Ünlülerin gençlik yılları

Bir zamanlar Türkiye'de gazinolar vardı. Türk sinemasının yıldızları da parlak tekliflere dayanamaz ve oyunculuk yeteneklerinin yahısıra bir de şarkıcılık yeteneklerini gösterirlerdi. İşte bu yıldızlardan Filiz Akın sahnede şarkı söylüyor. Türk sinemasının ‘Kral’ı Ayhan Işık da kendisini yalnız bırakmamış ve gazino programı yapan Filiz Akın’a sahnedeyken bir gonca gül uzatıyor. Ne yazık ki, bu fotoğraf çekildikten kısa süre sonra Ayhan Işık hayata veda etti. (1979). Filiz Akın, biricik oğlu İlker İnanoğlu ile kuşlar kadar özgür, çocuklar gibi şen… Ana-oğul bir parkta tahterevalli keyfi yaşıyorlar (1972). Küçük yaşta oyunculuğa başlayan ve 'Yumurcak' tiplemesiyle sevilen İlker İnanoğlu'nu yıllar sonra sinemada değilse bile dizi filmlerde epeyce izleyeceğiz. Lafa 'Bir zamanlar' diye başladık yine öyle devam edelim. Bir zamanlar Türkiye'de çok sayıda tiyatro ve bunların çok sıkı takipçileri vardı. Her zaman olduğu gibi en çok komedi oyunları tutardı. Karşınızda Devekuşu Kabare Tiyatrosu'ndan bir hatıra fotoğrafı. OYA ALASYA - AHMET GÜLHAN - NAZIM KOÇ - YASEMİN OĞUZ (AYAKTAKİLER)... ZEKİ ALASYA - TÜRKAN AĞRALI - KEMAL SUNAL - ALİ YALAZ - METİN AKPINAR (OTURANLAR)... Bu kadro Türkiye'nin yüzünü çok güldürdü. 'Orhan Gencebay 'Baba' payesini almak üzere. 'Bir Teselli Ver' albümü 1971'de Türkiye'yi yerinden oynatmış. Arabesk müziğin altın yılları ve Orhan Gencebay da unutulmaz bestelere imza atıyor. Yapımcılar durur mu? Hemen film teklifini götürüyorlar. Filmin adı zaten hazır: "Bir Teselli Ver" Orhan Gencebay (neyse ki) kısa süren oyunculuk kariyerinin henüz başında, ancak karşısında iki büyük usta var: Hulusi Kentmen ve Hüseyin Peyda. Malesef ikisi aramızdan ayrıldı. Türkiye sanat güneşimiz Zeki Müren'in sesini ilk kez radyodan duydu. Ve o günden beri de onu çok sevdi. Yandaki karede bir iş adamı gibi giyinmiş olan Zeki Müren Hürriyet Gazetesi'ni ziyaret ediyor. Onun orada olduğunu öğrenen halk kapıya hücum etmiş. Kalabalığın içinde başı örtülü teyzeler, gençler, kasketli amcalar, yedi göbek İstanbullular var! Çoğunun tek ortak paydası Zeki Müren sevgisi. Sanat Güneşi, ezilmekten polisin yardımıyla kurtuluyor. Yüzünde ilginin odağı olmaktan memnun bir gülümseme var. Zeki Müren New York'ta. Eldivenlere ve paltosuna bakılırsa sonbahar-kış ayları. 5. Cadde de tur atıyor. ABD'de tanınmadığı için etrafında kalabalık yok. O da keyfine bakıyor. Az sonra methini çok duyduğu bir filme gidecek. Dönemin en meşhur iki yıldızının filmin çekimleri sırasında birbirlerine sırılsıklam aşık olduğu 'Kleopatra' orijinal alt yazısız izleyecek. Filme girmeden önce afişinin önünde bir hatıra fotoğrafı çektiriyor. Yeşilçam'ın en önemli isimlerinden biri Memduh Ün. Sayısız filmde yönetmen, senarist, ve yapımcı olarak görev aldı. Çevirdiği pek çok filmde küçük birer rol de üstlenirdi. 1960 yılında ‘Ölüm Peşimizde’ adlı filmi çekti. Başrolünde gencecik ve çok güzel bir kız vardı: Fatma Girik. Oyuncusuna ilk görüşte aşık olan Memduh Ün, evli olmasına rağmen kalbinin sesini dinledi ve ondan hiç ayrılmadı. Ve günümüze kadar -tam 48 yıldır- ilk günkü tazeliği içinde sürüp geldi. 1970'li yıllarda bir uçak yolculuğu. İçerde tam bir gazino havası var. Arka sıralara doğru dikkatle bakarsanız keman çalan bir yolcu göreceksiniz. Çalıyorlar söylüyorlar... 