BIST 9.668
DOLAR 32,59
EURO 34,86
ALTIN 2.495,85

Vurun "Cani" anneye!

Türkiye günlerdir 2 aylık bebeğini evde bırakarak 9 gün bayram tatiline giden ve bebeğin ölümüne neden olan "cani anne"yi konuşuyor.

Türkiye günlerdir 2 aylık bebeğini evde bırakarak 9 gün bayram tatiline giden ve bebeğin ölümüne neden olan "cani anne"yi konuşuyor. 

Kadının verdiği ifadeler bir bir sızıyor medyaya. Artık ağzından çıkacak her yeni cümleyle, olayla ilgili en ufak bir gelişmeyle manşetlerde olacak. 
 
Verdiği ifadeyi okuyunca normal bir ruh hali içerisinde olmadığı ayan beyan ortaya çıkıyor. "Ağlar ağlar susar sandım" demesi bile bir bebeğin 9 gün boyunca açlıktan/susuzluktan ölebileceğini idrak edemeyen bir insan modelini yansıtıyor bize. 
 
Bu dramatik olayın hukuksal sonuçları ne olur bunu hep birlikte göreceğiz. Adli tıp raporu henüz açıklanmadı. Olayla ilgi soruşturmayı yürüten Başsavcı da dün konuyla ilgili gizlilik kararı aldı.
 
Olayın ilk patlak verdiği güne dönecek olursak "cani anne" sıfatını kullanmak medya dili açısından hiç de zor olmadı.

Öyle ya bir bebeği tek başına bırakıp 9 gün tatile gidebilen bir anne "cani" değil de nedir?
 
Sorasında ise olayla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı ama o sıfat hiç değişmedi. Bundan sonra da değişmeyecek!

Hukuk açısından ne karar alınırsa alınsın, olayla ilgili başka gelişmeler ortaya çıksın, farketmeyecek. 
 
Medyanın biçtiği bu "cani anne" sıfatı, o kadının üstüne yapışıp kalacak.
 
Bazı haberlerde kadının adının açık açık yazılması, fotoğraflarının sansürsüzce kullanılması ise ayrı bir vehamet. Medya etiği açısından bu durumun elle tutulur yanı yok.
 
Ama asıl vurgulamak istediğim konu başka. 
 
Kadın üzerine "cani" sıfatını kullanmakta bu kadar bonkör olan medyanın "baba" için herhangi bir sıfat kullandığını gördük mü? 
 
Durumun gayrimeşru bir ilişki sonucu istenmeyen bir bebeğin dünyaya gelmesi, babanın kimliğinin henüz tespit edilememiş olması gibi perdelerini aralarsak hiç bir haberde de "cani baba ortada yok!" gibi bir cümle göremedik. 
 
Bugün baba ortaya çıktı. Sıfatı en fazla " ölen bebeğin babası" oldu.
 
Öznesi kadın olduğu için bu kadar hoyratça kullanılabilen dil, iş dolaylı özneye geldiğinde mümkün mertebe sadeleşti. Karşımıza "polis memuru T.A" olarak çıktı. 
 
Oysa dolaylı gibi de dursa ölen bebeğin gayrimeşru dünyaya gelmesinin bizzat faili değil midir bu adam?
 
Sonrasında ise hiç bir fiile karışmamış olması ve peşi sıra gelen gayrimeşru ne varsa (bebeğin doğumu ve ölümü de dahil) elini eteğini çekerek sırra kadem basması onu ne kadar dolaylayabilir?
 
Bu olay bir kadın için tam da "linç" edilmelikti, edildi. 
 
Büyük bir şehvetle "cani anne"ye saydırırken bu bebeğin bir de "baba"sı olduğu kimsenin aklına gelmedi. Ya da şöyle mi demeliydim; kimsenin işine gelmedi!

Şimdi babanın ortaya çıkmasıyla olay daha da aydınlanacaktır mutlaka.

Baba her şeyden habersiz olsa ve anne gerçekten "cani" olsa bile, hem medyanın hem de toplumun "kadın" üzerine kötüleyici bir dil kullanıldığı gerçeğini değiştirmeyecek.