BIST 9.069
DOLAR 32,37
EURO 34,98
ALTIN 2.326,13

Uyutulan dev uyandı!

Türkiye'nin Ombudsmanı Şeref Malkoç bakın ne diyor " Mesele Söz konusu Recep Tayyip Erdoğan meselesi değil güçlü Türkiye meselesidir"

Av. Şeref Malkoç…

Trabzon siyasetinin Türk siyasetine sunduğu önemli isimlerin başında geliyor. 

Cesur  bir dava adamı…

Doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen tipik bir Karadenizli..

Zor günlerin adamı oldu hep…

Makam mevkiye bakmadan doğru bildiği yoldan yürüdü…

'Milli Görüş" denince akla gelen ilk isim olan unutulmaz lider Necmettin Erbakan Hoca’nın  en önemli yol arkadaşlarından biri olarak  Türk siyasetinde yerini alırken  bu geleneği dünden bugüne her zaman genlerinde yaşayarak siyasi mücadelesini sürdürdü..

Otuz yılı aşkın aktif siyaset tecrübesine sahip olmak kolay değil...

Bugün Erdoğan'ın yol arkadaşlarından biri olan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile "HAS Parti'de" kader birliği yaptı. Kendisi gibi yine bu geleneğin yetiştirdiği, Türk siyasetinin son 15 yılına damgasını vuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun soluklu mücadelesinin son kırılma noktasında onu yalnız bırakmamak için Kurtulmuş ile birlikte AK Parti'ye katılarak partinin  beyin takımının içerisinde yer aldı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan  Külliye’deki ekibinde ona  “Başdanışmanlık” görevi verdi. Erdoğan'ın yol haritasını çok iyi bildiği için elini çabuk tutarak “Ben buraya oturmaya gelmedim” diyerek harekete geçti…

Harekete geçtiği konu  ise üzerinde çalıştığı o günlerde  kamuoyunda yavaş yavaş  seslendirilen ama sahaya bir türlü indirilemeyen bugünkü adı ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yani başkanlık sistemiydi..

Çünkü neyin ne olduğunu bilen Türkiye'deki mevcut anayasanın ve parlamenter sistemin başından geçen birçok krizi yaşamış bir isim

"Başkanlık sistemi' için Türkiye’ yi dolaşarak konferanslara katılmaya başladı…

Yani daha ortada referandum yokken, konu TBMM’ nin gündemine gelmemişken o sahaya indi…

“Erken kalkan çabuk yol alır” misali…

'40 Soruda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi' adlı eseriyle merak edilenleri millet ile paylaşan  ilk isim oldu…

Tüm topluma hitap eden 113 sayfalık bu eserle herkesin anlayabileceği bir dilde, yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgili en önemli 40 soruyu seçerek cevaplandırdı..

Yani  geleceği hesap ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rotasını en iyi bilen isimlerden biri oldu…

Hal böyle olunca çıta yükseldi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ona yeni bir yol çizerek son derece önemli bir görev için ‘Hadi Şeref’ dedi..

O görev “Ombudsmanlık”

Yani Kamu Başdenetçiliği…

Cumhurbaşkanı onu  aday göstertti..

TBMM Genel Kurulu’nda Kamu Başdenetçiliği seçimini rekor oyla  kazandı…

334 oyun 300’ünü almayı başardı...

Şimdi ombudsman olarak  gece gündüz demeden çalışıyor.Öyle bir görev ki Cumhurbaşkanlığını bile denetleyecek bir sorumluluk..

Şu bir gerçek ki siyasi tecrübesinin yanında çok önemli bir hukuk adamı da olarak Şeref Malkoç  yeni sisteme geçiş sürecinde  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  yüküne omuz verecek  ‘KİLİT’ isimlerden biri olacak.

Peki neler düşünüyor? 

Bir hemşehrisi olarak ta uzun yıllardır  tanıdığımız bildiğimiz  ve yakından takip etme fırsatı bulduğumuz Malkoç’ u Kamu Denetçiliği Kurumundaki makamında ziyaret ettik.

Sohbet ettik..

İşte bugün Türkiye'nin  Ombudsman'ının (Kamu Başdenetçisi) görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum...

İşte açıklamaları ile Ombudsman Av.Şeref  Malkoç..

VATANDAŞIN HAKKINI ARAYAN KURUM

"Kamu Denetçiliği Kurumu devletle vatandaş arasında köprü görevi üstlenen, vatandaşın hakkını arayan bir kurumdur. Kuruma dilekçe, elektronik posta ve mektup gibi yollarla başvuruda bulunabilir. Kuvvetler ayrılığının yasama, yürütme ve yargının kesiştiği noktadadır. Yasama organı bizi seçiyor, yürütmeyi denetliyoruz, mahkeme değiliz ama karar veriyoruz." 

