BIST 9.682
DOLAR 32,55
EURO 34,92
ALTIN 2.425,21

Vatan İçin Yaşamayı Bilmek Farzdır..!

Bizi biz yapan kimliğimizi kaldırdıkları sakladıkları yerden çıkartarak yeniden tedavüle sokmak!

Milletçe bir imtihan yaşadığımız şu günlerde sık sık geriye dönüp bakıyorum.

Aklımda hep “olanda hayır vardır” cümlesiyle bu bakışı gerçekleştiriyorum.

Zira bazen çer çaputun birbirinden ayrılması gerekir.

15 Temmuz günü bizim yaşadığımız da aynen buydu.

Milletçe Vatan eleğinden geçtik.

Kalburun üzerinde kalması gerekenler kaldı gitmesi gerekenler gitti.

Gitmeye de devam edecekler…

Bazı nimetlerin kıymeti kaybedildiğinde anlaşılır.

Bu değişmez bir kuraldır.

Meselelere, hele de bir milletin bekasını ilgilendiren konulara kişiler üzerinden bakan birisi değilim lakin o meşum gecede Erdoğan gitseydi yaşayacağımız kaosu anlatmaya bile gerek duymuyorum.

Erdoğan vatan için ne yapılması gerekiyorsa yaptı ve lider olmakla yönetici olmak arasındaki farkı ortaya koydu!

Lider tespihin imamesidir unutmamak gerek…

Şimdi milletçe vesayetlerden sıyrılıp arada kalmış kimliğimizi özüne döndürmek zamanıdır.

“Vatan için ölenlerin olduğu bir ülkede Vatan için yaşamayı bilmek farzdır” demiştim.
Bunu düstur edinmek gerektiğine de iman etmişim.

İşte bu düşünceyi elden bırakmadan ilk önce kendi kimlik inşamızı gerçekleştirmek zorundayız.

Mekân değiştiren kardeşlerimizin vebalini başka türlü ödememiz mümkün değildir.

Bu kimlik inşası taşın suya ilk değdiği noktadan yani merkezden başlamalıdır. Bunun başkaca yolu yoktur!

Ve bu inşada merkez, insanın kalbidir!

Kalbin merkezi ise imanıdır!

İlk adımımız ve inşaya yeniden başlamamız gereken yer tamda bu noktadır…

Vatan için ölmeyi göze alan bir coğrafyada vatan için sonuna kadar cesurca, imanla yaşamak ve gereken neyse onu yapabilmek biz hayatta kalanların boynuna yüklenmiş büyük bir sorumluluktur.

Yoksa bu vebalin atından kalkamayacağımız kesindir!

Allah bir fırsat verdi!

Ve böyle bir fırsat ele her daim geçmez bunu hepimiz biliyoruz!

Vatan için ölünür evet fakat vatan için yaşayabilmek ve buna layık olabilmek bizlerin en büyük ödevidir.

Bu ödevin sonucu bize vatanı, vatan kılacaktır ya da gün gelecek bu toprakta bizi parya olmaya mahkûm edecektir. 

İlk önceliğimizdir bize giydirilmeye çalışılan ve üzerimizde iğreti duran sahte kimliklerden kurtulmak.

Bizi biz yapan kimliğimizi kaldırdıkları sakladıkları yerden çıkartarak yeniden tedavüle sokmak!

Eğer birilerinin elinde oyuncak olmak istemiyorsak,

Namusumuzun iffetimizin ayaklar altına alınmasını istemiyorsak,

Evlatlarımızın esaretle yaşamasını istemiyorsak,

Dinimizin izzetinin ayaklar altına alınmasını istemiyorsak,

Ve eğer ümmetin ümidini kırmak istemiyorsak…

Dinimiz, inancımız, etnik kökenimiz, siyasi fikrimiz ne olursa olsun... 

Var gücümüzle  “Vatan için ölenlerin olduğu bir ülkede Vatan için yaşamayı bilmek farzdır” düsturunu hayatımıza geçirmekle mükellefiz…

Vatan için ölmek ne kadar elzemse vatan için yaşamanın da o kadar elzem olduğunu idrake mecburuz!

Söylediği her şeyde binlerce hikmet barındıran Efendimiz “Vatan sevgisi imandandır” neden demiş olsun ki iyice bir düşünmek lazım vesselam…