'Hürriyet Kervanı' adıyla yurt dışında verilen konserlere katılan sanatçıların arasında kimler yok ki... Yaşı tutanlar kalabalığın içinde şu isimleri seçebilir: İzzet Günay, Kerem Yılmazer, Emel Sayın, Nazan Şoray, Duygu Asena, Gündüz Kılıç, Vasfi Uçaroğlu... Taş Bebek Gönül Yazar Bebek Belediye Gazinosu'nda sahnede. Sanatçı iki dostu onu dinlemeye gelmiş: Adnan Şenses ve Behiye Aksoy. Gönül Yazar ikiliyi bir süre sonra sahneye davet ediyor ve üçü birden o akşam orada bulunan izleyicilere muhteşem bir fasıl ziyafeti çekiyor. Hey gidi günler hey... Adnan Şenses'i tanımış olmanız kuvvetle muhtemel. Peki yanındaki çıtı pıtı sarışını tanıdınız mı? Hemen söyleyelim: Pakize Suda... Bu fotoğraf çekildikten hemen sonra birisi yanlarına gidip Pakize Suda'ya Türkiye'nin o dönemde de en etkili gazetelerinden olan Hürriyet'te köşe yazarlığı yapmaya başlayacağını söylese nasıl karşılanırdı acaba? Ya da Adnan Şenses'e "Sen yıllar yıllar sonra, saçların kar gibi beyaz olduğunda sana 'abi' diyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın karşısında ceketini beline sokup göbek atacaksın. Daha sonra da akaryakıt istasyonlarının vergisiyle ilgili ondan bir iyilik isteyeceksin" dese bilmiyoruz ne yanıt alırdı... Tanju Okan (ortada) ve Adnan Şenses bir gazino kulisinde muhabbet halindeler. Eğer yanlış tanımadıysak Fikret Hakan da kendilerini ziyarete gelmiş. Az sonra Fikret Hakan gazinodaki masasına dönecek ve dostlarının sahne performansını izleyecek. Herhalde izlemeyeniniz yoktur. Emel Sayın'ı dinlemek için gazinoya giden yoksul ama gururlu aile kötü muamele görünce intikam için assolisti kaçırırlar. Evin yakışıklı oğlu ile dünyalar güzeli şarkıcı arasında bir aşkın başlaması kaçınılmazdır. Emel Sayın, Zeki Alasya Metin Akpınar, Münir Özkul, Tarık Akan, Kemal Sunal ve Halit Akçatepe'nin oynadığı 'Mavi Boncuk' pek neşeli bir filmdi. Şarkıları da çok güzeldi. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biriydi Sadri Alışık. Ayhan Işık'la oynadığı filmler, Turist Ömer ve Ofsayt Osman tiplemeleri unutulmazdı. Öyle bir "Sus be çocuk, beni de ağlatacaksın" derdi ki izleyen herkesin gözleri buğulanırdı. Şairdi de. Cem Yılmaz onun için "Sadri Alışık şu an yaşayıp 30-35 yaşlarında olsaydı, hepimiz evde otururduk" demişti. Sadri Alışık'ın sesi de çok güzeldi. O dönemdeki pek çok oyuncu gibi o da sahneye çıkmıştı. Yaptığı şovlar ve söylediği şarkılarla onu sahneden canlı canlı izleyenlere unutulmaz saatler yaşatmıştı. Yukardaki fotoğrafta sahneye çıkmak için sırasını bekliyor. Bu arada da sanatçı arkadaşı Nazan Şoray'ı güldürmekle meşgul... Kudret Şandra ilginç bir kişilikti. 60'lı 70'li yılarda çok iyi bir dansçıydı ve dönemin ünlü yıldızlarına dans dersleri verdi. 80'li yıllarda ise cinler ve ruhlar alemi ile ilgilenmeye başladı bazı bulvar gazetelerinde yazılar yazdı. Fotoğraf karesinde bilgilerini Aynur Aydan'a aktarırken görülüyor. Aynur Aydan bir süre sonra büyük bir skandalın kahramanı olacaktı. Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş Aynur Aydan'la buluşurken Hafta Sonu muhabirlerine yakalanınca ortalık karışacak ve Güneş görevinden istifa etmek zorunda kalacaktı. Türk sinemasında bu tür tehlikeli sahneleri ondan başka kimse oynayamadı, şimdi de oynayamıyor. Macera filmlerinde asla dublör kullanmayan, ölüme meydan okuyan Cüneyt Arkın’ın bir apartman balkonunun kenarında gezerken ayağının kayıp ölümün soğuk nefesini hissettiği anın fotoğrafı. Gerçekten ucuz kurtulmuş... Zeki Alasya ve Metin Akpınar ayrılmaz ikiliydi. Zamanında tiyatro oyunlarının teyp kasetleri bile yok satardı. Sayısız oyun ve sayısız filmde birlikte rol aldılar ve hepimizi çok çok güldürdüler. Bu fotoğraf da bir tatilde çekildi. Akpınar, havuzdan çıkan Alasya’ya bornozunu tutuyor. Pop müziğin iki divası... İkisi de geçen yıllara meydan okuyor. Ajda Pekkan biraz tıbbi destekle, Nükhet Duru ise mucizevi genleri sayesinde hala eskisi gibiler. Şarkıları, albümleri, sahne programlarıyla rakiptiler elbette. Ama özel hayatlarında hep dosttular. Hala da öyleler... Filiz Akın'la başladık, Filiz Akın'la bitirelim. 1964 yılında Türker İnanoğlu'yla yüzük taktıkları an. Türker Bey'in eşine ne kadar aşık olduğu bakışlarından belli. Filiz Hanım da gerçekten çok güzel. Aşklarının meyvesi ise İlker İnanoğlu olacak. Ancak bu birliktelik bir süre sonra maalesef bozulacak ve Türker İnanoğlu 1974 yılında Türk sinemasının bir başka yıldızı Gülşen Bubikoğlu'yla hayatını birleştirecek.