   

KIYAMETE KADAR BU COĞRAFYADA OLACAĞIZ

"Uluslararası arenada sıcak gelişmeler yeni ve bölgesel ittifaklar kuruluyor. Son 200 yıldan beri Türkiye uykuya yatmış, afyonlanmış, bayıltılmış, kendi varlığını oluşturan dayanaklarını inkar eden bir ülkeydi ama yavaş yavaş kendine geliyor. İnsan ameliyat olduktan sonra kendine gelmeye başlarken gözlerini ovuşturur, olayları hatırlayamaz. Türkiye tam o dönemi yaşıyor. İnşallah bu ara dönemi hızlı geçeceğiz. Anadolu coğrafyası çok hareketli bir coğrafyadır. Biz bu coğrafyayı kılıçla elde etmemişiz. Mevlana, Yunus Emre ile Hacı Bayram-ı Veli ile sevgi ve muhabbetle yoğurmuşuz. Onun için inşallah kıyamete kadar bu coğrafyada var olacağız."

ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK

"Son 10 yılda uluslarası arenada Türkiye’ye yüklenildi. ABD, Almanya, Hindistan, Çin ne demiş bunlar önemli değil. Bu millet ve lideri ne diyor, önemli olan bu. PKK’ya bu kadar aleni destek veriyorlar. PYD’ye ağır silah veriyor. Burada katilleri, Cumhurbaşkanımızı öldürmeye kalkanları, Meclisimizi bombalayanları, bu milleti mahvetmeye çalışanlara kucak açıyorlar. Niye? Zorları, dertleri ne bunların? Sıkıntı şu, önceden Washington’da, Brüksel’de, Moskova’da, Tel Aviv’de projeler hazırlanır, Türkiye’de bu projenin bir parçası olarak uyardı. Problem yok. Projede verilen görevi yerine getirirdi. Şimdi devir değişti. Çıktı bir lider, ‘Bir dakika’ dedi. ‘Projeniz varsa bakacağız, milletimize, bölgeye uyar mı?’ Uymazsa ‘Durun orada’ dedi. Orada da durmadı, daha da ileri gitti. Kendisi projesini icraya başladı. Problem bu ama buna devam edeceğiz."

 GÜÇLENEN TÜRKİYE BATI NIN İŞİNE GELMİYOR..

"Başkanlık sistemi denince akla hemen Amerika, Meksika ve Arjantin modellerinin gelmesi yanlış. Amerika kıtası bulunalı ya da Amerika Devleti kurulalı ne kadar oldu da aklımıza o model gelsin. En fazla 200 yıllık devletlerdir bunlar. Ancak bizim bu coğrafyada kurduğumuz önemli devletlerden biri olan Osmanlı Devleti'nin sadece çözülmesi 300 yıl sürmüştür. Biz yeni anayasa için, yerli ve milli olacak derken bu coğrafyadaki Selçuklu ve Osmanlı tecrübelerinden istifade ettik. Devletin işleyişinde, insanın hayatında çok önemli bir söz vardır Şeyh Edebali'ye ait: 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' işte bizim anayasa anlayışımız bu.  İnsan odaklı. Yüksek yargıyı ve yargı organlarını milli iradeyle irtibatlı hale getireceğiz. Yeni sistemin adı da Türkiye modeli Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. 1982 Anayasası doğarken meşruiyet yönünden sakat doğmuş, hak ve özgürlükler yönünden de malul bir anayasa olmuştur. Türkiye'nin omuzlarında yük olan, ayağında ayak bağı olan, gözünde bağ olan Türkiye'nin daha gelişmesini, ilerlemesini engelleyen bu anayasadan kurtulmak istiyoruz. "

MESELE RECEP TAYYİP  ERDOĞAN MESELESİ DEĞİL...

"Türkiye'de bazı insanlar kasıtlı ve bilerek işi kişiselleştirerek Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koyuyorlar. Halbuki anayasa konusu, hükümet sistemi konusu, şahıslarla ilgili bir konu değildir. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir konudur. Genç yavrularımızın, çocuklarımızın geleceği ile ilgili bir konudur. Mesele Recep Tayyip Erdoğan meselesi değil daha güçlü bir Türkiye meselesidir. ABD’nin bugün PKK tavrı, Almanya’nın tavrı nedendir. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin tavrını neden kimse okumak istemiyor. Bahçeli neyin ne olduğunu çok iyi görüyor"

REJİM DEĞİL SİSTEM SORUNU VAR...

"Cumhurbaşkanlığı sisteminde halk sandığa gider, tıpkı 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi oyunu kullanır ve akşamına başkan belli olur. Parlamenter sistemde oyumuzu sandığa atıyoruz. Sandıktan bir sandık daha çıkıyor. Burada öyle değil. Oyunu sandığa attığında sandıktan başkan çıkar. Yani halk başkanını doğrudan seçer. Bu siteminin en önemli özelliklerinden birisi de siyasi iktidardır. Gider sandığa oyunuzu atarsınız ilk turda başkan seçilemediyse hiç önemli değil. İkinci tur yapılır ve yüzde 50 oyu alan başkan olur. Türkiye'nin siyasi istikrar problemi olmaz. Bir diğer önemli özellik ise bu sistemde çift başlılık olmaz. Şu anda Cumhurbaşkanı ve Başbakan aynı siyasi gelenekten olduğu için sıkıntı yok. Fakat bu her zaman böyle devam etmeyebilir."

