BIST 9.447
DOLAR 32,59
EURO 34,82
ALTIN 2.497,92

Yalan saltanatı ve Tayyip Erdoğan nefreti!

Bütün politikalarını Recep Tayyip Erdoğan üzerine kurgulayan, PKK/PYD/FETÖ ve bunların destekçileri. Yalanlar havada uçuşuyor. Bilgisizlik kol geziyor. Ama az kaldı bunların doluştuğu yalan gemisi halkın kayalıklarına çarpacak.

"Hayır" diyen yazarlar, çizerler, siyasiler... PKK/PYD, FETÖ ve bunların destekçileri...

Bir tane kozları var ellerinde... 

Sadece bir... 

Bütün politikalarını Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerine kurgulamışlar. 

Yalanlar havada uçuşuyor!

Bilgisizlik ortalıkta kol geziyor!

Yılların kurt kalemleri bile, "hayır"ın şehvetiyle, yalanlar üzerine destansı yazılar kaleme alabiliyor. 

Tayyip Erdoğan nefreti, en temizini, en marifetlisini bile yoldan çıkarabiliyor. Emre Kongar mesela, yazdıklarını okuduğumuzda, "Parlamenter Demokrasi"nin yerini "Tek adam rejimi" alıyormuş! Hem de dünyada "gerçek demokrasiler"de eşi görülmeyen bir rejim!

Tayyip Erdoğan nefretinden beslenen Cumhuriyet'in bir başka yazarı Özgür Mumcu diyor ki:
"Cumhurbaşkanlığı sistemi Osmanlı'ya verilmiş reklam arasıdır. Karşı devrim porojesidir"
Bu saçmalığa karşı bir cevabım var ama terbiyem müsade etmiyor! 

Hep aynı nefret!

Hep aynı yalan!

Hep "Tek adam" palavrası!

Milyon kez söylendi ben de bir kez daha yazayım... Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"nde demokrasi rafa kaldırılmıyor. Meclis işlevini yitirmiyor. Milletvekili seçimleri son bulmuyor.  2019 yılında Türkiye'de hem parlamento seçimleri, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. 

Seçilecek milletvekillerinin sayısı 600 olacak. Hükümeti Cumhurbaşkanı belirleyecek ve seçilen isimler bugünkü sistem gibi bakan olamayacak. Seçildiği halde bakanlık koltuğuna oturanların milletvekilliği düşecek.

Peki Tayyip Erdoğan nefretine esir düşenler, tüm bunları bilmiyor mu?

Bilmez olurlar mı?

Her şeyi biliyorlar... Ama doğruları söylemek, yazmak işlerine gelmiyor. Doluştukları yalan gemisinde yalanın saltanatını sürüyorlar. 

Ama merak etmeyin! 

Bindikleri yalan gemisinin, halkın kayalıklarına bir kez daha çarpmasına az bir zaman kaldı. 

Aslı'nın gözüyle Irak'ın karizmatik lideri!

 Aslı Aydıntaşbaş, Irak'a gitti geçen gün. Irak Başbakanı Haydar İbadi'yi dinlerken kendinden geçmiş:

"Türkiye'de artık siyasiler böyle konuşmadığı için imreniyorum" diyor... 

İbadi, "Kısacık bir adam" olmasına rağmen "ortaya kocaman bir vizyon koyuyor"muş!

Alın size "Tayyip Erdoğan nefreti"nin bir başka versiyonu!

Kılıçdaroğlu soruyor: Cumhurbaşkanlığı sisteminde, güvenoyu neden yok? Ey Kılıçdaroğlu, Meclis eskiden seçilmiş vekillerden oluşan hükümete güvenoyu veriyordu. Bakanları halkın güvendiği Cumhurbaşkanı seçeceği için, milletvekillerinin güvenoyuna ihtiyaç olmayacak.

 Parlak bir gazetecilik dönemi... sonrasında Türkiye düşmanlığı... Aslı bu sözlerime hiç itiraz etmesin, zira Washington Post'a yazdığı yazı ihanetten başka bir şey değil:

" (...) Erdoğan'ı yolundan caydırmak için çok geç değil. Ve Avrupa'da bunu yapmak için yeterli ekonomik ve siyasi güç var. Bu, zor bir komşuyla başa çıkma ve Türkiye'nin siyasi belirsizliğinin ortadan kaldırmak için tek çözüm olabilir."

"Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek istiyorsanız, Türkiye'nin ekonomisini çökertin" diye Avrupa'da belirsizlik dilenen bir arkadaş!

Tayyip Erdoğan bunlara "hain" dediğinde ciyaklıyorlar!

Bu hainlik değil de nedir Aslı?

Kemal Bey ne diyor böyle?

 "Tayyip Erdoğan nefreti"nden beslenen kimi kalem erbabını referans alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde AK Parti iktidarları döneminde 2008 yılında çıkarılan "Yurtdışında ve dış temsilciliklerde propoganda" yasağı var. Kemal Bey, bu kanunla iktidarı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor!

Tayyip Erdoğan'ın deyişiyle, ey Kılıçdaroğlu dürüst ol dürüst. 

BİR- Hollanda krizi olmasaydı, Almanya'ya gidecek miydin, gitmeyecek miydin?

İKİ- Hollanda ve Almanya, AK Partili politikacılara bu yasağı getirmeseydi, sen ve arkadaşların yurt dışında propoganda yapacak mıydınız, yapmayacak mıydınız?

ÜÇ- Baykal'ın planlanmış seyahati vardı. O seyahat bu krizler çıkmasaydı, gerçekleşecek miydi, gerçekleşmeyecek miydi?

Başka sorum yok!

Not: 2008 yılında çıkarılan kanun, yurt dışında ve temsilciliklerde propogandayı yasaklıyor doğru. Ancak kapalı alanlarda bir yasak yok. Yurt dışına giden bütün politikacılar, konuşmalarını kapalı alanlarda yapıyor. Kemal Bey'in bunu bilmemesi mümkün mü?

Bir not daha: Seçilmemiş Başkan Yardımcısı teranesiyle ilgili de söyleyeceklerim var. Yazı uzamasın diye yazmadım. Bu konuda da bir sürü eksik bilgi ile konuşuyor Kemal Kılıçdaroğlu..