BIST 8.976
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.285,82
HABER /  POLİTİKA

'Vicdanen müsterih bir şekilde görevi bırakıyorum'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, mevcut görevini yaparken çocuklarının okul hayatının zarar görmemesi için Ankara'da bekar hayatı yaşadığını söyledi. Albayrak, umudunun 24 Haziran'dan sonra mesai yükünün hafifleyip İstanbul'a dönmek olduğunu belirtti.

Abone ol

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak dün akşam A Haber kanalında açıklamalar yaptı. 24 Haziran'daki seçimlerde İstanbul 1. bölgeden aday gösterilen Albayrak, 2.5 yıldır hükümette bakan olarak görev yaptığını hatırlattı ve bu süreçte Ankara’da yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduğunu belirtti. İstanbul’daki çocukları ile yeterince ilgilenemediğinden dolayı üzüntüsünü dile getiren Albayrak, eşi Esra Albayrak’a bu süreçte çocuklarına gösterdiği ilgi için teşekkür de etti. 

'ÇOCUKLAR ZARAR GÖRMESİN DİYE BEKAR HAYATI YAŞADIM'

24 Haziran'dan sonra yükünün hafiflemesini umduğunu söyleyen Albayrak, şu ifadeleri kullandı:

“Çocukların okul hayatı zarar görmesin diye bütün bu süreçte Ankara’da bekar hayatı süreci yaşadım. Hakikaten Esra bu süreçte İstanbul’da tüm çocukların idaresi, eğitimi, bakımı… Tüm bu süreçlerin daha iyi geçmesi için bizim eksikliğimizi hissettirmemek için fedakarca bir süreç yaşadı. İnşallah umudumuz o. 24 Haziran’dan sonra biraz daha mesai yükü azalırsa bizler daha çok İstanbul’da vakit geçirirsek o yükü biraz daha hafifletip inşallah o noktaya getiririz. Ben hep söylüyorum. Kul ne isterse Allah onu verir."

'VİCDANEN MÜSTERİH BİR ŞEKİLDE GÖREVİ BIRAKIYORUM'

Albayrak'ın açıklamalarının devamından öne çıkanlar şöyle:

30'lu yaşların sonunda başladık, 40'lı yaşların başında vicdanen müsterih bir şekilde görevi bırakıyorum. Biz ne iş yapıyorsak en iyisini yapmalıyız. Niyetiniz de iyi olursa ilahi anlamda da yardımınıza koşanlar oluyor. Biz de 2.5 senede bir şeyler yapmaya çalıştık.

'TÜRKİYE'DE KAYIRMACILIK VARDI'

Bugüne kadar niye eskiye göre daha iyiydi ve daha iyiye gidecek. Bir yöneticiden yola çıkarsak, bu yönetici şöyle bakar, Türkiye'de ne var, memleketçilik, aynı görüşte olmak. Özel sektörde bu yok. İşini yaparsın, hedefini tutturursun. Yoksa yok. Yönetici şöyle bakar, ben nasıl bir ekiple çalışmayalım. Beni taşıyacak ilerletecek. Peki kamuda durum. Orada kayırmacılık vardı. Şimdi kriterlere göre alıyoruz. Kapasitesi varsa geliyor. Ya da performansına bakıyoruz. 

'HAVUÇ DEĞNEK FORMÜLÜM VAR'

Benim havuç değnek formülüm var. Başarı varsa havuç, yoksa değnek. Hedefler ortaya koyuyorsunuz bu hedefler gerçekleşirse ödüllendiriyorsunuz. Ki bunun ilkini bu sene yaptık. Mezhebi bizi ilgilendirmiyor. Onlara bakmadan başarılı olanları alıyoruz. Neye göre seçiyoruz KPSS, başarılı olan görüşlerine bakılmadan alınıyor. Eskiden belirli bir konjonktüre göre hareket edilir, kısıtlı insanlar gelirdi. Artık havuz 80 milyon. Biz buradan seçiyoruz.