ÇİFT BAŞLILIK ORTADAN KALKAR...

"Cumhuriyet kurulalı 93 yıl olmuş. 93 yıllık Cumhuriyet tarihimizin 65. hükümeti şu an iş başındadır. AK Parti'nin iktidarlarını çıkarırsak, ortalama olarak her hükümet bir yıl ömre sahip olmuş. Böyle bir ülkede siyasi istikrar ve kalkınma olmaz. Yeni sistemde seçmen sandığa gidip beş yıl görev yapacak başkanı ve hükümetini seçer. İstikrar ancak bu şekilde sağlanabilir. Çift başlılık ortadan ancak bu şekilde kaldırılabilir. Çift başlılık nedir.  Ecevit'le Ahmet Necdet Sezer'in birbirine anayasa fırlatması ve bunun sonucunda Türkiye'nin milyarlarca dolar zarara uğramasıdır. Çift başlılık, 12 Eylül darbesine giden süreçtir. Çift başlılık, rahmetli Erbakan'ın başbakanlığı döneminde MGK'nın paralel hükümet yetkileri donatılması ve cumhurbaşkanının seçilmiş başbakanla değil de o paralel hükümetle çalışmasıdır. Çift başlılık, cuntacıların heveslerini kabartan yetki parçalanmasıdır."

ÜNİTER YAPIYI ESAS ALIYORUZ...

"Yeni sistem ile federasyon olacak şeklindeki sözler  uydurma iddialardır. Türkiye için bizim savunduğumuz başkanlık sistemi, federasyonu değil, üniter yapıyı esas almaktadır. Devlet yapısı olarak üniter yapıyı; hükümet rejimi olarak cumhurbaşkanlığı sistemini istediğimiz ortadadır. Bunu da, siyasi istikrar ve kesintisiz kalkınma için gerekli görüyoruz. 7 Haziran ve 1 Kasım arasında Türkiye'de yaşananları göz önüne getirelim. PKK'nın ayaklanması, Rusya'nın Suriye'de çatışmaya taraf olması, o siyasi kaos ortamı ile bağlantılandırılabilir."

HİTLER BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE GELMEDİ!.. 

"Yeni sisteminin diktatörlüğe yol açacağı iddiaları da komik. Diktatörlük için başkanlık sistemine gerek yok. En çarpıcı örneklerden birisi, Hitler Almanyası. Hitler, başkanlık sistemiyle değil, parlamenter sistemle iş başına geldi ve Nazi diktatörlüğünü kurdu. Bizim önerdiğimiz başkanlık sistemi, bu toprakların medeniyet ve siyaset birikiminden bağımsız anlaşılamaz. Dünya tarihinin en uzun süre hüküm süren hanedanı olan Osmanlıların kuruluş mayasında Şeyh Edebali'nin 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' düsturu vardır.14 yıldır görüldü ki bu büyük millet için büyük bir şans olan 'Milletin adamı' denen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu düsturu bugüne kadar en iyi şekilde yerine getirdi."

BİZLER FANİ, MİLLET BAKİ...

"Muhalefetin Başkanlık sisteminin Erdoğan'a özel olacağını iddia etmesine gelince. Sayın Cumhurbaşkanımız defaatle ifade etti ve 'Bizler faniyiz. bâki olan milletimizdir' dedi. Varlıklarını Sayın Cumhurbaşkanımıza karşıtlık üzerine kuranların iddiasıdır ve hakikatle bağdaşır tarafı yoktur. Ki Başkanlık sistemini rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş, rahmetli Özal, rahmetli Demirel de istiyordu. O nedenle diyeceğim şu ki uyuyan dev son 14 yılda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uyanmıştır. ‘Aman uyanmasın’ diye uyuşturmaya çalışanlara karşı  bir kutsal mücadele vardır.15 Temmuz akşamı yaşananlarda budur"

SİSTEMİ NEDEN DEĞİŞTİRİYORUZ...

"Biz bugüne kadar kendi yapamadıklarımız için değil, ülkemize yaptırılamayanlar için yönetim sistemini değiştmek gerek dedik hep. . Siyaseti, milletin taleplerinin, beklentilerinin, ihtiyaçlarının karşılandığı bir mecra olmaktan çıkartanların önünü kesmek için yönetim sistemini değiştiriyoruz. Meclis'i hükümet icraatlarını tıkama vasıtası haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmamak için yönetim sistemini değiştiriyoruz."

İşte Türkiye'nin yeni dönemde en kilit isimlerinden biri olacak olan 30 yıldır Türk siyasetinde yerini almış olmanın deneyimine sahip olan  Ombudsman (Kamu Baş denetçisi) Şeref Malkoç'un görüşleriişte böyle...