımıza yerleşmiş durumda.

Kim kimle, kim kimi bilmem ne yapmış türü ilişkiler; her yerde ve her zaman yaşanır olmuş.

Sevda; yürekleri terk edip, o kadar ayaklara düşmüş ki; artık günü birlik yaşanır olmuş.

 

Güzel bir yüz, güzel bir vücut kıble olmuş erkeklere…

Ya da şatafatlı, etkili ve yetkili bir makam masasının sahibi erkekler ve/veya hesabı kabarık cüzdanlı erkekler; hayal olmuş kadınlara…

Sahtekârlık gırla yani…

 

Ve tüm bu yalan dolanla yaşanan ilişkilere rağmen emin olun herkes; lafa geldi mi kendinin dışındaki herkesten daha namuslu…

Öyle diyorlar…

Hem arsız, hem yüzsüzler çünkü…

 

Lafa gelince kadınlar erkek gibi, erkekler de adam gibiler. Her iki cinste hemcinslerini kötülemek için fırsatları hiç atlamıyorlar.

Kendi yalancı ruhlarını kendilerinden saklayarak üstelik…

 

Oysa nereye kafanızı çevirseniz gördüğünüz kişilik; illaki yamalı bohça misali…

Ne bir tutarlılık var, ne bir dik duruş.

Dik durma uğruna yapılanlar bile yüreksiz ya da en azından sevgiden uzak…

 

O yüzden magazin sayfalarını dolduran yeni sevgililere hiç kızmıyorum. Ortalık sürekli veya fırsat buldukça sevgili eskiten o kadar çok karakterlilerle (!) dolu ki…

 

Sevgi ne yazık ki şarta şurta bağlanmış durumda olduğu için; sevdaların sevda gibi hissedilerek yaşanmasını beklemek de artık ciddi saflık oluyor.

Ve bu saflığa düşen garibanlar da ne yazık ki yaşamın değirmen taşında telef oluyorlar.

 

İçlerinde hiç vazgeçemedikleri sevgileri, içlerinde sonsuz güven duydukları için kanayan yürekleri ve içlerinde hala tüketemedikleri umutlarıyla bekledikleri hayalleri ile birlikte…